Bingöl Metal Madencilik şirketi tarafından Bingöl’ün Kiğı ve Adaklı ilçelerinin kesiştiği bölgede 500 hektarlık alanda planlanan maden projesine karşı köylülerin açtığı davada, Erzurum 2 İdare Mahkemesinin bilirkişi heyeti, maden sahasında keşif yaptı.
Kiğı ve Adaklı ilçelerine bağlı Eskikavak, İlbey, Maltepe ve Aysaklı köylerinde devam eden madencilik faaliyetlerine karşı açılan iptal davasında, Erzurum 2. İdare Mahkemesi bilirkişi heyeti bölgede keşif gerçekleştirdi.
Peri Vadisinde ekolojik yıkıma yol açacağı gerekçesiyle köylülerin karşı çıktıkları kompleks cevher (kurşun-çinko-gümüş) maden ocağı projesi için Haziran ayında Bakanlık ÇED Olumlu kararı vermiş, köylüler ise karara karşı 4 Temmuz’da Erzurum 2. İdare Mahkemesine başvurarak yürütmenin durdurulması ve projenin iptal edilmesi istenmişti.
Erzurum 2. İdare Mahkemesi köylülerin başvurusu üzerine dosyayı inceleyerek 5 Ekim’de keşif yapılması kararı vermişti.
Aralarında biyolog, çevre mühendisi, harita mühendisi gibi uzman kişilerin de bulunduğu 7 kişilik bilirkişi heyeti, keşif kararı kapsamında Kiğı’ya bağlı Eskikavak köyünde bulunan maden sahasına gelerek incelemelerde bulundu. Keşif sırasında davacı köylüler ve avukatı, maden şirketi yetkilileri ve çevre köylerden çok sayıda köylü de hazır bulundu. Jandarmanın yoğun güvenlik önlemleri aldığı keşif sırasında köylülerin maden sahasına girmesine izin verilmedi.
Erzurum 2. İdare Mahkemesinin belirlediği bilirkişi heyeti maden sahasında incelemeler yaparak davacı köylüleri ve Bingöl Metal Madencilik şirketi yetkililerini dinledi. Köylüler ve dosya avukatı Barış Yıldırım keşif sonrası gazetemize açıklamalarda bulundu.
“Maden projesi, bölgeyi her açıdan tahribata ve yıkıma sebep olacaktır”
Dersim Kültürel ve Doğal Miras Koruma girişimi sözcüsü Avukat Barış Yıldırım, itirazlarını bilirkişi heyetine de aktardıklarını belirterek projenin iptal edilmesini istediklerini söyledi. Yıldırım, itirazlarını şöyle sıraladı : “Burası ekolojik öneme sahip bir alan. Depremsellik açısından çok tehlikeli bir bölge. Kullanılacak dinamitler proje sahasında sismik hareketleri tetikler. Proje sahası Kuzey Anadolu fay hattı ve Doğu Anadolu fay hattının kesiştiği noktaya çok yakın. Türkiye’nin akarsu kaynaklarının bu proje neticesinde aynı şekilde zarar göreceğini kirleneceğini, projenin Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğine aykırı olduğunu söyledik”
Yıldırım şöyle devam etti : “Proje alanında kültür ve tabiat kanununa göre tescilli yapılar bulunduğunu, projenin yürütülmek istendiği sahada BERN sözleşmesi ile koruma altına alınan yaban hayvanlarının bulunduğunu belirttik. Burada yaban keçisinin, dağ keçilerinin habitat bulduğunu ve bu habitat alanlarında projenin kesinlikle yürütülemeyeceğini ifade ettik. Yöre florasının son derece önemli olduğunu, bölgede yaban hayatı sahası bulunduğunu, bölge ekosisteminin inşa edilen HES ve barajlar sebebiyle yok edildiğini, madencilik projesi ile ekosistemin tamamen bitirileceği ve bu ekosistemin zarar görmesi halinde Türkiye’nin en büyük su toplama havzasına sahip Fırat Nehri’nin ekolojik olarak bir bütün olarak yok edileceğini ifade ettik.
Yıldırım konuşmasının devamında bölgede tarım ve hayvancılık, arıcılık yapıldığına dikkat çekerek şöyle devam etti : “Yörede dünyanın en kaliteli balı üretiliyor. Bu arıcılık faaliyetinin yürütülebilmesi için bölgede bu tip faaliyetlerin icra edilmemesi gerektiğini söyledik. Biz burada Dersimliler, Bingöllüler olarak coğrafyamıza her türlü projeye karşı coğrafyamızı savunduk, bundan sonra da savunacağız. Yaşam alanlarımızı korumak aynı zamanda insan neslinin geleceğini korumaktır. Türkiye’de ve dünyada temiz su kaynakları neredeyse yok olmak üzere, elde kalan son ırmaklar, son nehirler Yukarı Fırat Havzasında kalmış durumda. Su kaynaklarımızı bu projelerle yok etmeyelim. Buradan tüm yetkililere ve ilgililere diyoruz ki proje derhal iptal edilmelidir”.
Yıldırım’ın akabinde konuşan Eskikavak Köyü Derneği Başkanı İbrahim Kudiş; “Mücadelemiz devam edecek” dedi.
Maden projesine karşı mücadelelerini devam edeceklerini belirten Kudiş “Bizim dayandığımız en temel nokta buradaki yaşamı savunmamızdır. Biz sadece çevreci değiliz, biz burada bütün toplumumuzun, coğrafyamızın, bölgemizin yaşamını savunuyoruz”.
Bakanlığın ÇED olumlu kararı vermesini hatırlatan Kudiş : “Hiç kimse karamsar olmasın. Bunlar bugün belki çeşitli referanslarla bir başarı elde etmiş olabilirler ama bu bizi asla yıldırmayacak. Biz buradaki kendi geleceğimizi, çocuklarımızın geleceğini, buradaki anılarımızı, mezarlarımızı, kutsallarımızı, buradaki tüm canlıların yaşamını korumak için her türlü mücadeleyi vermeye hazırız. Bu mücadelemizi sürdüreceğiz” diyerek köylülere teşekkür etti ve duyarlılık çağrısı yaptı.
“Madenciler, özel mülkiyetin içinde çalışıyor”
Kiğı’ya bağlı Güneyağıl köyünde yaşayan doğasever Yunus Gürbey de maden projesine tepki gösterdi.
Gürbey, Maden ocağı olarak başlanan noktanın özel mülkiyetin içinde başlatılması, bu maden işine girişimde bulunan kişilerin özgüveni ve cesaretini çözemediklerini vurguladı.
Madencilik faaliyetlerinin bölgenin doğasına ciddi zararlar vereceğini belirten Gürbey, “Maden sahasında arıcılık ve hayvancılık faaliyetlerinin yapıldığını ifade etti. Bu vadi aynı zamanda yer altı suları açısından önemli kaynaklara sahip. Madencilik projesi ile su kaynakları ciddi zarar görecektir. Bu vadi birçok endemik bitki ve hayvan türünün yaşadığı bir vadi. Burada yoğun bir şekilde arıcılık faaliyetleri de yapılıyor. Proje gerek arıcılık faaliyetleri gerek yaban hayatı gerekse de yer altı suları açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor”
Maden projesine karşı duyarlılık çağrısı yapan Gürbey, Peri Vadisi’nin sit alanı sayılabilecek bir özelliğe sahip olduğuna dikkat çekerek maden projesine karşı çalışmalarını devam ettireceklerini ifade etti.
Bingöl Metal Madencilik Şirketinin talan ısrarı yeni değil!
Bingöl Metal Madencilik San. Tic. A.Ş tarafından 2011 yılında aynı bölgede 21.9 hektarlık alanda Kurşun-Gümüş-Çinko Kompleks Cevher Ocağı için ÇED Gerekli Değildir belgesi alınmıştı. 2014 yılında 3 hektarlık alan artışı yapılarak toplam ÇED alanının 24.75 hektara çıkartılması için Bingöl Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne başvuruda bulunulmuş, yine ÇED gerekli değildir belgesi alınmıştı.
Her iki ÇED gerekli değildir kararının iptali için Bingöl Valiliği aleyhine Erzurum 1. İdare Mahkemesi’nde açılan iptal davasında mahkeme, 17 Ocak 2019 tarihli kararı ile her iki dava için de “ÇED gerekli değildir” kararının iptaline karar vermiş ve kararın Danıştay tarafından onaylanması ile proje iptal edilmişti.
Mahkemenin iptal kararına rağmen şirket maden sahasını daha da genişleterek tekrar başvuru yaptı.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı sitesinde yer verilen proje dosyasında yer alan bilgilere göre, kompleks cevher maden projesi kapsamında, Kiğı Eskikavak köyü ve çevresinde yaklaşık 500 hektarlık bir alanda yeraltı üretim yöntemiyle yılda 25 bin ton cevher ve 37 bin ton pasa üretilmesi planlanıyor.
Arel Müşavirlik Madencilik Mühendislik Medikal Tic. Ltd. Şirketi tarafından hazırlanan raporda proje alanının büyük bir kısmının ormanlık alan olduğu bilgisine yer verilerek ÇED olumlu kararı sonrası gerekli izinler için başvurulacağı belirtiliyor. Buna göre, 330 hektar ormanlık alan, 86 hektar hazine arazisi-ham toprak, 14 hektar tarla (şahsi arazi), şahsi arsa ve tespiti yapılmamış alanlar bulunuyor.
Projeye Peri Vadisinde ekolojik yıkıma yol açacağı gerekçesiyle karşı çıkan köylüler daha önce İstanbul’da ve Kiğı Eskikavak köyünde maden sahasında kitlesel eylemler düzenleyerek tepkilerini dile getirmişti.
Peri Vadisi Çevre Platformu çağrısıyla 11 Ağustos’ta Kiğı Eskikavak -Arik köyünde yapılan eyleme TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, BİNÇEVDER, Mirzikan Derneği, yöre dernekleri, HDP, CHP, Saadet Partisi il temsilcileri Dersim Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, HDP Bingöl Milletvekili Erdal Aydemir, CHP Tunceli Milletvekili Polat Şaroğlu, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Eş Genel Başkanları Ahmet Dursun Kahraman ve Fatma Akgün, Dersim Kültürel ve Doğal Miras Koruma Girişimi Sözcüsü Barış Yıldırım ve yüzlerce yurttaş katılmıştı.