Kiğı Tarihi İle Öne Çıktı
Bingöl Üniversitesi tarafından düzenlenen Osmanlı Arşivlerinde Bingöl Belgeleri sergisinde, Kiğı ile ilgili birçok belge sergilendi. Sergi ile ilgili konuşan Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Çapak, “Osmanlı arşivlerinden edindiğimiz belgeler, Bingöl’ün tarihine ışık tutacaktır” dedi.
Sergide Bingöl’le ilgili sunulan belgelerin bununla sınırlı olmadığına dikkat çeken Çapak, “Bizim tespit ettiğimiz kadarıyla hâlihazırda üniversitemize de intikal eden Bingöl tarihi ile ilgili 15 bin civarında belge var. Onun dışında Başbakanlık Osmanlı arşivinde henüz elde edemediğimiz belgeler de var. İnşallah bunları da yakın zamanda bir şekilde üniversitemize katarız. Tabii esas olan bu belgeleri günümüz diline aktarmak ve ilgililere aktarmak. Belgelerde çok özgün bilgiler de var. Bingöl tarihine ciddi anlamda ışık tutacak bilgiler var. Bingöl ulemasına ışık tutacak bilgiler var. Bu süreç içerisinde inşallah zamanla belgelerin hepsini bir şekilde neşretme imkânı buluruz.”
Çapak, “Bunu üniversite olarak biz yapmak isteriz. Tek başımıza yapamazsak belediyenin desteğiyle başka kurumlarımızın desteği ile yapmak isteriz. Çünkü Bingöl tarihi arşiv belgelerine dayanıldığı zaman sağlıklı bir tarih olarak ortaya çıkar. Önümüzdeki zamanlarda hem bu belgelerden hareketten belki bulabileceğimiz başka bir belgelerden hareketle Bingöl tarihi yeniden kaleme alınır. Öyle ümit ediyoruz. Yakın zamana kadar Bingöl tarihi ile ilgili çok fazla bilgi olmadığı sanılıyordu. Bir de baktık ki 1550 tarihli tapu tahrir defterleri var. Kanuni Sultan Süleyman döneminde bunlar da yayınlandı. İnşallah önümüzdeki günlerde diğer belgelerde yayınlanır. Geçmişimizi bilerek geleceğe ışık tutmuş oluruz.” diye konuştu.
“Arşiv bir milletin hafızasıdır”
Birçok insanın, coğrafi bölgelerin, kavimlerin kendi tarihini, özgeçmişini Osmanlı arşivinde bulabildiğine dikkat çeken araştırmacı Abdullah Demir ise “Bu nedenle arşiv bir milletin hafızasıdır. Aynı zamanda birçok milletin tarihini içine alan en önemli kaynaklardan birisidir.” dedi.
Bingöl ve çevresi ile ilgili yapılan bir çalışmalarının olduğunu ifade eden Demir, “O çalışma sonucu burada bir sergi açtık ve bu sergide değişik konularla ilgili belgeleri getirdik, sergiledik. Bingöl halkımız için bu bir hizmet amaçlıdır. Sayın Rektörümüz Prof. Dr. İbrahim Çapak hocamızın katkılarıyla bu hizmeti gerçekleştirdik. Özellikle Bingöl ile ilgili 20 binden fazla belge mevcuttur. 15 bini üniversitemize kazandırdık ve onları yayınlayacağız. Daha önce yayınlanmış olduğumuz 1550 tarihindeki tapu tahrir defteri yayınlandı. 1830 tarihinde mevcut olan nüfus kayıtları da Bingöllümüz adına yayınlayacağız. Üniversitemizde yayınlanması için de hiçbir desteğini esirgemiyor.
Bu işe vesile olan herkese şükranlarımı arz ediyorum.” diye konuştu.
“Hiç kimsenin bulamayacağı bilgiler mevcut”
Demir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Demografik yapı itibariyle Bingöl bölgemizde yaşayan aşiretlerin iskânı, nereden geldikleri ve nereye yerleşiklerine dair çok ilginç, hiç kimsenin bulamayacağı bilgiler mevcuttur. Bu belgeleri yayınlamakla birçok karanlıkta kalmış olan tarihi bilgilerimizi de ortaya çıkmış oluruz. Tarihi belgeler; tarihi bize aktaran, belge ya da mezar taşları kitabelerdir ve arkeolojik kazılardır. Osmanlı arşivi çok mükemmel bir şekilde tutulmuştur ve bütün bölgelere ait olan kayıtlar tek tek kayıt altına alınmış ve o dönemde kimler yaşamış, hatta köy isimleri, şahıs isimleri, hatta fiziki özellikleri dahi tek tek anlatılmıştır. Dolayısıyla bu tarihi kaynaklar bizim için çok önemlidir. Ve bunları yayınlamamızda da inşallah bilinmeyen birçok bilgiler ortaya çıkmış olur.”
Zazalarla ilgili bir çalışmalarının da olduğunu aktaran Demir, “Tapu tahrirde yer alan kayıtlar mevcuttur. Tapu tahrirdeki kayıtları tek tek topladık. İnşallah, Zazalarla ilgili kitabı hazırlayıp yayınlamak için çalışıyoruz.”
“Kiğı’ya ait yüzlerce belge mevcuttur”
Sergide Kiğı bölgesine ait birçok belge ile ilgili konuşan Demir, Kiğı ilçemiz o zamanlar, Erzurum iline bağlı Sancakbeyliği ile ilgili yüzlerce belge mevcuttur. Bu belgeleri toparlayıp birleştireceğiz ve kitap haline getirip halkımıza kazandıracağız” dedi.
İŞTE O TARİHİ BELGELERDE YER ALAN BİLGİLER.
1-Erzurum’dan Kiğı ve Harput’a doğru yapımı düşünülen askeri yolun haritası.
5 Kasım 1890
6-Kiğı Kazası hükümet konağının harap olan bölümlerinin tamiri için harcamalardan bir kısmının bölgenin gelirlerinden karşılanmasına dair dahiliye nezaretinden Erurum Valiliğine gönderilen yazı. 19 Ocak 1888
7- Masrafları Maarif Maliye ve Evkaf nezaretleri bütçelerinden karşılanmak üzere Kiğı Kazası Kızılçubuk Köyünde bir Cami ve Okul yaptırılması hususunda Sultan ikinci Abdulhamid’i irade ile onay vermesi 12 Kasım 1895
8- Kiğı kazası civarındaki ambarlar zahire ile dolu olmasına rağmen birtakım stokçuların pahalı zahire sattıkları Ziraat bankasından faydalanamayan halkın poliçeçilerden yüksek faizle borçlanmaları sebebiyle ipotek ettirdikleri arazi ve emlaka el konulduğu, hayvanları için topladıkları otlardan ve evleri için ektikleri sebzelerden mültezimler tarafından öşür alınması sebebiyle günlük yiyeceklerden mahrum olduklarını bildiren Kiğı kazası ile Bilice ve çevre köy halkına reva görülen bu haksız muamaleye engel olunması için sadaret makamından Erzurum Valiliğine yazılan resmi yazı. 25 Şubat 1893
10- Kiğı Kazası ve bağlı köylerde bulunan Müslüman erkek nüfus sayısını gösteren tahrir defteri. 6 Kasım 1835
11- Kiğı Sancağında Kerar Nahiyesine bağlı Domalan köyü ve çevresinde tımar sahibi olan Yusuf’un Sultan Üçüncü Mustafa’nın tahta çıkışı münasebetiyle yenilenen beratı.
26 Haziran 1748
14 – Kiğı’dan Yemen’e sevk edilmek için toplanan altmıbeş askerin iki ayrı dönemde yola çıkarıldıklarına dair sadaretten Seraskerlik makamına yazılan tezkire. 9 Haziran 1907
15- Kiğı Taraflarında 18 Muharrem ( 2 Haziran) 1866 günü meydana gelen depremde bazı şahısların enkaz altında kaldıklarından halkın çadırlara ve boş hanelere yerleştirilerek gerekli yardımların yapılması. 17 Temmuz 1866
Kiğı bölgesinde 1866 yılında ağır hasarlı ve can kaybının yaşandığı bir deprem meydana geldiği belirtilmiş.
Haber: Galip Akengin / Nihat Kanat