DOLAR
34,8733
EURO
36,6369
ALTIN
3.048,48
BIST
10.058,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
10°C
İstanbul
10°C
Az Bulutlu
Perşembe Çok Bulutlu
9°C
Cuma Parçalı Bulutlu
10°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
11°C
Pazar Hafif Yağmurlu
8°C

KİT’leri yıkıp karadelikler açtılar !

KİT’leri yıkıp karadelikler açtılar !
02.12.2023 00:21 | Son Güncellenme: 02.12.2023 00:24
116
A+
A-

1 yıllık AKP iktidarı 4 yıl daha sürecek ve 25 yılı bulacak! Seçimle gelmiş çok az yönetimin böyle uzun bir ömrü olmuştur! 

AKP iktidar olduğunda, ülkemizin önemli bir gelişmişliği ve parlak bir ekonomisi yoktu. 

Fakat, yurdun her tarafında birçok devlet işletmesi vardı. Bunlara kısaca: “KİT” (Kamu İktisadi Kurumu) denirdi. Bu kurumlara bağlı olan birçok fabrika, işletme, maden sahası, arazi ve zengin kaynaklar vardı. 

Milyonların ekmek teknesi sayılan kurumlarda yüzbinlerce işçi-memur çalışırdı. Üreticilerin tarım ve hayvancılık ürünleri alınıp işlenir, yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda satılırdı. Böylece ülkenin ihracat ve ithalat dengesi kısmen sağlanırdı. 

binguven-bal2

Bu kurumlar, kolektif bir anlayışla halk yararına çalıştıkları için sürekli emperyalist anlayışın hedefleri olmuştu. Bu kurumları ele geçirmek için öncelikle ‘zarar’ etmesi ve ‘gereksiz’ oldukları algısıyla halkın gözünden düşmesi gerekiyordu. 

Öyle de yaptılar! 

Kurumlarda çalışan-işçi-memur sayıları, politikacıların “hamili kart yakınımdır” buyruklarıyla kat kat arttırıldı. Böylece, halkın ekmek teknesi kurumlar: piyasa değeri düşük, hantal, atıl, itibarsız ve işlevsiz kalmışlardı.  İstedikleri olmuş ve AKP, Türkiye tarihinde görülmemiş bir özelleştirme uygulamasına başlamış, ülkenin gözbebeği kurumları çokça kazanım ve birikimleriyle yok pahasına haraç mezat satılmıştı. 

İşte sayıları binlerce olan bu kurumlardan birkaçı: 

Sümerbank, Şeker Fabrikaları, Çimento Sanayii, Gübre Fabrikaları, Etibank, TÜPRAŞ, THY, SEKA, TEKEL, PTT (telefon) USAŞ, EBK, Elektrik Dağıtım,  Hidroelektrik Santralleri, Termik Santraller, Kömür İşletmeleri, Doğalgaz Dağıtım, Maden İşletmeleri, Çimento, Emekli Sandığı Otelleri, Sosyal Tesisler, Limanlar, çokça değerli arazi vb. sayfalar dolusu liste…

Oysa bu kurumlar, ekonomimizin dinamosu, halkın ‘ekmek teknesi’ ve ortak mallarıydı. Ve tüm araç-gereç-donatıları ile birlikte, arsa fiyatının bile çok çok altında yandaşlara peşkeş çekilip satıldılar! Kalanları da satmaya devam edecekler!

***

AKP iktidarının ‘yola devam’ etmesi için ‘miras’ satışları da yetmedi. Yandaşları, doymak bilmediği için acil ve çokça ‘Dolar’ bulmalı ve bu paranın kime-nereye harcandığı sorgulanmamalıydı! 

Bu durumda, İMF ve benzeri kurumlara başvurulamazdı, çünkü onlar, paranın nereye-nasıl harcandığını inceler-sorgulardı!  

Ve nihayet çareyi: “Varlık Barışı” ilan edip, 7 kez yinelediler! 

Varlık Barışı: bazı kişi ve kurumların yurtiçi ya da yurtdışında denetim dışı kalmış kara varlıklarına ‘yasal’ görünüm kazandırma düzenlemesidir. Mevlana’nın o ünlü çağrısıyla o karanlık kişilere: “Gel, gel ne olursan ol yine gel!” derken: Varlıkların akmış-karaymış bizim için hiç önemli değildir, yeter ki onları al da gel! diyorlardı.

Bu çağrı, demokratik ülkelerde yasadışı-kanlı-karanlık işlerine fırsat verilmeyenleri (uyuşturucu baronları ve mafya çeteleri) mutlu etti. Çünkü, sorgusuz ve vergisiz olarak tüm karanlık varlıkları aklamış olacaklardı. Ve bu fırsatı kaçırmadılar:  

Bu kişiler için yapılan açık-kapalı törenlerde medya tanıklığında ve en üst düzeyde destekler verildi. Nutuk, alkış, gülücükler eşliğinde yankı bulan  video-fotoğraflar çekildi. Ortaklıklar kuruldu, vatandaş olmayanlar vatandaş olup pasaport aldı! 

Tabii ki aklanan kirli-karanlık paralar; bankalara, madenlere, yatlara, ultra lüks köşklere, gökdelenlere akmış, yerli ve milli olmuştu.

İşte böyle başladı aklanan kirli paranın rantı ve çetelerin de sokakları ele geçirmesi.

Şimdilerde: “Bunlar da kim?” dediğimiz türedi zenginler ile sokaklardaki kanlı hesaplaşma, çatışma ve infazlar da bu gidişin sonuçlarıdır.  Böylece Türkiye, dünyada “Gri Listeye” ilk giren en büyük ekonomi oldu! 

NOT: 24 Eylül 1991 tarihinden beri üyesi olduğumuz FATF (Mali Eylem Görev Gücü), 21 Kasım 2021 günü: kara para aklama ve terörün finansmanıyla mücadele önlemleri yetersizdir diye Türkiye’yi, Mali ve Ürdün ile birlikte “Gri Listeye” aldı.  

Bunlar olurken, ülke halkı için değişen bir durum yoktur. Onların yazgıları gereği olmuştu tüm kaza, deprem, yangın, sel, fırtına, açlık, yokluk, acı ve ölümler! 

Tüm bunlar: “Kader planının içerisinde olan şeyler!” 

Halkımız, öbür dünyada olacak ‘büyük sınava’ hazırlanıyor!

***

“Bunlar, 21 yılda hiç mi iyi işler yapmadı?” diye sorarsanız ben de:   

**Saraylar, otobanlar, köprüler, tüneller, Şehir Hastaneleri, Havaalanları gibi çokça işler yaptılar! 

**Bu işler yapılırken de halka: “Cebinizden beş kuruş çıkmayacak!” dediler. Sonra sonra anladık ki bu “yap-işlet” sözleşmeleri “ticari sır” kapsamına alınmış ve bu sözleşmeler ile ilgili uyuşmazlık için İngiliz yasaları ve Londra Tahkim Kurulu’nun yetkili kılınmış, sözleşme bedeli borç “Dolar” olarak kat kat fazlasıyla hazineye borç yazılmış ve günü gelen faturalar bütçeden tıkır tıkır ödeniyor. Bu 30-40 yıl sürecek bir borçmuş, yani daha doğmamış torunlar ve onların çocukları da borçlu olacak! 

**Ve yeni yeni anladık, bu “yap-işlet” projelerinin ülkemiz için birer karadelik olduklarını! 

Söylerim, size.

İşte Belgeleri:

Sayıştay’ın 2015 yılı raporu ve şimdi de Genel Sağlık İş Sendikası: Şehir Hastaneleri ülke için birer karadelik olmuştur diyor! 

Ve bu görüşü aşağıdaki cümle ile de destekliyor:

“17 şehir hastanesine 25 yılda yapılacak ödemelerle her biri 600 yataklı 875 adet devlet hastanesi yapılabilir…”  

25 yaş üstü her vatandaş ekran ve meydanlarda gördü ve duyduk, tek yetkili olan Erdoğan halka hitaben: “yap-işlet” projeleri için “Cebinizden beş kuruş çıkmayacak!” dediğini. Unutan varsa ararsa bulur kayıtlarını.

Sanırım şimdi de: “Yap-işlet 30-40 yıl sömür!” diye neşe çığlıkları atıyorlar.  

Nereden nereye!

 Emin Toprak – DOSTÇA

rodi
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.