Yaşanan her türlü haksızlığa karşı konunun takipçisi olacaklarının altını çizen Hülakü, Bingöl’ün deprem gerçeğini, su baskınlarının sebep olduğu zararları ve engellilere yönelik mobbing iddialarını şöyle sıraladı;
Öncelikle sizlerin şahsında basına yönelik baskı ve şiddetin bir politika olarak sürdürülmesinin karşısında olduğumuzu, bu vesileyle Sayın Sinan Aygül’e yapılan saldırının Türkiye’deki tüm basın emekçilerine yönelik bir saldırı olduğunu ifade etmek istiyorum. Sinan Aygül’e geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum.
Bingöl’e dair kalıcı bir çözümün sağlandığı hiçbir konu maalesef yoktur. Bugün Bingöl’ün en temel ve acil sorunu depreme hazırlıklı bir kent haline getirilmesi ihtiyacıdır. Şubat ayında 10 ilde meydana gelen deprem felaketi göstermiştir ki AKP iktidarında Türkiye’nin herhangi bir kenti, olası herhangi bir afete hazırlıklı değildir.
Türkiye halkları; basiretsiz, plansızlıktan uzak, hiçbir öngörüsü ve hazırlığı olmayan bir yönetim anlayışı ile karşı karşıyadır. Bingöl halkının olası bir depremde karşılaşacağı yönetim, koordinasyon ve planlama zafiyetine yönelik hiçbir toleransı yoktur.
Geçen hafta TBMM Başkanlığı’na sunduğumuz “Olası Bir Bingöl Depremine Yönelik Gerekli Tedbirlerin Alınmasına İlişkin Araştırma Komisyonu Kurulması” talebimiz yerine getirilmelidir.
Çeşitli Bakanlıklara ilettiğimiz soru önergelerimiz süresi içerisinde cevaplanmalıdır. Deprem konusu Bingöl’ün birincil gündemidir. Bu yönde yapılacak her çalışmayı takip edeceğimizi, her eksikliği gündeme getirerek tamamlanmasını sağlayacağımızı belirtmek istiyorum.
Bingöl halkına açıkça şunu ifade etmek istiyorum; Biz demiştik, biz uyarmıştık dememek en büyük temennimizdir. Keşke bizleri dinleselerdi dememek en çok arzu edeceğimiz dileğimizdir. Haklı çıkmak için değil, doğru olanı doğru zamanda ve doğru yerde gerçekleştirmek için çalışıyoruz. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Bilindiği üzere geçtiğimiz günlerde Bingöl şehir merkezinde yaşanan yarım saatlik yağmur yağışının ardından şehir merkezinde birçok yer sular altında kalmıştır. Su taşkınlarına maruz kalan bölgelerin yoğunlukla ulaşım noktaları ve ticari alanlardan oluşması mağduriyet boyutunun daha fazla artmasına neden olmuştur.
Her yağmur sonrası sürekli su taşkınlarının oluştuğu Sanayi Sitesi ve Sanayi Sitesiyle bağlantısı bulunan Bingöl-Muş Karayolu üzerindeki araç geçişlerinin sağlandığı alt geçit görüldüğü üzere kullanılamaz hale gelmiştir. Özellikle ulaşımda yaşanan aksamalar nedeniyle birçok mağduriyetin yaşandığı tarafımıza iletilmiştir. Sürekli yaşanan su taşkınları trafiğin aksamasına neden olmuş, insan hayatı açısından tehlikeli bir boyuta ulaşmıştır.
Sanayi Sitesi esnafı için her yağmur yağışı artık bir kâbusun başlangıcı anlamına geliyor; çünkü sorunun giderilmesine ilişkin hiçbir çözüm üretilmiyor. Bingöl için önemli bir ticari hizmet alanı olan sanayi sitesi, hizmet veren esnafları ile birlikte yalnız bırakılmıştır. 21 yıldır maruz kaldığımız afet iktidarının sorumsuzluğu Bingöl’ün her noktasından gözle görülebilecek bir durumdadır.
Su taşkınlarından etkilenen bir diğer bölge ise yine bir ticari alan olan Bingöl Galericiler Sitesidir. Site esnafı, daha önce Belediye’den kendilerine yeni bir yer tahsis edilmesi için birçok kez talepte bulunmuş; ancak bu talepleri karşılanmamıştır. Son yaşanan su taşkınlarında Galericiler Sitesinde bulunan çoğu işyeri su altında kalarak ciddi zarara uğramıştır.
Küçük bir alanı kaplayan Bingöl Galericiler Sitesinin, sürekli su taşkınlarına maruz kalmasını engellemek için makul bir bütçe yeterli olmasına rağmen bugüne kadar herhangi bir çalışma yapılmamış ve önlem alınmamıştır.
Yağan yağmur sonrası Çapakçur Viyadüğü adeta göle dönüşerek ulaşımda tehlike arz edecek aksamalar yaşanmıştır. Araçların ağır aksak geçmeye çalıştığı esnada viyadükten taşarak Çapakçur Vadisine dökülen yağmur suları ciddi tepkilere yol açmıştır. Görüldüğü üzere viyadük yaptıklarını zanneden AKP iktidarı, Bingöl halkına esasen yapay bir şelale yaptıklarını yarım saatlik bir yağışla göstermiştir.
Şehrin iki yakasını birbirine bağlayan ve ulaşım açısından ciddi önem arz eden Çapakçur Viyadüğünde sürekli aynı sorun yaşanmasına rağmen maalesef bugüne kadar bir çözüm üretilmemiştir. Şehri yönetenlerin sorunlar ve acil durumlar karşısındaki sorumsuzluğu ve acizliği büyük felaketlere yol açmadan bir an önce harekete geçilmelidir.
Son olarak; geçtiğimiz hafta Bingöl’de engelli yurttaşlarımıza yönelik mobing ve baskı yapıldığına yönelik tarafımıza iletilen şikayetlerin ardından Bingöl’de Altı Nokta Körler Derneği’ni ziyaret ettik. Sıcak karşılamaları ve misafirperverlikleri için dernek yönetimine teşekkür ediyorum. Engelli yurttaşlarımızın birçok sorunu geçmişten bugüne kronik olarak sürmektedir. Kamu emekçisi engellilere yönelik ciddi bir mobing uygulanmaktadır. Kamuda engellilere yönelik yeterli istihdam sağlanmamakta, ayrılan kadroların da çoğunlukla en alt derece kadrolar olduğu bilinmektedir.
Bingöl’de yaşamakta olan on bini aşkın engelli yurttaşımızın her birinin taleplerini TBMM çatısı altında dile getirerek gündemleştirmek ve talep ettikleri çözüme kavuşturmak bizim başlıca görevimizdir.
Bu sorumluluğun bilincinde olarak engelli yurttaşlarımızın toplumsal dışlanmaya maruz bırakacak her türlü politika ve anlayışın karşısında olacağımızı belirtmek istiyorum.
Bingöl kenti, her bir engelli yurttaşın engelsiz bir şekilde yaşayacağı bir kent olmalıdır. Yeşil Sol Parti olarak bizler engellilere yönelik engeli olan AKP iktidarının toplumsal temsiliyet düzleminde eşitlenmelerine olanak vermediklerini görüyoruz. Buna karşın engelli yurttaşlarımızın yardıma muhtaç, destek ihtiyacı olan bireyler olarak değil toplumun eşit birer ferdi olarak yaşamda en aktif şekilde yer almaları gerektiğini savunuyoruz.