Karer Tarihçesi
Karer Tarihçesi
Dokuz köyü ve mezraları ile bilinen Karer- yada Osmanlı arşivlerinde (Kerar) adı ile bir bölgenin adıdır. Bingöl’de Adaklı ilçesine bağlı coğrafik yapısı, inanç ve eğitime olan ilgileri ilgili, tarihçesi, kabile yada aşiretleri ve merak edilen her şeyi bulabileceğiniz Seyyid Selçuk Sevin’in kaleminden Karer bölgesinin tarihçesi yazı dizisini heyecan ve merakla okuyacağınızı umuyoruz.
DOKUZ KÖYÜN ORTAK ADI KÂRER
KÂRER, Kârer’in dokuz köyünden Sütlüce – Darabi eski adı, Sarıdibek-Korıkân, Kabaçalı – Pirican, Dolutekne – Yekmal, Altınevler – Şirnan, Çamlıca – Hırçık, Doluçay – Sağyan, Elmaağaç- Maskân ve aynı zamanda tüm köylerde görülen KÂRER BABA ziyaretinden adını almaktadır.
KÂRER’İN sözlük anlamı: Meşrur, sevinmiş, beşaret ve müjde sebebi ile parlayan göz anlamına gelir. Coğrafi yapısı engebeli, bir çanağı andıran bu bölgenin çevresi, rakımı üç bine yakın olan dağlarla çevrilidir. Hemen hemen her dağın zirvesinde bir ziyaret (Yatır) bulunmaktadır. Kârer Baba ziyareti Sütlüce ve Sarıdibek köyleri arasında sınırdır. Rakımı üç bin civarındadır.
KÂRER, çevresini çevreleyen yüksek dağların zirvesinde yatan bu ziyaretlerin konumu ile bu bölge bir evliya yatağını andırır. Onlara layık olmak için gönül ehli olmak gerekir. Bu ziyaretlerin halk arasında bilinen adları şöyledir: Kârer’de ki ziyaretler:
Sütlüce Köyü’nde: Şiğelesı Deşte, Şehide Sınce, Şeker Baba, Şehido Fukara, Şiğhamok, Şehide Kurı, Muriya Diyarı, Kemera Hızırı, Şehide Guhera Dızdan, Diyarı Çıla, Şehide Goze, Çıfta Palkan, Horiya Çağılı, Topık, Horiya Gabanı, Kalo Sıpe ve KARER BABA Şehidi.
PİR KÜR HÜSEYİN DERGÂHI
SEYYİT PİR KUR HÜSEYİN DERGÂHI (OCAK, DERGÂH):
İşlevlik, İçtihat ve İcraatları manevi tasavvuf’ta bu üç isim de bir anlam taşır. Ancak bir kısım araştırmacı ve yazarların yaptıkları yorum ve görüşler bu bağlamda gerçeği yansıtmadığı kanısındayım.
Dedem Pir Kur Hüseyin, mevcut dergâhın bulunduğu karer bölgesi sekiz köyden ibaret olup Karer Baba Dağı’nın tepesinde mevcut KARER BABA Şehidinden bölge olarak ‘KARER’ ismini almaktadır. Dergâhın kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber takriben 1617 olarak birçok olay ve yaşlıların beyanlarında ayrıca Tasavvuf hakikat babında da tesbiti esastır. Dergâhın 2006 tarihinde yayımlanan ehl-i beytten dersime isimli kitapta dergâhın kuruluşu hakkındaki takriben 1780 tarihin yanılgı olduğu kanısındayız. Dergâh merkezi olan Sütlüce köyü (Darabi) eski ismi olup bu köyün merkezinde bulunan Kur Hüseyin dergâhın takriben 1617 tarihinden itibaren bu bölgeye yerleşen hormek aşiretinin reisi Zeynel Ağa yine Kığı ilçesi şu anda Adaklı ilçe merkezi olan (Hösnek) köyü Zeynel mezrasından bir itilaftan dolayı göç edip Karer Bölgesin’de Sütlüce(Darabi) köyüne yerleşir. Bu bölgede evladı Resul Seyyit olmadığı için Zeynel Ağa bir zatihi yanına aldığı bir heyetle Tunceli/Mazgirt/Mohundu bölgesinde cansız duvarı yürüten Baba Mansur’un torunlarından Pir Seyyit Ahmed’in evlatları olan Seyyit Pir Kur Hüseyin, Seyyit Pir Ali ve Seyyit Pir Hasan olmak üzere 3 kardeşi Sütlüce köyüne getirir ve mevcut dergâhın bulunduğu mahalde kendilerine bir ev yapar, yerleşirler. 4 ay sonra Cenabı Allah tarafından sırrı hakikatten 2 Evliya bu eve Sır olarak gelir. Bu Evliyalar zaman zaman çeşitli insanlara, özellikle aksakallı dedeler sıfatında çeşitli şekillerde güvercin, geyik, özellikle de melek bazen de Rütbeli General, Subay ve Asker sıfatında görülür. O gün bugün bu dergâha yurt içinde yurt dışında bölge halkı dâhil çok çeşitli, Tıp’ın tespit edip etmediği hastalıklar için hastalar ve ziyaretçiler gelmekteler.
İslam ve Kur’an inancında Dergâh’ta yapılan tüm hizmetler para ve herhangi bir maddi menfaat karşılığında yapılmamaktadır. İslam dininde hizmet para ile yapılmaz; hizmet duadır, karşılığı hakikat ve aşk gönüllüdür.
“ Üfürükçülerin, muskacıların, kurşuncuların ve falcıların iptidasından uzak” Hakikat Sırrı ile kişinin inanç ve itikadı doğrultusunda İslam inancının Kuran’ı Kerimin içtihatları içerisinde olsun olmasın inansın veya inanmasın her görüşe her inanca mensup insanlar arzu ettiklerinde Baba Mansur Kur Hüseyin Dergâhına gelebilir, ziyaret edebilirler. Dergâh insan sıfatını taşıyan, yoksulun, yetimin, yaşlının, mazlumun, dul, kimsesiz ve her insanın inancı ve dini ne olursa olsun evidir. Manevi değerdeki ziyaretgâhıdır. İlim ve Ahlak Yuvasıdır. Ancak can gözü yani kalp gözü açık olan Evliyaları görebilir. Evliya hikmeti dünya kutbu sırrı hikmettir. Allah’ın o sır ve hakikatinden haberdar olan ve Can gözü açık olan her can Evliyaları görebilir.
Allah tarafından verilen makamları karıştırmamak lazım.
1. Evliya makamı, simgesi Cenetteki Tuba ağacın dalıdır. Evliyalar bir sırdır (insan sıfatına bürünmemiş sırrı hikmettendir)Can gözü açık olan görür. O mübarekleri Evliyaların bulunduğu mekâna Dergâh denir.
2. Başta 4 Meleki Mükkerem olmak üzere tüm dünya melekleri de Sırri hikmet gayip âlemindedirler. Evliyalar gibi can gözü açık olan görür.
3. Allah‘ın Elçileri olan Nebi ve Resuller’in makamı insandır.
4. İmamlar’ın makamı insandır.
5. Şehitler’in makamı insandır.
6. Pirler’in makamı insandır.
7. Rehberler’in makamı insandır.
8. Mürşidler’in makamı insandır.
9. Seyyidler’in makamı insandır. (seyyid dışında kimse pir olamaz)
10. Ermiş insanın makamı insandır. Tüm konularda ışıktır İlim ve marifet sahibi.
11. Âlimler’in makamı insandır. Makamı çok okumuş İlmen aydınlatıcı dır.
12. Şeyhler’in (Seyyid) makamı insandır.
13. İyi insanların makamı yaşayan insandır.
14. Yatır mezar makamı ayrıdır hakka yürüyen insanlardır.
15. Talip ve müritlerin makamı da insandır. (Pirlik makamı kadar da talip, mürid makamını hak etmesi gerekir bu makamda 4 kapı 40 makam ve 72 farzdan geçip haberdar olması gerekir)
16. Dergâh postnişi makamı da insandır (Seyyid olup Pirlik makamını hak eden ancak bu Mihrabı Minberde oturabilir)
Günümüze dek özellikle manevi tasavvuftaki ulvi has makamlar birbirine çok karıştırılarak çarptırılmış bunlar yerli yerinde herkes hak ettiği makamıyla çağrılmalı ve hitap edilmelidir ve kişi hak ettiği makamda icraatını sübutu olarak göstermelidir.
Bu makam zatlarını İlahlaştırmak günah ve ayıptır. Tek bir İlah var o da ‘ALLAH’DIR’. Manevi tasavvuftaki her makam sahibi o makamın Ehlidir’ ki Allah o makamı ona nasip etmiştir.
Pir Kür Hüseyin Dergâhın başında şu anda 6. Postnişi Pir Seyyid Selçuk Sevin bu hizmeti bilfiil devam etmektedir.
Dergâh, Kiğı merkezine 55 km, Adaklı merkezine 30 km ve Bingöl merkezine 35 km mesafededir.
Devam edecek…