DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
9°C
İstanbul
9°C
Az Bulutlu
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Çok Bulutlu
11°C
Salı Az Bulutlu
12°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
13°C

Emekli Öğretmen Yılmaz Tektaş: “Mahmut Çiftnamlı’nın hakkı ödenmez”

Emekli Öğretmen Yılmaz Tektaş: “Mahmut Çiftnamlı’nın hakkı ödenmez”
05.06.2022 01:59 | Son Güncellenme: 05.06.2022 02:22
539
A+
A-

Yayladere ilçesinin efsane ismi Mahmut Çiftnamlı ile ilgili öğrencileri ve eğitimci arkadaşlarının yazılarına bir yazı da emekli öğretmen, yazar Yılmaz Tektaş’tan geldi.

83 Yaşındaki Yılmaz Tektaş’ın “”Mahmut Çiftnamlı’nın hakkı ödenmez” başlıklı yazısı…

Mahmut hocamız, Kiğı bölgesinde gelmiş ve geçmiş en önemli şahsiyetlerdendir.

binguven-bal2

O yalnız bir öğretmen değildi, Öğretmenliğin yanı sıra ziraatçıydı, veterinerdi, sağlıkçıydı, inşaatçıydı, kısacası her işten anlayan ve gerektiğinde kollarını sıvar, memleketi için karşılık beklemeden fedakâr bir insandı.

Ruhu Şad olsun. Mekânı Cennet olur inşallah.

Hocamıza duacıyız, bir öğrencin olarak minnettarım.

Mahmut hoca benim müdürümdü.

Zaman geçtikçe aynı mesleği seçtikten sonra onun yaptıklarını daha iyi anladım ve çok takdir ediyorum.

Öğrenci iken onun biz öğrencilere hizmet etmeye mecbur olduğunu, düşünüyorduk, halbuki öyle bir sorumluluğu yoktu ama o kendini insanına adamıştı.

Yerin cennettir, rahat uyu hocam.

Kiğı’da 1955 – 1960 yılları arasında bina kiralayıp pansiyon açmıştı.

Kiğı Ortaokulunu adeta yatılı okul haline getirmişti.

Biz 25-30 öğrenci pansiyonda kalıyorduk.

Pansiyon başkanı da bendim. O zaman imkanlar daha kısıtlıydı. Yol yok, vasıta yoktu.

Elektrik yoktu. Ulaşım zordu.

Fedakâr hocamız, 10 yıl kadar Kiğı’da görev yaptı. Bu şartlar altında Yayladere’de Ortaokul yaptırdı.

Müdür olarak Yayladere Ortaokuluna geçti.

Yayladere’nin her köşesinde onun emeği vardır. Hemen hemen her ağacı o aşılamıştır.

Yolları, çeşmeleri o yaptırmıştır. Cinsi inekleri o getirtti.

Belediye teşkilatını o kurdurdu. Nahiye statüsüne o getirdi.

İnanın onun yaptıklarını saymakla bitmez.

Yalnız sormamız gereken bir şey var, Mahmut hocanın bunca fedakârlığa ve cefakarlığa karşı neyi var?

Cevap: hiçbir şey!.

Sadece, kendisini hürmetle yad eden bir çevresi var, o da yeterdir.

ANEKTOTLAR

Ortaokulda okurken Mahmut Hoca ile çok yakın alakamız oldu.

Biz 2-3 öğrenci okulun duvar gazetesini yazıyorduk. Bir iki piyeste rol aldım. Pansiyon ve sınıf başkanlığı yaptım. O yüzden cennet mekân hocamızı çok yakinen tanırım ve bilirim.

PANSİYONA KURMANIN AMACI KÖY ÇOCUKLARI İDİ

Yukarıda belirttiğim gibi hocamızın köylü çocuklar rahat okusun diye pansiyon açmıştı.

‘Heme Mure’ denilen adamdan o zaman en iyi binasını pansiyon olarak kiralamıştı.

Bina eski ortaokulun tam karşısında idi. Arada bir dere vardı. Binanın alt katı depo ve yemekhane, üst katını da yatakhane olarak kullanıyorduk.

Kaç paraya kiraladığını bilmiyorum, iki çalışkan kadın Feride ve Keki ustanın eşi de bize yemek ve temizlik için yardımcı almıştı. Pansiyonda 25-30 kişi idik. Çamaşırlar elle yıkanırdı. Başta Mahmut hocamız ve öğretmenlerimiz bizimle çok ilgiliydiler.

Günlük tabldot yemek listesi oluşturmuşlardı. Her gün bir öğretmen nöbetleşerek asayış ve kontrol sağlanıyordu. Etütler, okumalar yapılırdı.

Şimdi nerede o öğretmenler?

Kim yapar yapar bu fedakarlığı?

İşte öğretmenlik budur!….

KİLİT KIRMA

Hocamız çok çalışkan ve fedakar bir insandı.

Bir Pazar günü gelmişti, okulda çalışacaktı.

Yalnız okulun dış kapısı kilitliydi. Bizde okulun bahçesinde oynuyoruz.

Bize gidin çarşıda odacı Mehmet’i bulun gelsin kilidi açsın. Biz gittik çarşıda Mehmet’i bulamamdık. Geri geldik Mehmet yok dedik. Bir taş aldı, kilidi kırmak için ben dedim ki hocam ver ben kırayım, hoca buna kızdı, bunu söyleyen sen misin? Kızınca, hemen orayı terk ettim. Çünkü çok sever ve saygı ve duyardık.

ÖĞRETMEN OKULU SINAVI

Bingöl’de öğretmen okulu sınavına giderken, Diyarbakır öğretmen okuluna müracaat etmişiz. Yıl 1958, 64 sene önce, bir ömür geçmiş. Sınava giriş belgem yok. O belgenin fotokopisi sizlere sunacağım. Aslı bendedir, müdür beyin odasına girdim, fotoğraf istemişti, verdim. Geçti daktilonun başına, belgeyi hazırlayacak, ne yazdığını bilmiyorum, “Bana kızdı. Hele çık dışarı, hazırlayınca seni çağıracağım”. Ben salona çıktım, yarım saat sonra içeri çağırdı, belgeyi verdi, başarılar diledi, bende elini öptüm çıktım.

O belge benim için çok kıymetlidir, hatıralarım arasında, sağ kaldıkça; saklayacağım.

64 yıl önceden kalma hatıra

Biz öğrencilerin ve tüm Yayladere’nin Mahmut Çiftnamlı’ya borcu vardır.

Onun adını yaşatmamız lazım, bunun için ilçenin münasip yerine bir büstü olabilir, yada heykelini yerleştirmekle ödeyebiliriz. Girişim oluşursa, katkı sunmaya hazırım.

Dostça selamlar….

Kiğı yukarı Ğacık Köyünden

Yılmaz TEKTAŞ

rodi
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.