Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) yaptığı açıklamada, Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs’ın önde gelen araştırmacı gazetecileri Uğur Mumcu ve Kutlu Adalı’nın 1990’larda Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ta faili meçhul cinayetleriyle ilgili yeni iddiaları soruşturması gerektiğini söyledi.
IPI, Sedat Peker’in Eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ı Uğur Mumcu’yu öldürmekle suçladığını belirterek “İddiaların ardından şu ana kadar resmi bir açıklama yapılmadı veya soruşturma açılmadı.” dedi.
Peker’in, benzer şekilde Ağar’ı 1996’da Adalı’nın öldürülmesini organize etmekle suçladığını aktaran IPI, “Öldürüldüğü sırada Kuzey Kıbrıs’ta Yenidüzen gazetesinde çalışan Adalı, tarihi eser kaçakçılığı ve müdürlüğün olaya karıştığı iddialarını yazıyordu.” dedi.
IPI Başkan Yardımcısı Scott Griffen, “Sedat Peker’in ileri sürdüğü ciddi iddialar henüz teyit edilmemişken, Uğur Mumcu ve Kutlu Adalı cinayetlerindeki cezasızlık durumu, bu iddiaların kaynağı ne olursa olsun eksiksiz olarak değerlendirilmesini gerektiriyor” dedi. Griffen şöyle devam etti: “Bu nedenle, Türk makamlarını bu yeni iddialar hakkında soruşturma açmaya ve bu suçları çözmeye ve sorumlulardan hesap sormaya yönelik tüm olası yolları aramaya çağırıyoruz. IPI bu durumu yakından takip etmeye devam edecek, adalet mücadelesini sürdüren Uğur Mumcu ve Kutlu Adalı ailelerine dayanışmamızı sunuyoruz.”
IPI Türkiye Milli Komitesi Başkanı Kadri Gürsel ise “Mafya babası Sedat Peker’in 2014-2020 yılları arasında mevcut yönetim tarafından korunduğuna inanmak için yeterince somut delil var. Eleştirel ve Bağımsız Gazeteci Kutlu Adalı’nın 1996’da Kıbrıs’ta öldürülmesiyle ilgili iddiaların da ciddi şekilde araştırılması gerekiyor. Ayrıca 2015 yılında Hürriyet gazetesine yönelik mafya saldırılarına ilişkin ifşaat araştırılmalı ve siyasi bağlar ortaya çıkarılmalıdır. Devletle şaibeli gazetecilere karşı işlenen suçları önleyemeyen ve soruşturamayan Türkiye’nin dünyada saygın bir yere sahip olması mümkün değildir.” dedi