Peri Vadisi Çevre Platformu Kadıköy’den seslendi: “Doğamızı koruyacağız, haksızlıklara boyun eğmeyeceğiz”
İstanbul Kadıköy’de bir araya gelen Peri Vadisi Çevre Platformu üyeleri, ortak bir basın açıklamasında bulundu. Yapılan açıklamada; “Doğamızı koruyacağız, haksızlıklara boyun eğmeyeceğiz ”denildi.
Açıklamada; “Kiğı ve Adaklı İlçeleri sınırlarında yer alan Eskikavak, Cevizli, Aysaklı, İlbey, Maltepe Köyleri ve Mezraları Mirzîkan, Mexsîkan, Suznut, Kûsmur, Şorîk ve Bırîkan Mezralarını kapsayan 464.149 hektarlık alanda, Bingöl Metal Madencilik San. Tic. A.Ş. tarafından yürütülmesi planlanan Kurşun-Çinko-Gümüş Kompleks Cevher Maden Ocağı projesi için, Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği kapsamında ÇED OLUMLU KARARI VERİLMİŞTİR. Çed olumlu kararı, hukuka aykırı olup, kararda kamu yararı bulunmamaktadır” denildi.
Platformun sözcüsü, Kiğı Arık- Eskikavak Köyü Dernek başkanı İbrahim Kudiş’in okuduğu ortak açıklamada; “Çed Raporu’nda, Çed Yönetmeliği’nde ve ilgili mevzuat hükümlerinde belirtilen hususlar göz önünde bulundurulmamıştır. Şöyle ki, Çed Raporu’nda projenin muhtemel çevresel etkilerine karşı alınacak tedbirler, doğal kaynakların kullanımı gibi yöntemine uygun olarak ortaya konulmamıştır. Çed Raporunda, projeden etkilenmesi muhtemel alanın, hassasiyeti yeterince değerlendirilmemiştir. Yine proje alanı ve yakın çevresinin mevcut arazi kullanımı göz önünde bulundurulmamıştır.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının ilgili birimince proje alanı, yerinde yeterince incelenmemiş ve proje alanındaki mülkiyetin rejimi yeterince değerlendirilmemiştir. Proje sahasının Havza Planı da henüz yapılmamıştır. Çed Raporunun Kapsam ve özel formatının belirlenmesinden önce, halkı proje hakkında bilgilendirmek, projeye ilişkin görüş ve önerilerini almak üzere yapılan toplantı zorunlu olduğu halde, sadece göstermelik bir toplantı düzenlenmiş, yöre halkının katılımının sağlanması için gerekli duyurular yapılmamış ve adil bir bilgilendirme süreci söz konusu olmamıştır.
Çed, kalkınmanın gereği olan, faaliyet ve yatırımların çevre üzerine olabilecek olumsuz etkilerini önceden belirleyebilmek, bu olumsuzluklar ortaya çıkmadan önlemek için gerekli tedbirleri tespit etmek, kalkınmanın sürdürülebilirliğini sağlamak ve bu süreç sonucunda karar vermeye yetkili mercilerin, kararlarını doğru bir şekilde vermelerini temin etmek amacıyla getirilmiş, tahmin ve önleme dayalı çalışmalar bütünüdür.
Çed, maden ocakları ve pek çok faaliyet ve proje için gereklidir. Çevre üzerinde olabilecek etkiler, bütün tarafların hak ve menfaatleri çerçevesinde ve bölgenin olumlu yanları da dâhil olmak üzere, mülkiyet durumu ve kültürel değerlerini içeren çevrenin, doğal dengesi göz önünde tutularak incelenmek zorundadır. Bu gereklilik yerine getirilmemiştir. Bölgenin kültürel, tarihi, sosyal ve ekonomik konumu, Çed olumlu raporunda yeterince ortaya konulmamış, yöre halkı bir şirketin çıkarlarına kurban edilmek istenmiştir. Rapora yansıyan açık durum budur ve hak/ hukuk mücadelesi sonuna kadar sürdürülecektir. Çünkü, Çed Olumlu raporunda kamu yararı kavramıyla bağdaştırılacak bir durum tespiti de yoktur.
Proje alanının ve önerilen proje nedeniyle etkilenmesi muhtemel olan çevrenin nüfus, fauna, flora, jeolojik ve hidrojeolojik özellikler, doğal afet durumu, toprak, su, hava, atmosferik koşullar, iklimsel faktörler, mülkiyet durumu, kültür varlığı ve sit özellikleri, peyzaj özellikleri, arazi kullanım durumu, hassasiyet derecesi ve benzeri özellikleri yöntemine uygun olarak değerlendirilmemiştir.
Proje sahasında tarihi yapılar bulunmakta olup, anılan yapılar 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu çerçevesinde daha önceden tescil edilmiştir. Bu yapıların ne şekilde korunacağı detaylarıyla belirtilmemiş ve mevcut durum yöre yurttaşları arasında kaygıyla karşılanmaktadır.
Havzada endemik flora ve fauna türleri bulunmaktadır. Alanda araştırma ve inceleme yapıldığında bahsi geçen türler tespit altına alınabilecektir. Havzada Yaban Keçisi türleri, Keklik, Vaşak, Bozayı, Kurt gibi nadir fauna türleri bulunmaktadır. Bahsi geçen fauna türleri ülkemizin de taraf olduğu Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi (Bern Sözleşmesi) kapsamında koruma altındadır. ÇED OLUMLU kararı verilirken SAĞLIK KORUMA BANDI zorunluluğu nazara alınmamıştır. Umumi Hıfzısıhha Kanunu, Gayri Sıhhi Müesseseler Mevzuatı normları ihlal edilmiştir. Zira, yerleşim yeri içerisinde madencilik projelerine izin verilmemektedir
Proje sebebiyle içme ve kullanma suyu olarak yararlanılan kaynaklar, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’ne aykırı şekilde kirlenecektir.
Proje alanı Perisuyu havzasında bulunmakta olup anılan havza Önemli Doğa Alanı ve Önemli Kuş Alanı içerisinde bulunmaktadır.
Malatya Elazığ Bingöl Tunceli 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’na göre proje sahası “Orman Alanı”, “Tarım Arazisi”, “Çayır-Mera” “Ekolojik Öneme Sahip Alan” ve “Kayalık-Taşlık Alan Ve Kumul Alan” bölgesidir. Bu bakımdan proje Çevre Düzeni Planı’na aykırıdır.
Bingöl İli’nin Karasal ve İç Su Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme Projesi kapsamında belirlenen “Özellikli Alan-Yaban Hayatı Sahası” proje alanına kuş uçuşu 50 m mesafede yer almaktadır. Proje tespitli yaban hayatı sahasına ağır ekolojik zararlar verecektir.
Proje sahasında arıcılık faaliyeti yürütülmekte olup projenin yürütülmesi halinde anılan faaliyet yok olacaktır. Açıkladığımız gerekçelerle maden projesinin derhâl iptal edilmesi gerekmektedir.
Bu Anayasal bir zorunluluktur. Çünkü Anayasasının “Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması” başlıklı 56. maddesinde – Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla, sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler.
Son 20 yılda Bingöl’ de özellikle Peri Vadisi ve civarında, yatırım adı altında yapılanlar, bölgemizin habitatını etkilemiş, dönüşü olmayan zararlar vermiştir. İklimimiz, havamız, suyumuz, su ürünlerimiz, ormanlarımız, börtü böceğimiz, yaban hayvanlarımız, tarım, hayvancılık, arıcılık ve tabi ki insanlarımız, doğrudan etkilenmiştir.
Biz Anayasal yükümlülüğümüzü yerine getirerek yaşanılabilir bir çevrede ve tüm değerlerimizin koruma alanında olduğu bir çevrede yaşamak istiyoruz. Maden çıkarma faaliyeti ile bölgemizin değerlerinin zehirlenmesini, doğal yaşamın yok olmasını istemiyoruz. Devlet de anayasal sorumluluğunu yerine getirmeli ve yurttaşlarını korumalıdır. Toprağın üstü, altından daha değerlidir, bunu unutmayın / Sermaye kar edecek, çer – çöp doğaya kalacak, bu yağmaya izin vermeyeceğiz / Bizleri, nice medeniyetlere beşik olmuş bölgemizden, bir ot misali koparıp atmak istiyorlar, Reddediyoruz / Manevi ve kültürel bağlarımız çok yoğun, çünkü orada mezarlarımız, orada kutsallarımız, orada anılarımız vardır. Orada hayallerimiz vardır, hayallerimizi yıkamayacaksınız. Buna asla izin vermeyeceğiz. Daha önce de bu alanda, Bingöl’ deki Orman yangınları, Orman kesimleri ve Termik santrale karşı direnç göstermiş sizlere seslenme imkânı bulmuştuk. Bu kez yine sesimizi yükselterek, Devletin bu maden projesini derhal durdurmasını ve iptal etmesini istiyoruz”.
*BASIN AÇIKLAMASINI İMZALAYAN STK’ LAR LİSTESİ EKTEDİR
İMZACI SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI