DOLAR
34,2398
EURO
37,6309
ALTIN
2.920,13
BIST
9.109,34
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
27°C
İstanbul
27°C
Az Bulutlu
Pazar Hafif Yağmurlu
24°C
Pazartesi Açık
26°C
Salı Az Bulutlu
25°C
Çarşamba Çok Bulutlu
25°C

AYDEMİR, KÜRSÜYE BOŞ TENCEREYLE ÇIKTI

AYDEMİR, KÜRSÜYE BOŞ TENCEREYLE ÇIKTI

AYDEMİR, KÜRSÜYE BOŞ TENCEREYLE ÇIKTI
17.12.2021 03:05
483
A+
A-

HDP Bingöl Milletvekili Erdal Aydemir, mecliste bütçe görüşmeleri üzerine söz alarak kürsüye, tencere, nar ve portakalla çıktı.

Meclis tutanaklarına geçen konuşma ve sataşmayı olduğu gibi paylaşıyoruz….

HDP Bingöl Milletvekillerinin Aydemir, “Meclis kürsüsünde defalarca “Kürt”, “Kürtlük”, “Kürt dili”, “Kürt folkloru” ve “Kürt kültürü” gibi çeşitli kavramlarda tanımlamalar yaptığını, yanında götürdüğü nar ve portakal meyvelerini göstererek, “Maalesef ki gelinen noktada, bu tanımlamaların anlaşılmadığı ortaya çıktı” dedi

binguven-bal2

Bakın bu, meyve dünyasına nar meyvesi; bu nar; kırmızı, kabuğu sert, içerisinde tane tane, kırmızı kırmızı çekirdekleri olan bir meyve; aroması çok farklı, lezzeti çok farklı, tadı çok farklı.

Bu da yine meyve dünyasında portakal olarak tanımlanan bir meyve; rengi turuncu, kabuğu daha yumuşak, içerisi dilim dilim, lezzeti, tadı, aroması çok farklı.

Şimdi, bunu niye açıkladık?

İster zor ve inkârla, ister yasa zoruyla siz narı zorla portakal yapamazsınız ya da tersi, bu portakalı zorla nar yapamazsınız” dedi.

Bunun üzerine AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, “Yaparız” çıkışı geldi.

Erdal Aydemir’in konuşması sırasında şu diyaloglar yaşandı:

Erdal Aydemir: Bu açıklamalarım, özellikle Türklük üzerine, Türk milliyetçiliği üzerine siyaset yapan partilere çağrım olsun: Arkadaşlar, Türkler tarihe çıktıkları zaman milattan önce 177, Altay Dağları’nın güneyinde yaşayan topluluklar, halklar, bunlara komşusu olan Çinliler tarafından verilen bir isimdir. Bakın, Türkler kendilerine Türkçe olarak dememişlerdir, Türk olarak tanımlamamışlardır. Bu tanımı kim yapmış? Komşuları olan Çinliler tarafından yapılmış.

Olcay Kılavuz (Mersin): Sen portakal ile narı anlat, Türklüğü anlatmak senin işin değil, boş ver!

Erdal Aydemir: Bakın arkadaşlar, evet aynı zamanda Mezopotamya olarak tanımlanan yerlerde de yaşayan  topluluklara, halklara, gruplara komşusu olan Ermeniler ve Farslar tarafından da Kürt denmiş.

Olcay Kılavuz: Sen portakal ile narı anlat.

Erdal Aydemir: Evet, Kürtlerin yaşamış olduğu coğrafyaya da tarihsel olarak Kürdistan denmiş. Ta ki bakın, binli yıllara kadar Orta Asya’dan ilk gelen Türk kabileleri 140 kişilik bir oba hâlinde gelmişlerdir.

Erkan Akçay (Manisa): Türkler beş bin yıldır burada.

Erdal Aydemir: 140 kişilik gelen bu obayı yerleşik halk, Kürtler, Ermeniler ve Farslar bağırlarına basmış, bağırlarına. Dolayısıyla burada Kürt’ü inkâr etmek Türklüğü inkâr etmektir, Kürt dilini inkâr etmek, Türkçeyi inkâr etmektir.

Ali Muhittin Taşdoğan (Gaziantep): Hadi oradan.

Erdal Aydemir: Kürt folklorünü, Kürt müziğini inkâr etmek, Türk müziğini, Türk folklorünü inkâr etmektir. Buna böylece bir nokta koyalım.

Ümit Yılmaz (Düzce): Türkler tarih yazmıştır.”

BOŞ TENCERE GÖSTERDİ

Daha sonra meclis kürsüsüne götürdüğü boş tencereyi gösteren Aydemir, şunları söyledi: “Sayın vekiller; şimdi lütfen herkes çok dikkatli baksın. Özellikle AKP, AKP Grubu, bu nedir, bu?

Sizin yıllardır unuttuğunuz bir tencere bu, tencere. Bu tencerede ne pişiyor biliyor musunuz?

Bu tencerede aş pişiriliyor, aş, yemek pişiriliyor.

Sizin hayatınızdan, hafızalarınızdan sildiğiniz aş, yemek. Bu tencerenin sahipleri bakın kimler?

Bu tencerenin sahipleri, bakın şu anda çöpten ekmek, sebze toplayıp evlerine götürenler.

Bu tencerenin sahipleri kilometrelerce ekmek kuyruğuna dizmiş olduğunuz, bu millet, bu halk.

Bu tencerenin sahipleri “Hep biz mi şükredeceğiz, biraz da Recep Tayyip Erdoğan şükretsin.” diyen bu 73 yaşındaki teyze.

Bu tencerenin sahipleri ekmek kuyruğundayken yağmur altında gözyaşı döken bu amca.

Bu tencerenin sahibi, -ya, bundan insan olan utanır, insan duygusu olan utanır, insani vasıfları taşıyan herkes utanır, herkes utanır- bebek, 0 yaşındaki çocuğunu elektrikli saç kurutma makinesini diğer çocuğunun eline verip ısıtmasını sağlayan anne, 8 aylık biriken kirasını ödemediği için intihar edenlerin tenceresi.

Evet, bu tencere kimin tenceresi?

Yine, Samsun’da pazara gitmesi için eşine harçlık veremeyen ve bunun sonucunda intihar edenlerin tenceresi. Evet, arkadaşlar, bu tencere son olarak da çiftçinin, almış olduğu kredi borçlarını ödeyemediği için intihar etmek zorunda kalanların tenceresi. Şimdi, bu tencere niye bu kadar kutsal biliyor musunuz arkadaşlar?

Bu tencere AKP iktidarı döneminde görmüş olduğu zulmü hiçbir dönem görmedi, hiçbir dönem görmedi. Bu tencerenin sahipleri işsizler, yoksullar, emekliler, doktorlar, hemşireler, öğretmenler, çiftçiler, 10 milyon işsiz, bu tencerenin sahipleri neyi bekliyor, biliyor musunuz? Bu tencerenin sahipleri önlerine koyulacak ilk seçimdeki sandığı bekliyorlar, sandığı. Bu sandıkta ne yapacaklar, biliyor musunuz?

Bu tencerenin içerisinde helvanızı kavuracaklar, helvanızı, helvanızı yapıp dağıtacaklar.”

binguven-bal2
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.