“Bingöl’ün köylerindeki kadınların kaderini lavantayla değiştirdi” başlığı ile haberleştiren Ekonomi Dergisi, Karer bölgesinde lavanta tarımına öncülük eden Dicle Sevim Sertkaya, lavantalardan elde ettiği ürünleri de başta Avrupa olmak üzere dünyanın pek çok yerine satıyor.
İngiltere’de yaşayan Bingöllü Dicle Sevim Sertkaya, toprağı ve iklimi tarım yapmaya hiç elverişli olmayan doğum yeri Karer’in kaderini lavanta yetiştiriciliği ile değiştirdi. Karer’de yetiştirilmesine öncülük ettiği lavantaları işleyerek esansiyel ve hydrosola dönüştüren Sertkaya, şimdi bunları E’anna markası ile tüm dünyaya satıyor.
Bingöl’de devlet memuru baba ve ev hanımı annenin 4. çocuğu olarak doğan ve üniversiteye kadar bu kentte yaşayan Sertkaya, yükseköğreniminin ardından 3 yıl beden eğitimi öğretmeni olarak çalıştı. 1986’da master yapmak için gittiği İngiltere’ye yerleşen Sertkaya’nın hayatı yıllar sonra köyü Karer’i ziyaret etmesiyle değişti. Buradaki yoksullukla tekrar yüzleşen Sertkaya, toprak ve iklim yapısı tarıma uygun olmayan bu bölgeyi tarımla kalkındırmak için arayışlara başladı. İzlediği, lavantanın kuraklık bitkisi olarak anlatıldığı belgesel, hem onun, hem Karer’deki kadınların hayatını değiştirdi.
2 bin metre rakım ve kışın -18 dereceye düşen bir iklimde çiçek ekmek çok akıllıca gelmese de araştırmaya başladığını anlatan Sertkaya, “Tarım, çok yabancı olduğum bir alan. Bu nedenle lavanta ekimi, iklim şartlarımıza uygun türü bulmak, yağ üretimi konularında uzun araştırmalar yaptım. Yoksulluk, şiddet ve ötekileştirme mağduru kadınlara kendi tarlalarında tarım yapma şansı vermek, bölgede ekonomik refah yaratmak, göçü tersine çevirmek amacıyla ilk defa 2016’da, 4 bin fide dikimi ile ilk tarlamızı kurduk. Herşeyi deneme-yanılma yöntemi ile öğrendik, çok ciddi zaman ve maddi kayıp yaşadık. Şimdi elimizde ciddi bir data, laboratuvar analizi ile onaylı çok iyi kalite lavanta esansiyel ve hydrosol (lavanta suyu) var. Geçen yıl markalaştık. E’anna markası ile tüm dünyaya satış yapıyoruz. Londra’daki ilk tanıtım günümüzde RGS’den (Kraliyet Coğrafya Topluluğu) bir kişinin de olması ve çalışmamızı ‘eşsiz proje’ olarak tarif etmesi bizi çok mutlu etti. RGS, lavantanın bölgede nasıl bir değişim ve umut yarattığını kayıt altına almak için belgesel çekecek” dedi.
9 tarlada ekim yapılıyor
Kadından kadına (W2W) formatında çalıştıkları Karer’de şu an teknik ve fide destekleriyle ilerleyen 5 tarla olduğunu belirten Sertkaya, “Karer dışındakilerle bu sayı 9’a yükseldi. Aldığımız fide siparişlerine göre seneye bu sayı katlanarak artacak. Dünyada bu rakım ve böylesine sert iklimde başka lavanta tarlası yok. Geçmişinde tarım olmayan bir coğrafyada lavanta yetiştirmek başlarda çok yadırgandı ama şimdi artık takdir ve destek mesajları dışında, bu işi yapmak isteyenlerden de yığınla mesaj alıyoruz. 2023 ilkbaharında köklendirmeye başlayacağımız fideler sonbaharda başka tarlalar kurmak için yeni sahipleri ile buluşacak. Turizm firmalarının bölgemize gezi düzenlemek istediklerini duymaktan da ayrıca çok mutluyuz. Bu kuş uçmaz, kervan geçmez coğrafyada şimdi 16 bin m2 civarında lavanta tarlası var ve bu sayı her sene katlanarak artıyor. Çok sayıda kadından fide talebi var. Bölgenin ciddi bir lavanta platosuna dönüşmesi çok yakın” dedi.
Damıtma sonucu elde edilen lavanta esansiyel yağı ve hydrosolun bir kısmını Türkiye için bırakıp, gerisini Avrupa’ya çıkardıklarını vurgulayan Sertkaya, “Şimdi, tüm dünyaya hem online (Amazon, Etsy, www.eanna.uk) hem de eczane, klinik, güzellik, SPA ve terapi merkezlerinden satış yapıyoruz. Başlangıçta satış merkezimiz İngiltere’ydi. İngiltere AB’den çıktığı için alıcıyı vergi ödeme yükünden kurtarmak için, satış merkezimizi Brüksel’e taşıdık. Şimdi satışları Türkiye, İngiltere ve Brüksel’den koordine ediyoruz. Elde ettiğimiz geliri bölgede yeni projeler ve yatırımlara dönüştürüyoruz. Şu an damıtma işi Isparta’da yapılıyor. Bu konuda Erçetin Rose Oil Sahibi Nuri Erçetin bize her türlü desteği verdi. Projemizin ikinci ayağında bölgeye bir damıtma tesisi kazandırmak istiyoruz” diye konuştu.
Uçuk kaçık bir hayalle yola çıktık
Şimdilik lavanta esansiyel yağı ve hydrosol ürünleri üzerinde yoğunlaştıklarını dile getiren Sertkaya, “Her iki ürün de antibakteriyal ve antiseptik özelliğinden dolayı, fiziksel ve psikolojik gereksinimlerde çok amaçlı kullanılıyor, sınırsız kullanım alanına sahipler. Üretimin hiç bir aşamasında kimyasal veya katkı kullanmıyoruz. Yüksek kalitemizin farkındayız, kullanıcılardan gelen pozitif geri dönüşler de enerjimize enerji katıyor. Kısa bir zaman sonra ürün yelpazemize doğal bakım ürünleri ve diğer yan ürünleri katmayı planlıyoruz. Lavanta benim için minik, uçuk-kaçık bir hayaldi. Bugün evrildiğimiz noktayı ise hayal bile etmemiştim. Başarınca başarı hikayesi okuyacağımız, başarmazsak “ehhh, en azından denedim” diyeceğimiz küçük-büyük, uçuk-kaçık… hangi boyutta olursa olsun hayallerinizin peşinden gidin” dedi.