11 Kardeşin en küçüğü idim. Sakalsız, şalvarsız ve ibadetsiz hiç görmedim.
11 Kardeşin en küçüğü idim.
Sakalsız, şalvarsız ve ibadetsiz hiç görmedim.
Taş duvar ustası, kuvvetli, kimsenin kaldıramadığı taşı kaldıran, çalışkanlığı ve otoritesi ile nam salmıştı o.
Beni okumaya, temel eğitime hazırlayan o.
Akşamları kitap okutan ve açıklama yaptıran o.
Koca yürekli babam, heybeti ile olduğu yerde fark ettirendi o.
Eğri’ye eğri, doğru’ya doğru diyen ender kişilerdendi o.
İnandığı gibi yaşayan, yaşadığı gibi veda edendi o.
En son ayrıldığımda bir dörtlük şiir okumuştu. Tam evden vedalaşmak üzereyken okuduğu o dörtlüğü kaydetmemenin üzüntüsünü yaşıyorum…
Yanımda torunu Hezarcan da vardı. Azerbaycan’ım derdi, “sen bir daha dedo’yu göremeyeceksin” diyerek öptü, kokladı ağladı ve öyle de oldu.
Bir ay sonra ebedi alem’e yaşadığı gibi göç etti.
O’na ne kadar övgüler dizsem yetersiz babam.
22 Ekim 2012 günü sabah yanında olan ağabeyim yengem ve yeğenlerime “zaman tamamdır, beni banyo yaptırın, abdest tazelemem lazım” diyor. Ağabeyim, “ öğle namazına daha çok var, diye cevap verince, “vakit geldi tamamdır oğul diyor”. Banyosu yapıldı, abdesti yenilendi, yatağına yatırıldı ve komşu Ali abi ve yeğenlerimin Kur’an-ı kerim okunması eşliğinde şahadetle teslim oldu.
BİZLER DE AYNEN ONUN YOLUNDAYIZ
Bingöl’de ikamet ettiğim beş yıldan beri geleneksel olarak her arefe günü ailece köyümüz Karaçubuk- Dımlek’e gideriz. Bayram sabahları, ağabeyim Esat, torunları Muhammed Yusuf ve Hezarcan ile beraber aynen onun yaptığı gibi, Bayram namazından sonra ilk önce Babam Yusuf, Dedem Muhammed, Ninem Torun, yengem Hediye ve eniştelerimiz Keki, Mehmet ve diğer akraba ve komşularımızın medfun bulunduğu mezarlığı ziyaret eder, rabbim kabul buyursun inşallah, Yasinler, Dualar göndeririz.
Sonra annemizin ellini öperiz. Ailemizin ikinci büyüğü halam’ı, akrabalarımızı, komşularımızı, hastaları ziyaret ederken üç ayrı evde babamla çalışan, yolculuk eden, onu tanıyan kişiler, “babamın yiğitliğini, mertliğini, dürüstlüğünü ve adamlığını” bize anlattılar.
Köyün üst mahallesinde güçlü bir çınar gibi, yüreği koca adam, zorlu ve çetin hayatta dik duran ve doğrularından ödün vermeyen yiğit babam, özlü sözleriyle hayatımın sonuna kadar bana ve evlatlarına ışık saçmaya devam ediyor…!
ÖZLÜ SÖZLERİN, UNUTULMAYACAK!
Hep dediği gibi “doğru duvar yıkılmaz”, doğru arkadaş için “özü bozuk olanın, sözü de bozuk olur” Bülbül Gül’e, Karga Çöplüğe götürür” bu sözlere benzer Kürtçe deyimlerini, yaşadığım sürece hiçbir zaman unutmayacağım.
Babası ve annesi ebedi alem’e irtihal edenlerin ruhu şad, mekanları cennet olsun inşallah.
Atalarımızın yolunda, nice sağlıklı, huzurlu ve umutlu bayramlar dilerim.