DOLAR
34,2398
EURO
37,6309
ALTIN
2.920,13
BIST
9.109,34
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
24°C
İstanbul
24°C
Az Bulutlu
Pazartesi Açık
26°C
Salı Az Bulutlu
25°C
Çarşamba Az Bulutlu
26°C
Perşembe Az Bulutlu
26°C

MİLLET İTTİFAKI ADAYI ATALAY, ÇOK AMA ÇOK İDDİALI KONUŞTU!…

MİLLET İTTİFAKI ADAYI ATALAY, ÇOK AMA ÇOK İDDİALI KONUŞTU!…
25.04.2023 23:01 | Son Güncellenme: 25.04.2023 23:16
206
A+
A-

14 Mayıs 2023 Pazar günü yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri yaklaşırken Bingöl yerelinde çok renkli ve heyecanlı bir seçim atmosferi yaşanıyor. Millet ittifakı adayı Serdar Atalay, “Ak Parti, Bingöl Merkezde 3. Parti olabilir” dedi.

28. Dönem CHP Bingöl Milletvekili adayı eski Bingöl Belediye Başkanlığı yapan Serdar Atalay, Kenthaber gazetesinden Ahmet Hakan Vergi’ye verdiği röportajda çok ama çok iddialı açıklamalarda bulundu.

“CHP’NİN ADAYI OLMAK BİR DEZAVANTAJ DEĞİL. BİLAKİS, SİYASETİN AVANTAJ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”

binguven-bal2

Atalay: “Ben öncelikle teşekkür ediyorum sizlere böyle bir fırsatı verdiğiniz için. Saadet Partisi’ne müracaatını yaptım. Tabii o süreçte henüz ittifaklar netleşmemişti. Yani daha doğrusu Millet İttifakı’nın hangi çatıyla seçime gireceği henüz netleşmemişti. Görüşmeler devam ediyordu. Yaklaşık bir hafta, on gün sonra bir netleşme oldu ve CHP çatısında 5 partinin İyi Parti dışındaki beş partinin girme ihtimali kesinleşti. Açıkçası benim açımdan hiçbir sürpriz olmadı. Ben her türlü hazırlıklıydım. Zaten Cumhurbaşkanı adayımız, Sayın Kılıçdaroğlu olduğu için benim açımdan CHP’nin adayı olmak bir dezavantaj değil. Bilakis siyasetin avantaj olduğunu düşünüyorum. Temel Bey’le müracaat ettiğim gün görüşmüştüm. Adaylık niyetimi kendisine söylemiştim. O da hayırlı etti beni.

Bingöl’de Saadet Partisi kontenjanından seçime girilmesinin başarıyı getireceğini kendisine ifade etmiştim. Ama tabii çatının nasıl olacağı konusunu o da bilemiyordu. Ben de bilemiyordum fakat potansiyel olarak Saadet Partisi adayının kazanma ihtimalini güçlü gördüğümü söyledim. Benim aday olmam halinde bununla daha da güçleneceğiz. Bu ifadeleri kullandım kendisine ve kendisi de başarılar diledi bize, beraber fotoğraf çektik. Milli gazetede zaten yayınlanmıştı. Yani bu tarz bir görüşmemiz oldu. İttifaklar henüz netleşmediği için o da çok detay vermedi tabii. Sadece biz, kendi adayımızın Bingöl’de olmasını istiyoruz dediler. Masada da zaten her görüşmede Saadet Partisi diyebilirim ki birinci sırada. Bingöl, Yani bizim bölge özelinde söylüyorum, birinci sırada Bingöl’ü öncelediğini ifade etmişti. Yani biz birinci sırada Bingöl istiyoruz gibi. Tabi CHP olunca da otomatikman 5 partinin bütün adayları oradan aday oldu. Ben de doğal olarak Saadet Partisi kontenjanından CHP’nin Bingöl liste başı oldum.

ATALAY, BİR BÜROKRAT OLARAK VE BİNGÖL SOSYOLOJİSİNİ DE İYİ BİLEN BİRİ OLARAK CHP’YE GELEN SOKAK ELEŞTİRİLERİNE DE YANIT VERDİ

Cumhuriyet Halk Partisi tabi Cumhuriyeti kuran bir parti. Tek parti döneminde de Bingöl’den sürekli vekil olmuş. 1980’e kadar da yine hep Bingöl’den milletvekili çıkarmış. 2 vekilimiz varken, biri hep Cumhuriyet Halk Partisi vekili olmuş genel olarak. En sonunda 1987’de SHP Bingöl’de bir milletvekili çıkarıyor ama orada Refah Partisi barajı aşamadığı için bir milletvekili kazanmış oluyor. Normalde Refah Partisi kazanmış oluyor. Rahmetli Hacı Abdullah Gazi Bey Türkiye’de Refah %10 barajının altında kalacak. Engelde milletvekili olduğu halde kazanamadı.

Onun yerine sayın rahmetli İlhami Binici Bey SP’den vekil olduğu için o kazanmıştı şimdi CHP’nin Sayın Kılıçdaroğlu liderliğinde bir genişleme potansiyeli var. Yıllardır bunu izliyoruz. Ve bunu Kemal Bey yüzleşme olarak tanımladı. Toplumun değişik kesimleriyle geçmişte yaşadıkları problemlerden ötürü bir sıkıntı yaşadıklarını kendisi de defalarca ifade etti ve samimi olarak öz eleştirilerde bulundu. Bu kapsamda hem Kürtlerle hem muhafazakâr insanlarla bir bağ Düşman şeyine geliştirip kendi partimle sosyal demokrat çizgiye çekme Noktasında ciddi gayretleri oldu ve ben başarılı olduğuna da inanıyorum. Şu an geldiğimiz. İtibariyle Cumhuriyet Halk Partisi’nin söylemi bana göre demokratik bir söylem ve toplumun bütün kesimlerini kuşatan bir söylem. Bizim zaten aradığımız insanların huzur ve barış içinde demokratik söylemi en üst perdeden dile getirerek rahatlıkla konuşabildiği, yazabildiği, düşünebildiği ifade edebildiği bir ülke olması ülkenin dolayısıyla burada. Ben bu seçimin 2 ana şeyi olduğunu düşünüyorum. Cephesi biri demokrasi cephesi yani genel anlamda diğeri de daha çok içe kapanması. Daha Avrupa Birliği sürecini dışlayan Şangay zirvesini daha çok önceleyen bir anlayış var.

“DEMOKRASİNİN OLDUĞU YER İNSANLARI CEZBEDER”

Türkiye’nin selametinin, geleceğinin, gençlerin geleceğinin Avrupa Birliği perspektifinde daha aydınlık olduğuna inanıyorum. Medeniyeti bugün orası daha çok kurallarıyla, kurumlarıyla yürütüyor. Dolayısıyla bugün insanlar göç ederken Suudi Arabistan’a, Pakistan’a, İran’a ya da Çin’e, Rusya’ya göç etmiyor. Afganlar dahi göç ederken batıya gitmeye çalışıyor. Suriyeliler, Türkiye üzerinden batıya gitmeye çalışıyor. Türkiye’den binlerce genç batıya gitmeye çalışıyor. Bunun içinde her görüşten insan var.

AK Partili de var. Demokrasinin olduğu yer insanları cezbeder. Hukukun üstünlüğü, hukuk güvenliği, sermayeyi cezbeder. İnsanların güven içerisinde kendisini hissettiği ortamlara gitmesi çok doğaldır. Bu kapsamda Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye’de insanların yaşadığı sıkıntıları ciddiye alarak, her kesimin derdiyle ilgilenerek, ekonomik sıkıntıları dile getirerek, toplumun ezilen bütün kesimlerinin; KHK’lıların toplumun diğer kesimlerinin, Kürt, Alevilerin ya da kendisini bugüne kadar yeterince ifade edememiş bütün dışlanmış kesimlerin ve Türkiye’de yaşayan 85 milyon insanın barış içerisinde, huzur içerisinde yaşamasını önceleyen bir anlayışı öne çıkarıyor. Bu doğru bir söylem. Yani bunu Sayın Kılıçdaroğlu söyledi diye buna itiraz etmek akılla, mantıkla bağdaşmaz kişinin söylediği şeye bakmak lazım. Yani eğer söylediği şey toplumu rahatlatacak, ferahlatacak bir şeyse bu iyi bir şeydir.

ADAYLIK LİSTELERİ AÇIKLANDIKTAN SONRA SAHA GÖZLEMLERİNİ AKTARAN SERDAR ATALAY ŞÖYLE KONUŞTU:

“Ben Cumhurbaşkanlığı seçiminde Sayın Kılıçdaroğlu’nun aday olması gerektiğini başından beri savunanlardan biriyim. Muhalefetin ortak adayının kesinlikle Sayın Kılıçdaroğlu’nun olması gerektiğini yıllardır savunuyorum ve bunu hak ettiğine inandığım için bunu söylüyorum. Siyaseten ilk zamanlar anketlerde geride olduğu zaman bile ben; hayır bunun sona doğru Kılıçdarloğlu’nun lehine döneceğine inandığımı yakın arkadaşlarımla bile siyasi ortamlarda konuştuğumuz bütün insanlar bilirler ve bununla ilgili sosyal medya hesaplarından attığım şeyler de ortadadır.

Aynı şekilde biraz da kendimi Bingöl’de uzun zamandır yaptığım hizmetlere bakarak, toplumun dönüşüne bakarak kendi açımdan uygun bir zemin bulduğumu düşünerek siyasete bu dönem girmenin kendi açımdan daha uygun olduğunu düşündüm. Ve toplumsal olarak gerek Sayın Kılıçdaroğlu’nun gerek benim gerekse Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki bu dönüşümün aynı paralelde yürüdüğünü ve toplumsal bir karşılık gördüğünü birebir müşahede ediyorum. Bu anketlere yansıyor. Sayın Kılıçdaroğlu’nun kazanması noktasında Bingöl dâhil ben bir problem görmüyorum. Yüzde ellinin üzerinde bir oy alacağına da inanıyorum. Veriler de bunu gösteriyor. Gidişat da oraya doğru gidiyor. Ben arazide Bingöl’ün her tarafını geziyorum. Yani 7 ilçe, 3 belde, 300 küsur köy işte 800 küsur mezra. Belki bunun şu ana kadar hepsine gidemedim ama olabildiğince kalan yirmi gün içerisinde şehir merkezi dâhil tümüne ulaşmaya çalışacağız. Benim gittiğim her yerde, en muhafazakâr köyde de AK Parti’nin kale saydığı yerlerde de diğer köy ve ilçelerde de, merkezde de inanılmaz bir dönüş var. AK Parti’ye geçmişte çok ciddi şekilde oy vermiş yerlerde göreceksiniz hem bize hem Sayın Kılıçdaroğlu’na hem de Cumhuriyet Halk Partisi olarak tabii ki ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin Saadet Partisi kontenjanının olarak adayıyım. Fakat oylarda büyük bir şey olacak. Değişim olacak.”

PEKİ, SERDAR ATALAY SEÇMENE NE ANLATIYOR?

Önce Türkiye’nin bütün dengelerinin yerine oturması adına adalet endeksli, adalet odaklı, hak, hukuk, adalet perspektifinden bir bakış açısını bizim yerleştirmemiz gerekiyor. Yani hiç kimsenin kendisini ötekileştirilmiş hissetmediği, hiç kimsenin dışlanmadığı, hiç kimsenin kendisini toplumun nimetlerinden geri bırakılmış görmediği ya da bütçe imkânlarından yeterince istifade ettirilmediğini kanaat getirmediği bir düzeni oluşturmamız gerekiyor. Ne oluşturmamız gerekiyor. Yani her vatandaşımız 85 milyon vatandaş özelde de Bingöl’de yaşayan 300 bine yakın vatandaşımızın, hemşerimizin bütün imkânlardan eşit şekilde yararlanması gerektiğini insanlarımıza anlatıyoruz. Yani bir genç eğer sınava girmişse sadece KPSS puanıyla bir yere girebilmeyi yani mülakatı kaldırıyoruz. Bir ihale olacaksa bütün müteahhitler eşit muamele görmeli. Yani kimseye özel imtiyazlı sayılan şeyler dışında istisnalar dışında ki o istisnalar da bir hayli genişletildi. Onların da belli bir noktada tekrar yeniden düzenlenmesi gerekiyor.

Zorunlu haller; işte depremdir ya da teknolojik özellik gerektiren işlerdir. Bunun dışında ihalelerin olmadığı kamu kaynaklarının israf edilmediği arazi tahsislerinin böyle ganimet malı gibi peşkeş çekilmediği, yolsuzlukların olmadığı, kayırmacılığın olmadığı, nüfus kullanımının olmadığı herkesin, yani bir milletvekilinin de bir belediye başkanının da normal bir vatandaş gibi hayatını yaşadığı hiç kimsenin bu konulardan faydalanacak düzeyde olamayacağı, toplumun en önündeki insanla ya da yetki bakımından en üst seviyedeki insanıyla en alt kademedeki vatandaşın ayrıcalığının olmadığı, birbirinden sadece konumu gereği birtakım önceliklerinin olabileceği bir düzeni arzuluyoruz.

“ÖZGÜRLÜĞÜN OLDUĞU HER ORTAMDA YATIRIM ARTAR”

Bu düzen oluştuktan sonra zaten hukuk güvenliği sağlandıktan sonra buraya inecek yabancı sermayeyle buraya gelecek yabancı sermayeyle yerli sermayeyle yasası kaldırımdaki imkânlarla bunun istihdama dönüşmesi zaten doğal bir süreçtir. Özgürlüğün olduğu her ortamda yatırım artar. Hukuk güvenin olduğu her ortama para girer. Bugün dünyada likit bakımından 2002 ile mukayese edilmeyecek derecede bir likit akışı var. Avrupa Merkez Bankası, bugün Dünya Bankası, işte Amerikan merkez bankası yani piyasaya müthiş para sunabiliyorlar ama sıcak para güvenli limanları sever. Hukuk güveninin olmadığı hiçbir ülkeye para girmez. Dolayısıyla yabancı sermaye son yıllarda neredeyse sıfırlandı.  

“BIRAKIN TOGG’U ORADAN SİZ BİR DÜLDÜLLÜ GEÇİREMEZSİNİZ”

Bingöl merkez ve merkez dışındaki çalışmalarına dair gözlemlerini aktaran Serdar Atalay, “Bunun dışında da Bingöl üzerine gelince Bingöl’ün tüm altyapı yatırımlarını teknik hukuki ulaştırma yani bütün altyapılarını bitirmektir. Ben bayram esnasında gezerken videoyu da paylaşmıştım. Gökçeli Köyü – Yumaklı Köyü arasında bir yol kullandık. Oradan geçelim dedik. Kestirme bir yol ve oradan geçmem de çok isabet oldu. O yolu görünce utandım, insanlığımdan utandım. Bu çağda cumhuriyetin ikinci yüzyılına giriyoruz. Sloganların atıldığı bir çağda iktidar tarafından ben o yolu gördüm, utandım. Oradaki köylüleri gördüm. O insanların dertlerini gördüm. Minibüsü süren arkadaşın ifadelerini duydum. Buradan geçerken ben çocuklarımı buradan geçiremiyorum. Okula götürmek istiyorum, göremiyorum. Yani biz bizzat geldik, hatta geçebilir miyiz, geçemez miyiz diye arkadaşlarla böyle kendi aramızda konuştuk. Yani normal bir aracın oradan geçmesi mümkün değil.

Bu çağda hala bu yolların olması bir utançtır Bingöl için. Bunlar bitmeden 21 beyle birtakım yağlı ihalelerin yapılması bana göre Bingöl’e ihanettir. Orda yüksek karlarla birilerine para kazandırma noktasında olan bir anlayış burada da çok zorunlu yolunda, yani stabil benim bile olmadığı, insanların arabalarını yürüyemediği, çamura battığı bir yol. Yani 22 farklı bir günü yaşıyoruz. Birileri bir eli yağda bir eli balda, birileri de sefalet içinde, toplumun da böyle zengini çok zengin fakiri çok fakir. Eskiden toplumun en yüksek gelirli kesimiyle en düşük gelirli kesimi arasındaki fark daha azdı. Bir yandan TOGG yollarda deniyor. Peki, aynı TOGG’u getirsinler Gökdere ile Yumakla arasından geçirsinler bakalım. Bırakın TOGG’u oradan siz bir düldülü geçiremezsiniz. Net söylüyorum. Önce yolu bir yapın. Ben TOGG’a karşı değilim. TOGG da yerli bir üretimdir. Ben yerli her üretimden tarafım yani sonuçta bizim kendi ülkemizin ürettiği her değer önemlidir. Ama bir yandan toplum reklamını yapıp bir yandan gelip burada Yumaklı’nın yolunu pas geçmek bana göre bu iktidarın ayıbıdır. Bu ilin vekillerinin ayıbıdır. Bu ilde bakanlık yapan insanların ayıbıdır. Önce bunu düzeltsinler.

BİNGÖL’DE 2 LİSTELİ SEÇİM VE 6 LİSTELİ SEÇİM STRATEJİSİ

Bingöl’de açıkçası 2018 seçimlerine kadar hatta 2015 yılı 1 Kasım seçiminde de en son iki kutuplu bir seçim yaşanmıştı. İlk defa 2018 seçiminde üç kutuplu bir seçim oldu. Hani Millet İttifakı dört partiyle seçime girdi orada bir üçlü yarış oldu. Ama 2015 yılı 1 Kasım seçimlerinde iki kutuplu bir yarış oldu. 7 Haziran’da zaten iki kutupluydu. Orada AK Parti ve HDP yarışmıştı. Başka aktörler onlardı.

Şu anda Adalet ve Kalkınma partisinin içinde bulunduğu işte Yeniden Refah Partisi’nin, Büyük Birlik Partisi’nin ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı bunun şu anda üç adayı var. AK Parti adayları var. MHP adayları var. Yeniden Refah Partisi adayları var. Üçü de aynı ittifakın üyeleri. Ama her biri ayrı ayrı kendisi için mücadele ediyor ve oyları doğal olarak bölünmüş oluyor. Daha önce aynı ittifaka giden oylar toplam sayıldığı için hâlde bugün üç ayrı adayla bu ittifak ayrışmış oluyor. Millet İttifakı’nın şu anda iki adayı yani Millet İttifakı adayı olarak Cumhuriyet Halk Partisi’nin listesinde bizler varız. Bir de İYİ Parti’nin adayları var. Biz 5 parti birlikte Cumhuriyet Halk Partisi listesinden girdik. İYİ Parti’yi sadece kendi adaylarıyla kendi partisi logosuyla seçime girdi. Diğer tarafta Emek ve Özgürlük ittifakının oluşturduğu bir liste var. Bir de bağımsız bir adayın müracaatı var. Dolayısıyla bu altı parti şeklinde yarış, bence siyaseten Millet İttifakı’nın lehine.

KILIÇDAROĞLU, MUHAFAZAKÂR SEÇMENE ANTİPATİ İLE BAKIYOR YAKLAŞIMI: “KILIÇDAROĞLU’NUN DİN KARŞITI BİR SÖYLEMİNE ŞAHİT OLMADIM”

Bu çok yanlış bir yaklaşım. Bir defa bugüne kadar Sayın Kemal Kılıçdaroğlu her konuşmasında kendisinin inançlara saygılı bir Müslüman olduğunu ifade ettiğini hepimiz biliyoruz. Bunun dışında Kemal Kılıçdaroğlu’nun din karşıtı bir söylemine ben şahit olmadım. Böyle bir olayından sonra burada bir takım algılar oluşturulmaya çalışılıyor. Bu doğru değil. Bir defa Müslümanların önce dürüst olması lazım. İftira, Allah’ın en büyük günahlarından saydığı bir günahtır. İslam âlimlerinin görüşüne göre bir insanın kendi beyanı esastır. Bir insan diliyle diyorsa zahiren âlimlerin ittifakına göre onun Müslüman olduğuna hükmedilir. Kişinin kalbindeki mesele kişinin ancak Allah tarafından bilinmesi noktasında mümkün olabilir. Sonuçta bir kişi eğer ben Müslümanım diyorsa ki Türkiye’de açıkça belki inancı farklı olan insanlar olabilir ama Kemal Bey bugüne kadar çok net bir şekilde kendisinin Müslüman olduğunu inançlı olduğunu ve bütün inançlı insanlara da saygılı olduğunu defalarca ifade etmiştir.

 “MİLLET İTTİFAKI’NDA BİR VEKİLİNİN OLMASI BİNGÖL’ÜN BÜTÜN İŞLERİNİ KOLAYLAŞTIRACAKTIR”

Bingöl’ün önünde iki ihtimal var. Türkiye’nin önünde iki ihtimal var. Ya Cumhur İttifakı iktidarına devam edecek. Mevcut sıkıntılar devam edecek ya da Millet İttifakı iki bin üç yüz maddeyle topluma sunduğu koalisyon protokolünü hayata geçirip toplumu rahatlatacak. Yani burada bir karar verilmesi gerekiyor. Türkiye toplumunun ben şu anda bir karar aşamasına geldiğine inanıyorum. 20 gün var seçime ama bu kararın da bir değişimden yana olduğunu düşünüyorum. Toplum, Millet İttifakını iktidara getirme noktasında bence kararlı. Her geçen gün de bu kararlılık pekişiyor. Bingöl’ün de bundan mahrum kalmaması adına Millet İttifakı’nda bir vekilinin olması Bingöl’ün bütün işlerini kolaylaştıracaktır. Dolayısıyla iktidardan mahrum kalmama, iktidar eliyle problemlerini daha rahat çözebilme adına Bingöl’ün Millet İttifakı içerisindeki vekili vekil adayı olarak bizlerin kazanmasına inanıyorum. Bingöl’e çok büyük bir artı değer katacaktır. En azından problemlerimizin çözümü daha rahat olacaktır. Kredibilitemiz alabildiğince geniş olacaktır.

“BİNGÖL’ÜN, KILIÇDAROĞLU’NDA ÖNEMLİ BİR YERİ VAR”

Atalay Kılıçdaroğlu’nun Bingöl’e bakışının çok pozitif olduğunu ifade ederek şunları söyleyip konuşmasını noktaladı: “Kendisi, çocukluğunu Gençte geçirmiş birçok konuşmasında Bingöl’e atıf yapıyor. Bingöl’ün kendisinde çok önemli bir yerinin olduğunu söylüyor. Dolayısıyla Bingöl’ün bir Cumhurbaşkanı olacak. Ben bunu söylüyorum. Bingöllüler, Bingöllü bir Cumhurbaşkanı seçmiş olacaklar ve ben işlerinin o dönemde çok daha rahat yürüyeceğine inanıyorum.

Bir de Bingöl’ün vekili de Millet İttifakı’nın içerisinde olması bizlerin seçilmesi de inanıyorum geçmişte belediye döneminde yaptığımız olumlu hizmetlerin bir referansıyla genel idari hizmetlerde de genel hizmetlerde de bunu çok rahatlıkla yapacağımız bir noktaya götürecek bizi. İktidar gücüyle biz Bingöl’ün bütün geri kalmışlığına son vermeye gayret edeceğiz. Bingöl’ün altyapı sorunlarını teknik sorunlarını, istihdam sorunlarını, ekonomik sorunlarını, sorunlarını, hukuksuzlukları hukuki sorunlarını tümüyle ele alarak Bingöl’ü daha iyi bir noktaya getireceğimize inanıyorum.“

rodi
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.