DOLAR
34,5252
EURO
36,4191
ALTIN
2.963,85
BIST
9.136,84
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Bingöllü Prof. Dr. Eroğlu: “Sigara ve Kaynar Çay İçmeyin”

Bingöllü Prof. Dr. Eroğlu: “Sigara ve Kaynar Çay İçmeyin”
21.03.2024 15:32
208
A+
A-

Türkiye’nin Akciğer Kanser Haritasını Çıkaran Bingöllü Cerrah Prof. Dr. Atilla Eroğlu, TRT’ye verdiği özel röportajında “Halkımız çay içen bir toplum ama çay içerken dikkat etmemiz gerekiyor, bardak’ta en az 3 dk bekleterek için, kaynar çay içmeyin” tavsiyesinde bulundu.

Türkiye’nin akciğer kanser haritasını çıkaran Bingöllü Cerrah Prof. Dr. Atilla Eroğlu, kariyerinden mesleki tecrübelerine kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu. Bingöl’deki kanser vakalarına da değinen Eroğlu, mücadele yöntemlerini de paylaştı.

Kent haber gazetesinden Eylem Özen’in röportajı…

Bingöl’ün Karlıova İlçesi Ilısu Köyünde Dünya’ya gelen Eroğlu, Çocuk yaşta eğitime olan aşkı, onu hedeflerine adım adım taşıyordu. “Büyüyünce ne olmak istersin?” sorusuna verdiği “Doktor olacağım” yanıtını üniversite sınavındaki başarısıyla gerçeğe dönüştürmüştü. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazanmış ve başarılı bir hekim olmak için yoğun bir çalışma döneminin sonunda mezun olup meslek hayatının kapılarını aralamıştı. Göğüs Cerrahisi ihtisası ile alanını seçmiş olsa da onun hedefi, alanında fark yaratmak ve insanlığa büyük faydalar sağlamaktı. Nitekim öyle de oldu… Sayısız ameliyat, birçok uluslara arası makale ve araştırmayla alanında aranan ve tercih edilen bir isim olmanın ötesinde, göğüs cerrahisinde eğitim veren önemli bir konuma ulaşmıştı.

binguven-bal2

Kazandığı tecrübeler ışığında Türkiye’de farkı disiplinlerden olan göğüs hastalıkları, göğüs cerrahisi, medikal onkolojisi, radyasyon onkolojisi, patoloji ve radyolojiden 20 profesörün bir araya gelişiyle kurulan ekipte yer almış ve Türkiye’deki kanser durumunu araştırmış ve ülkenin ilk akciğer kanseri haritasını çıkarmıştı. Konuk olduk kendisine… Kariyerine, mesleki başarılarına ve deneyimlerine kadar birçok konuda önemli bilgiler paylaşan Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı olan Bingöllü hemşehrimiz Prof. Dr. Atilla Eroğlu, önemli tavsiyelerini de aktardı. İşte o röportajın öne çıkan başlıkları…

“CERRAHİ TERCİHİM AİLE ÖYKÜSÜNE DAYANIYOR”

Mesleki hayatınızın en önemli noktası olan akciğer hastalıkları alanındaki cerrahi tercihinizden başlayalım istiyoruz. Neden bu alanı tercih ettiniz?

1995 yılında tıp fakültesini bitirdim. Bizim okuduğumuz yıllarda tıp fakültesinde göğüs cerrahisi ile kalp damar cerrahisi beraberdi. Bir taraftan akciğer hastalıkları, diğer taraftan kalp ve damar hastalıkları… İki grup da insanların çağımızda en fazla mustarip olduğu hastalıklar ve en fazla ölüme sebep olan hastalıklar. Kalp damar hastalıkları çağımızın hastalığı ve çok fazla ölüme sebep oluyor. Diğer taraftan akciğer hastalıkları var, akciğer kanserinden de her yıl 2 buçuk milyon kişi ölüyor. O yıllarda bile göğüs ve kalp damar cerrahisine karşı çok ilgim vardı. Ağır ve zorlu bir branş olmasına rağmen göğüs kalp damar cerrahı olmaya karar verdim. Asistanlığımın ilk yıllarında 5 yılında göğüs kaplama cerrahisi beraberdi ve aynı klinikte çalışıyorduk. Daha sonra uzmanlığa doğru göğüs cerrahisi ile kalp damar cerrahisi ayrıldı. Ve ben akciğer hastalıklarını seçtim. Belki de onu seçmemdeki en önemli faktörlerden biri de daha önce dedemin ve amcamın akciğer kanserinden vefat etmiş olmaları. Ailede akciğer hastalıkları öyküsünün olması beni daha çok göğüs cerrahı olmaya itti. Göğüs cerrahisinin önü belki daha açık olduğu için de göğüs cerrahisini seçtim diyebilirim.

“BÖLGENİN TÜM YÜKÜ BİZİM ÜSTÜMÜZDE”

Bölgede akciğer hastalıklarının seyri nedir, ayrıca hastalarla ilişkiniz ve iş yükünüz nasıl?

Akciğer hastalıkları zor bir alan olduğu kadar çok riskli ve yaygın da bir hastalık. Cerrahi olarak da zor bir branş. Göğüs cerrahisi olarak çalıştığımız yer kalbe çok yakın, büyük damarlara çok yakın, onun için de ağır bir cerrahi. Doğu Anadolu Bölgesi’nin rakımı yüksek ve soğuk bir iklime sahip. Onun içinde normalde deniz seviyesine göre akciğer hastalıklarından mustarip olan hastalarımızın nefes darlıkları bu bölgede daha sık oluyor.

Hastalarımızın çoğu kanser hastası tabi. Hasta size geldikten sonra belki de ömrünün geri kalanının hepsinde sizinle muhatap oluyor. Bir taraftan kanser hastasını tedavi etmek, bir taraftan da onu psikolojik olarak yönetebilmek çok kolay değil. Gerek hastayı, gerek hasta yakınları çok iyi yönetebilmek gerekiyor. Uzun süreçli, uzun nefesli bir iş bu, ölüm riski yüksek olan bir bölümde çalışıyoruz. Bir taraftan kanser hastası, bir taraftan sigara çok içildiğinden dolayı kronik bronşiti yüksek olan, akciğer sağlığı yerinde olmayan hasta grubuyla uğraştığımız için de çok büyük zorluklar çekiyoruz. Ben yaklaşık 30 yıllık hekimim, 24 saat telefonumuz açık. Gecenin ikisinde 2’sinde 3’ünde 5’inde gerektiği zaman koşarak hastaneye gidiyoruz ve ameliyatlara giriyoruz. 24 saat esasına göre çalışıyoruz ve bu bölgede maalesef yeterli donanımda hekim olmadığı için de bölgenin tüm yükü bizim üstümüzde ama işimizi de layıkıyla yaptığımızı düşünüyorum.

“BİNGÖL’DE AKCİĞER KANSERİ MAALESEF OLDUKÇA FAZLA”

Türkiye’de, farklı üniversitelerin çeşitli bölümlerinde 20 profesör, 6 ayda Türkiye’nin akciğer kanser haritasını çıkardı. Siz de bu çalışmanın içinde yer alıp öncülüğünü yaptınız.  Çıkardığınız haritada Doğu Anadolu Bölgesi ve Bingöl, akciğer kanserinde ne durumda?

Öncelikle böyle önemli çalışmada görev aldığım için gerek bölgem adına, gerek üniversitem adına onur duydum. Türkiye’de farkı disiplinlerden olan göğüs hastalıkları, göğüs cerrahisi, medikal onkolojisi, radyasyon onkolojisi, patoloji ve radyolojiden 20 profesör bir araya geldik. Bir ekip kurduk ve Türkiye’deki kanser durumunu araştırdık. Bölgelere göre, illere göre kanserin erkeklerde ve kadınlarda oranlarıyla beraber çok detaylı bir çalışma ortaya çıktı. Yaklaşık 6 ay sürdü bu çalışma. Sağlık Bakanlığı ile ortaklaşa yürüttük bu çalışmayı ve bütün verileri toplayıp Türkiye’nin kanser haritasını çıkardık. Göğüs cerrahi olarak biz 3 göğüs cerrahı bu ekibin içindeydik. Ve belki de bu çalışmaya en çok katkı veren hocalardan biride bendim.

Göğüs cerrahisi kısmını tümüyle ben öncülüğümde hazırlayıp, makale haline getirdik. Bu çalışma dünyanın en saygın kanser dergilerinden biri olan “Journal of Thoracic Oncology”de yayımlandı. Tüm kanser kuruluşların ortak destek verdiği ve saygı duyduğu bir dergi.  Türkiye’deki kanser haritasını bu dergide yayınlatmak bizim için büyük bir onur oldu. Böyle saygın bir dergide ismimizin geçmesi,  verilerimizin yayınlanması ülkemiz adına da bu ciddi bir başarı oldu. Ve bundan sonrada akciğer kanseriyle ilgili yapılacak bütün yayınlara ciddi bir zemin hazırlamış olduk. Yapılacak bütün yayınlar bizim o yayınımızı referans olarak gösterecekler. Çok doğru, verimli bir çalışma ortaya koyduk.

KANSERİN SEBEBİ YÜZDE 95 SİGARA

Doğu Anadolu Bölgesinde akciğer kanserine çok detaylı olarak çalıştık. Doğu’da tabi akciğer kanseri oldukça sık görülüyor, il bazında da Bingöl ilimizde akciğer kanseri maalesef oldukça fazla. Sigara kullanımının çok fazla olmasından dolayı erkeklerdeki akciğer kanseri oranı daha fazla ama son dönemlerde sanki bir azalma mehiline girildi. Umarım ki, akciğer kanseri bölgemizde ilimizde çok daha düşük seviyelere gelecektir. Bizim çalışmamızda mümkün olduğunca tabi kanserin önlenmesi. Bir hastalığı önlemek, hastalığı tedavi etmekten en az 10 15 kat daha ucuz. Hem ekonomik olarak hem sağlık açısından akciğer kanserini önlememiz gerekiyor. Akciğer kanserinin en önemli sebebi yüzde 95 sigara. Ve maalesef ülkemizde, bölgemizde sigara çok tüketiliyor. Sigaranın en yüksek tüketimde olduğu dünyadaki 10 ülkeden bir tanesiyiz. Sigara çok yüksek bir oranda tüketiliyor.  Her 3 erişkinden bir tanesi sigara içiyor.  Ve sigaraya başlama yaşı maalesef ülkemizde 13 yaşın altına indi. Onun için sigarayla ciddi derecede mücadele etmemiz lazım. Sigara içimini engellememiz gerekiyor çünkü akciğer kanserinin yüzde 95 sebebi sigara. Tütün ve tütün mamulleri ile ciddi derecede savaşmamız gerekiyor. İnşallah çok daha ciddi bir mücadele olacak ve akciğer kanserlerine çok daha düşük seviyelere indirebileceğiz.

“AKCİĞER KANSER HARİTASI TÜRKİYE İÇİN CİDDİ BİR KAZANIM OLDU”

Çıkardığınız akciğer kanseri haritasının getirileri neler oldu, bu haritanın takibini nasıl yapıyorsunuz? Akciğer kanser haritası Türkiye için ciddi bir kazanım oldu. Bundan sonra da bu çalışmanın devam ettirilmesi gerekiyor. Bizim niyetimiz belki grubu daha da genişleterek her 5 yılda bir bu rakamları, verileri güncellemek gerek devlet erkânına gerek de ülkemizi yönetenlere rehberlik edecek şekilde tavsiyelerde bulunmak ve hastalığı engellemek için gerekli mücadeleyi artırmak. Biz 5 yılda bir verilerimizi güncelleyerek çalışmalarımızı takip etmeye devam edeceğiz.

ÜLKEMİZDE HER GÜN YAKLAŞIK 300 KİŞİ SİGARAYA BAĞLI HASTALIKLARDAN ÖLÜYOR”

Çıkardığınız akciğer kanseri haritasında hastalığa sebebiyet veren etkenler bölgeden bölgeye değişiyor mu, yoksa tüm Türkiye’de bu hastalığın ana etkeni olan bir durum söz konusu mu?

Dünyada da, ülkemizde de, bölgemizde de akciğer kanserinin en sık sebebi sigara içmek. Biraz öncede bahsettiğim gibi yüzde 95 sebep sigara, yüzde 5 sebep de diğer etkenler. Tabii genetik yatkınlık da önemli bir faktör ama sigarayla mücadele akciğer kanserini engellemekte çok çok önemli olacaktır. Türkiye’de her gün yaklaşık 300 kişi sigaraya bağlı hastalıklardan ölüyor. Evet, yine Türkiye’de yılda yaklaşık 110 Bin kişi sigaraya bağlı hastalıklardan ölüyor. Bunun yarısından çoğu akciğer kanserine bağlı ve sigaranın sebep olduğu akciğer kanseri ve akciğer hastalıklarına bağlı. Onun için de tütün ve tütün ürünleriyle mücadelemizin daha etkin olması gerekiyor ki, akciğer kanseri sayılarımızı düşürelim. Devlet erkânının bu konuda daha fazla hassasiyet göstereceğini umuyoruz.

“YEMEK BORUSU HASTALIKLARI KONUSUNDA BİR REFERANS MERKEZİYİZ”

Yemek Borusu ve diyafragma hastalıkları ile ilgili birçok operasyonu kapalı yöntemlerle ülkemizde ilk kez gerçekleştiren ve en çok yapan cerrahlardansınız. En son Erzurum’da çeşitli illerden 58 göğüs cerrahının katılımıyla düzenlenen “kapalı yöntemle yemek borusu ameliyatı” kursunun başkanlığını yaptınız. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Kaynar Çay İçmeyin

Aslında göğüs cerrahisinin ilgilendiği önemli konulardan bir tanesi de yemek borusu cerrahisi. Yemek borusu, göğüs boşluğunda olan yutak ile mide arasında uzanan bir organ ve göğüs cerrahisini ilgilendiriyor. Ben de yaklaşık 30 yıldır yemek borusu cerrahisi ve hastalıklarıyla ilgileniyorum. Türkiye’de 10 yıldan uzun süredir yemek borusu ve diyafram ameliyatlarının kapalı yöntemlerle yapıyoruz. Bunları kapalı yöntemlerle yapan en büyük ve tek kliniğiz diyebiliriz. Çok büyük bir hasta potansiyelimiz var. Yemek borusu kanseri Doğu Anadolu bölgesinde çok sık görülüyor ve yutma güçlüğü ile seyreden bir kanser türü. Bölgemizde sık olduğundan dolayı da kliniğimiz bu hastalıkları tedavi konusunda çok ileri bir merkez oldu.

Dünyanın 4 bir yanından uzmanlar gelip kliniğimizde eğitim alıyorlar. Çok yakın zamanda Türkiye’den 58 tane göğüs cerrahisi uzmanımıza kliniğimizde eğitim verdik. Şimdiye kadar yaklaşık 10 ülkeden uzmanlar gelip uzun süreli bir şekilde kliniğimizde kalarak eğitim aldılar ve yine 30’un üzerinde göğüs cerrahı uzmanımız ve Türkiye’deki farklı üniversitelerden gelip 3 ay, 6 ay, 8 ay gibi sürelerle kliniğimizde kalarak ameliyat tekniklerini öğrendiler. Ama biz yemek borusu hastalıkları konusunda bir referans merkeziyiz hem Türkiye’de hem dünyada dünyanın farklı ülkelerinden, doğudan, batıdan Almanya’dan, İsviçre’den, Makedonya’dan Hollanda’dan Erzurum’a geliyor tedavi olmak için.

Yine Gürcistan’dan, Azerbaycan’dan, İran’dan hasta geliyor tedavi için. Kliniğimiz hem Türkiye’de hem de dünyada yemek borusu cerrahisinin çok yaygın yapıldığı önemli referans merkezlerinde bir tanesi. Şimdiye kadar yemek borusuyla ilgili çok fazla uluslararası yayın yaptık. Amerika’da ve Avrupa’daki saygın dergilerde bu ameliyat tekniklerimizi anlattık. Şimdiye kadar yaklaşık 200’ün üzerinde göğüs cerrahisi ile ilgili makalemiz uluslararası dergilerde yayınlandı. Bunlar dünyanın saygın bilimsel dergileri. Yine Türkiye’de en fazla uluslararası yayın yapan klinik göğüs cerrahisi kliniği Erzurum Atatürk Üniversitesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı. Bununla da hakikaten çok önemli bir yerdeyiz. Her yıl 15, 20 tane makale yazıyoruz, yaptığımız bütün bilimsel çalışmaları literatüre kazandırıyoruz. Hem bilimi hem insanda hizmetimizi yerine getirmeye çalışıyoruz.

Son olarak Bingöl’den size gelen ve takip ettiğiniz hastalar var mı? Onlarla iletişiminiz nasıl? 

Erzurum Araştırma Hastanesi yaklaşık 60 yıldır her bölgemize çok önemli hizmetleri bulunmuş bir hastane. Bildiğiniz gibi Bingöl Erzurum’a yaklaşık 180 km uzaklıkta. Özellikle de kuzey ilçeleri Erzurum’a çok daha kolay ulaşıyor. Bingöl’den çok fazla hastamız oluyor. Ben tabi Bingöllü olmakla da gurur duyuyorum. Hakikaten çok güzel naif insanların olduğu bir şehir, hemşerilerimize hizmet etmekten de çok mutluyum.

Çok fazla hasta geliyor göğüs cerrahisine. Diğer bölümlere elimizden geldiğince hem bizimle ilgili olan hem de diğer bölümlerde işleri olan hemşerilerimize hem yardım ediyoruz hem destek olmaya çalışıyoruz. Tabii hastalık çok zor bir süreç hasta olmak ya da hasta yakını olmak çok zor bir durum. Onun bedeni olarak tedavisinin yönetimi, psikolojik olarak yönetimi oldukça zor.

Biz elimizden geldiği kadar burada önemli bir mihenk taşı olarak hemşehrilerimize hizmet ediyoruz ve hizmet etmeye de devam edeceğiz. Çevre 17 ilden burayı hasta geliyor. Tamam, yurt dışından yurt içinde özellikle bazı uzmanlık alanları için çok hastalarımız oluyor ama Bingöl’ün hasta potansiyelinin büyük bir kısmı Erzurum tarafına geliyor, bunu da memnuniyetle söyleyebilirim. Son olarak tüm hemşehirlerime en kalbi duygularımla muhabbetle selamlıyorum hepsine sağlık ve afiyet diliyorum

ATİLLA EROĞLU KİMDİR?

1973 yılında Bingöl’ün Karlıova ilçesine bağlı Ilıpınar köyünde dünyaya geldi 1995 yılında Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. 1996-2000 yıllarında Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesinde Göğüs Cerrahisi ihtisası yaptı. 2001 yılında Yardımcı Doçent olarak atanan Eroğlu, 2006 yılında Doçent, 2011 yılında Profesör oldu. 2007 yılında üç ay süreyle Amerika Birleşik Devletleri’nde Cleveland Clinic’te Dr. Rice ile beraber Minimal İnvaziv Göğüs Cerrahisi (Kapalı Göğüs Cerrahisi Ameliyatları) ve Özofagus (Yemek Borusu) ameliyatları konusunda çalıştı.

2016 yılında Malezya da bir süreliğine Yemek Borusu ameliyatları ile ilgili dersler verdi.

18 yıldır Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanlığı yapan Eroğlu, Dekan Yardımcılığı, Başhekim Yardımcılığı, Yüksekokul Müdürlüğü gibi birçok idari görevlerde bulundu.

Türk Göğüs Cerrahisi Derneği’nde Genel Sekreterlik görevini yürütmektedir. Yemek Borusu ve diyafragma hastalıkları ile ilgili birçok operasyonu kapalı yöntemlerle ülkemizde ilk kez gerçekleştiren ve en çok yapan cerrahtır.  Ülkemizde Çocuk Göğüs Cerrahisi ameliyatlarını yapabilen ender cerrahlardan birisidir.

rodi
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.