Deprem ve Çocuk Sempozyumuna katılan Prof. Dr. Feyzi Bingöl, 1971 ve 2003 depremleri nedeniyle bölgede gerilim azalması olduğunu ve Bingöl Merkez’de yakın zamanda büyük bir deprem beklemediğini söylerken, Yedisu bölgesinin riskli olduğunu belirtti.
Bingöl Üniversitesi tarafından “Deprem ve Çocuk Sempozyumu” düzenlendi. Sempozyumda konuşan Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Çapak, depremin çocuklar üzerinde olumsuz etkiler bıraktığını belirtti.
Depremlerden kaçınmanın mümkün olmadığını ancak zararlarından kaçınmanın mümkün olduğunu ifade eden Çapak, herkesin üzerine düşen çok şey olduğunu belirtti.
İl Afet ve Acil Durum Müdürü Kerem Oruk ise, olası bir deprem sonrasında yapılması gerekenlerle ilgili bilgiler paylaştı.
İl Risk Azaltma Planı hazırladıklarını belirten Oruk, Bingöl’ün olası bir depremden minimum düzeyde etkilenmesi için çalışmalar yapacaklarını söyledi.
“BİNGÖL MERKEZ’DE BÜYÜK BİR DEPREM BEKLEMİYORUZ”
Programda konuşan Fırat Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr. Feyzi Bingöl, Kuzey Anadolu Fayı ve Doğu Anadolu Fayının kesişim noktasının Karlıova ilçesi olduğunu belirterek, Bingöl’ün deprem gerçeğine dikkat çekti.
Palu-Bingöl arasında sıkça deprem olacağı yönünde açıklamalar yapıldığını belirten Feyzi Bingöl, bu bölgede büyük bir deprem beklemediğini ifade etti.
Bingöl, “Bu bölgede, Okçular bölgesinde 8 Mart 2010 yılında bir deprem meydana geldi ve bu da bu bölgenin enerjisini boşalttı” dedi.
Bingöl’ün 1971 ve 2003 yıllarında büyük depremler yaşadığını hatırlatan Prof. Dr. Feyzi Bingöl, “2003 depremi hepimizi de çok üzmüştür, orada bir okulumuzun çökmesi sonucu öğrencilerimizin vefatına neden oldu. Dolayısıyla Bingöl Merkez’de de belirli bir enerji azalması veya gerilim azalması oldu. Bu nedenle kıza zamanda Bingöl Merkez’de büyük bir deprem beklemiyoruz” diye konuştu.
-EN RİSKLİ YER YEDİSU-
Bingöl’ün Göynük ve Yedisu bölgelerinin riskli olduğunu belirten Feyzi Bingöl, şunları söyledi: “Karlıova’dan başlayan Kuzey Anadolu Fayının Yedisu Segmenti de bu fayın üzerinde. Erzincan ile Karlıova arasında yer alan bu bölgede uzun süredir büyük bir deprem meydana gelmemiş, dolayısıyla burası gerilimin arttığı bir bölgedir.
7.2 büyüklüğünde depremin bölgeye etkisiyle çürük binalar yıkılabilir. Bu depremin sağlam binalara etkisi olmaz, az hasarlara neden olabilir. Deprem olmadan önce hazırlıklı olmamız gerekiyor. Yaşam yerlerinin depreme dirençli hale getirilmesi gerekiyor. Burada hem belediyeye, hem hükümete, hem de vatandaşlara sorumluluklar düşüyor. Yapılaşmada sağlam zeminlere yapılar yapılmalı. Deprem yönetmeliğine uyulması gerekiyor. Eğer buna uyulursa büyük problem olmaz.”