Bingöl Platformu’ndan akil adamlara 12 maddelik öneri
Bingöl Platformu’ndan Akil Adamlara 12 maddelik öneri
Çözüm sürecine Bingöl sivil toplum örgütleri duyarsız kalmadı. Akil İnsanlar heyetiyle yapılan toplantıda, Kürt sorununun çözümü için 12 maddelik “çözüm önerisi” sunuldu. “Çözüm Barış ve Kardeşlik İçin Önerilerimiz” adıyla Bingöl Platformu tarafından sunulan öneri paketinde, “Özgürlükçü ve Demokratik bir Cumhuriyet için 12 Eylül askeri rejiminin anayasasının tümünün ortadan kaldırılarak yeni bir “anayasa” yapılmalıdır” önerisi yer aldı. Öneriler arasında çözüm sürecinin sağlıklı devam edebilmesi siyasi mahkumlara “genel af” getirilmesi gerektiği vurgulandı.
20 Haziran 2013
İstanbul Ümraniye’de düzenlenen toplantıyı organize eden “Bingöl Platformu” moderatörü gazeteci Ramazan Güntay tarafından okunan 12 maddelik öneri paketi ile başladı. Marmara Grubu Akil İnsanlar heyetinden Yücel Sayman ve Levent Korkut’un katıldığı toplantıya gazeteci yazar hemşerimiz Ümit Fırat, Kastamonu il derneği, Siirt Şirvan derneği, Çankırı İl derneği, Van dernekler federasyonu, Ardahan Vakfı, Kars il derneği, Ümraniye Esnaf Odası, Üsküdar Rizeliler derneği, Bingöl İl Derneği BİNYAD, Bingöl Vakfı, Kiğı ilçe derneği, Adaklı İlçe derneği, Yayladere ilçe derneği, Karlıova İlçe derneğinin yanı sıra kanaat önderleri, din alimleri şeyh Sebahattin Elçani, Şeyh Niyazi Akbana, Bingöl Eski Belediye Başkanı Selahattin Aydar ve İstanbul’da faaliyetini sürdüren birçok köy dernek başkan ve yöneticileri katıldı
Toplantıya moderatörlük yapan Gazeteci Ramazan Güntay, yardımcılığına platformun bayan üyesi Nurcan Dalga yürütürken, platformun yöneticileri de programın işleyişini sağladılar.
Yaklaşık 40 kişinin fikrini beyan ettiği toplantıda ilk sözü alan Marmara akil adamlar gurubunun sekreteri Levent Korkut, toplantı girişinde okunan 12 maddelik öneriyi çok anlamlı bulduğunu belirtti. Korkut, Marmara bölgesinde farklı STK’larla görüştüklerini ve çok zıt kutuplarla konuştuklarını belirterek, Bingöl platformun daveti üzerine sizlerle tanışmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti. Korkut’un akabinde yine akil adam ekibinden Yücel Sayman, “Bu sorunun çözülmesi için çaba gösteriyoruz. Birileri hakaret de ediyor, saldırsa da biz başladığımız gibi bu sorunu konuşmak istiyoruz. Sizler de konuşun, sadece burada değil, evlerinizde, mahallenizde, iş yerinizde her yerde konuşun, konuşarak çözeriz ancak. İkna etmeliyiz başka çaresi yok” diye konuştu.
BAŞKANLAR ÇÖZÜM ÖNERİLERİNİ VE TESBİTLERİNİ ANLATTI
Toplantıda söz alan STK başkan ve yöneticileri, çözüm sürecine yönelik çözüm ve tespitlerini dile getirdi. Söz alan Adaklı Cunan Dernek Başkanı Hüseyin Balcı, “Ben hem Kürt aynı zamanda Aleviyim, ‘Ne mutlu Türküm diyene’ demekle beni Türk yapamazsınız. Kürtçenin seçmeli ders olarak okutulması için başvurdum, ceza evine attılar. Biz artık sözde değil, özde demokrasi istiyoruz, devletin hukuku değil, hukuk devletinde yaşamak istiyoruz” diye konuştu.
Kiğı Çanakçı Dernek başkanı Zeki Dal, “En fazla biz Kürtler barış istiyoruz, bu iktidar 10 senedir oyalıyor, seçim zamanı gelir müzakereler yapar, umut verir seçiden sonra savaş, bombalar başlar. Devlet Kürtlerden özür dilemelidir. Yıllardır oyaladığı için” dedi.
Kiğılılar Derneği başkanı Suat Yazıcı, “Bölgede yaşanan olaylarda aile olarak bizde mağdur olduk. Ailemizden iki kişi hunharca katledildi. Barış olsun istiyoruz tabii. Ama nasıl olacak, hükümet ve örgüt arasında ne konuşuldu, nasıl bir anlaşma var bilmiyoruz. Bizler Kiğılı olarak eskisi gibi köylerimizde huzur içinde tehditsiz yaşamak istiyoruz” şeklinde konuştu.
FIRAT: ESKİ KÖY ADLARINI KULLANIN
Gazeteci yazar Ümit Fırat, köy isimlerinin eksi isimleriyle kullanılması gerektiğini söyledi. Fırat, “Dernek başkanlarından özellikle rica ediyorum, köylerimizin ismini eski adıyla kullanalım, yeni isimler tutmadı. Hangimiz yeni komşu köyün ismini biliyoruz. İnatla eski şekliyle konuşalım ve eski isimleri mümkünse talep edip geri almalıyız” dedi.
Çözüm süreci ile birlikte insanların konuşmaya başladıklarını belirten Fırat sözlerini şöyle sürdürdü: “Çözüm süreci ile beraber Türkiye konuşmaya başladı. Sorun sadece Kürt meselesi değildir. En büyük sorun demokrasi sorunudur. Gerçek demokrasi olsaydı bu sorunlar yaşanmazdı. Akil insanların çalışmalarıyla beraber bir ivme kazandı, artık geriye dönüş olamaz. Asimilasyon bitmiştir. Okullarda Kürtçe seçmeli ders olarak okutuluyor. Her bireyin bu barış sürecine sahip çıkması gerekiyor.”
Ardahan Vakfı Başkanı Fuat Avşar, Siirt Dernek Başkanı Cabbar Barış, Silvan Dernek başkanı Hamza Bulga, Ümraniye esnaf odası başkanı Bayram Çavuşoğlu, Adaklı Hasbağlar Dernek başkanı Nevzat Atılgan, Kiğı Sırmaçek Dernek başkan yardımcısı Veyis Akbaş, Kiğı Derneği kadın kolları başkanı Ayten İşcan, Kiğı Sabırtaşı Dernek başkanı Egemen Keçeci, Payamlı Derneği eski başkanı Ziya Eğin, Gırasor Dernek başkanı Turan Baysoy, Kiğı Nacaklı Dernek başkanı Hüseyin Yorgun, Kiğı Hurs dernek başkan yardımcısı Erdal Yılmaz ve Kiğı Oğas Dernek başkan yardımcısı Ahmet Bilimli söz alarak görüşlerini belirttiler.
İşte Bingöl Platformu’nun Akil İnsanlar heyetine sunduğu 12 maddelik çözüm önerileri:
“ÇÖZÜME, BARIŞA VE KARDEŞLİĞE ÖNERİLERİMİZ
1) Özgürlükçü ve Demokratik bir Cumhuriyet için 12 Eylül askeri rejimi anayasasının tümünün ortadan kaldırılarak yeni bir “anayasa” yapılmalıdır.
2) Eşitlikçi, adil, etnik inanç ve bölgesel ayrımcılığı olmayan, dinsel, mezhepsel, ırksal, etnik ve sınıfsal üstünlük vurgusu yapmayan; Türk, Kürt, Arap, Laz, Çerkez, Gürcü, Roman; Müslüman, Hıristiyan, Yahudi, Sünni, Şii, Alevi, Hanefi, Şafi, Hambeli, Maliki, gayrimüslim tüm mezheplerin ve tüm halkların kendisini içinde eşit olarak bulacağı bir anayasa istiyoruz.
3) Barış, kardeşlik demektir, af demektir, helalleşme demektir, kucaklaşma demektir. Bugüne kadar yapılan yanlış uygulamaların tümünden vazgeçip yepyeni bir sayfa açmak demektir. Herkesin evine dönüşü demektir, dostça komşuluk yapmak demektir. Yoksa birilerinin evini ve ülkesini terk etmek demek değildir. Tüm siyasi fikir ve düşünce mahkûmlarının serbest bırakılması, (genel bir af) çıkarılmalıdır.
4) Anadil doğumdan gelen ve Allah tarafından insanlara verilen bir nimettir. Anadilde eğitim, hem insani, hem vicdani, hem de dini bir haktır. Herkesin dilediği şekilde anadilde konuşması, yazması, dilini geliştirmesi, her türlü geleneksel ve kültürel konuda faaliyet göstermesi, devlet tarafından teşvik edilmeli ve desteklenmelidir.
5) Din ve vicdan hürriyeti dileyen her grup veya her birey serbestçe dinini yaşamalı, dini tedrisat yapmalı; kamu alanı dâhil her alanda dini inancından dolayı, kılık-kıyafet-giyim ve kuşamını serbestçe giyebilmeli; dini kültür alanında her türlü faaliyeti serbestçe yürütmelidir. Bütün bunlar, anayasal güvence altına alınmalıdır.
6) Yerel yönetimler güçlendirilmeli, yöneticileri seçimle gelmelidir. Bir yöreyi, bir ili ilgilendiren konulara o yöre, il veya o ilçenin halkının karar vermesi gerekir. “Tayinle gelen, tanımadan gidenle” sorunlar çözülmez dağ gibi büyümeye devam eder.
7) Boşaltılan köy ve mezraların köye dönüş çerçevesinde konut destek kredisi sistemiyle geri dönüşe destek olunmalı ve zarara uğrayanların zararları bir an önce devlet tarafından karşılanmalı ve desteklenmelidir.
8) Doğu ve Güneydoğu bölgesinde her köyde, her mezrada, dağ başına karakol yapılması yerine eğitim ve istihdam yatırımlarına ağırlık verilmelidir. Değiştirilen tüm il, ilçe ve köy isimleri iade edilmelidir.
9) Seçim barajının düşürülmesi ve siyasi partilerin yasasının demokratikleştirilmesi yurt dışındaki tüm vatandaşların oy kullanması sağlanmalıdır.
10) Koruculuk sisteminde mevcut elemanlar güvenlik elemanı olarak değerlendirilebilir. Eğer bu yapılamıyorsa bu vatandaşların geçimlerini sağlayabilmeleri için tarım ve hayvancılık konusunda desteklenmelidir.
11) Hakikat Komisyonu kurulmalıdır. Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar, sistemin yanlış uygulamalarından dolayı baskı, zulüm, haksız katliamlar, işkence, faili meçhul cinayetleri, devletin halkla barışıp, geçmişle yüzleşip, halkını bu konuda doğru bilgilendirilmesi tüm hakikatlerin ortaya çıkarılması gerekir.
12) Kanaat önderlerimizin mezar yerleri açıklanmalıdır. Devlet tarafından bilinen Saîd-i Nursi, Şeyh Said, Seyyid Rıza ve bu gibi kanaat önderlerinin tümünün mezarları mirasçılarına gösterilmeli, iade-i itibarları sağlanmalıdır.
Bir dünya nasıl ki, yeryüzünde var olan tüm devletlerin, tüm milletlerin, tüm ırkların ve bütün din ve inanç sahiplerinin ve hatta tüm hayat sahibi mahlûkatın dünyası ise; bir ülkenin vatandaşı olan insanlar hangi dine, hangi mezhebe-inanca, hangi ırka, hangi dile ve renge sahip olurlarsa olsunlar eşit haklara sahip yurttaşlardır.
Son önerimiz; Biz Bingöllüler olarak ilimizin yüzde 99’u Kürt’tür – Zaza’dır, Kurmanc’dır. Bizim şiarımız halkların kardeşliği ve eşitliğidir. Bu topraklar üzerinde yaşayan halklarla bin yıllık kader birliğimiz var. Bizim hiçbir ırkla, milletle inanç ve mezheple kavgamız yok, herkesle kardeş olarak yaşamak isteriz. Bizim kavgamız; resmi ideolojinin bu topraklar üzerinde yaşayan halkları birbirine düşman gösteren tekçi zihniyete ve yanlış uygulamalaradır.”
Haber okunma sayısı: 59047