Dilsiz: “Topyekûn mücadele şart”
Dilsiz: “Topyekûn mücadele şart”
Koronavirüse karşı devlet tedbirlerinin yanı sıra halkın da bu mücadeleye destek vermesi gerektiğini belirten Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Hemşehrimiz Prof. Dr. Nihat Dilsiz, hastalıktan korunmanın formülünün ise bağışıklık sistemini güçlendirmekten geçtiğini vurguladı.
Çin’in sanayi merkezi Wuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüs (Covid-19, HcoV-19) dünyayı kasıp kavuruyor. Ülkemizde de virüs nedeniyle 3 vatandaş hayatını kaybetti. Koronavirüsün 165 ülkeye yayıldığını hatırlatan İstanbul Medeniyet Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nihat Dilsiz, virüsle etkili mücadele için devletin aldığı tedbirlerin yanı sıra bu salgına karşı vatandaşların da tam destek vererek başarıya ulaşacağını kaydetti.
Bilanço giderek artıyor
Dünya genelinde yaklaşık 210 bin kişiye bulaşan virüste 8 bin 980 kişi öldü, 85 bin 769 kişi de iyileşti. Son güncel rakamlara göre Çin’de 3 bin 237, İtalya’da 2 bin 978, İran’da 1284, İspanya’da 638, Güney Kore’de 84, Fransa’da 264, ABD’de 150, İngiltere’de 104 ve Almanya’da ise 28, Türkiye’de ise 3 kişi virüs nedeniyle hayatını kaybetti. Bu virüsle ilk kez karşılaşıldığı için insan vücudunun buna karşı geliştirdiği bir bağışıklık direncinin bulunmadığını aktaran Prof. Dilsiz, hastalıktan korunmanın yolunun bağışıklık sistemini güçlü tutmaktan geçtiğini söyledi.
Erkeklerde daha hızlı yayılıyor
Virüsün çocuklarda çok nadir görüldüğünü, 20’li yaşlardan sonra taşıyıcı olma durumunun söz konusu olduğunu vurgulayan Prof. Dilsiz, “Ölüm oranı 50’li yaşlara kadar her bin hastada 1 dolayında iken, 50 yaş üstü hasta bireylerde hızlı bir şekilde yükselmektedir” dedi. Virüse yakalanan kişide kanser, kalp, solunum, böbrek ve immün yetmezliği ve diyabet gibi hastalıkları var ise etkilenme riski daha yüksek olduğunu hatırlatan Prof. Dilsiz, sigara içenlerde vücut direncinin daha düşük olduğunu, erkeklerin bu hastalığa yakalanma riskinin kadınlardan daha fazla olduğunu ifade etti.
Hastalığın belirtileri
Yüksek ateş, kuru öksürük ve hapşırma, solunum yetmezliği, burun akıntısı, göğüs ağrısı, ishal ve halsizliğin virüsün belirtileri olduğunu açıklayan Prof. Dilsiz, hücreleri kontrol altına alan virüsün bağışıklık sistemini çökerttiğini vurguladı. Dilsiz, “Virüsün enfekte ettiği hastada kalış süresi yaklaşık 7-12 gündür ancak emin olmak adına bu süreyi 14 gün olarak kabul etmekte yarar vardır” diye konuştu.
Virüsten korunma yolları
Yurt dışından gelenlerin 14 günlük karantinada tutulması gerektiğinin altını çizen Dilsiz, şu uyarılarda bulundu: “Hastalar maske takmalı, hastalığa yakalanmış olan kişilerle aradaki mesafe en az 1 metre olmalı, hapşırırken ağız ve burun peçete ile kapatılmalı, sağlık personelleri medikal maske takmalıdır. Kapı kolu, elektrik düğmesi gibi yüzeylere temas ederken dikkatli olunmalı, kapalı alanlar düzenli havalandırılmalı, kalabalık ortamlara girilmemeli, sık kullandığımız eşyalar dezenfekte edilmeli, vep telefonlarının sık sık temizlenmeli.”
Kolonya ve maskeye dikkat
Virüse karşı hazırlanan ilaçların ancak Mayıs ve Haziran ayında tam anlamıyla kullanılabileceğini aktaran Dilsiz, ellerin sabun ve su ile yaklaşık 20 saniye kadar yıkanması oldukça faydalı olduğunu dile getirdi. Vatandaşların aşırı derece kolonya tükettiğini ifade eden Dilsiz, çok kullanımın deride olumsuz etkiler yapabileceğini söyledi. Maskelerin her yarım saatte bir değiştirilmesini gerektiğini vurgulayan Dilsiz, “Aksi tkadirde gözeneklerin tıkanması, nemlenmesi ve bunun sonucu olarak ta fonksiyon sağlamaması hatta enfeksiyona zemin hazırlaması söz konusudur. Hiçbir bitkinin virüsü öldürmediğini unutmayalım ve söylentilere aldanmayalım. Sadece vücudumuzun direncini yani bağışıklık sistemini arttırıcı Vitamin C içeren (limon, greyfurt, mandalina, kuşburnu, kırmızı lahana gibi) ve Vitamin D (tahıl, yumurta, balık, süt ve süt ürünler) gıdaları tüketerek bağışıklığı arttırmak yararlı olacaktır” bilgisini paylaştı.
Yaşa göre ölüm oranları
Hastaların ölüm oranları hakkında bilgi veren Prof. Dr. Nihat Dilsiz, “0-9 yaş arasında ölüm oranı yüzde 0’dır. 10 ile 19 yaş oranları arasında ölüm oranı ise yüzde 0.1’dir. 20-29’da oran yüzde 0.2, 30-39 yaş arasındaki insanlarda 0.2, 40-49 yaş arasında oran 0.4, 50-59 arasında yüzde 1.3 iken yaş aralığı 60-69 olanlarda ölüm oranı daha da artarak yüzde 3.5’e yükselmiyor. 70-79 yaş aralığında oran yüzde 8’e 80 ile 100 yaşında olan insanlarda ise bu oran yüzde 4 artarak 12 oluyor. Yaş ilerledikçe bu hastalıktan ölüm oranları da artmaktadır. Dolayısıyla yaşlı kesimin daha dikkatli olması gerekmektedir” açıklamalarında bulundu.
Klimalar çalıştırılmamalı
Hastalığın tedavisi hakkında bilgi veren Dilsiz, hastaların yüzde 80’inin evde izole bir ortamda dinlenerek bunu atlatabileceğini söyledi. Hastanın bulunduğu ortamda vantilatör veya klimanın kesinlikle çalıştırılmaması gerektiğine dikkat çeken Dilsiz, “Tedaviye yönelik herhangi bir anti-viral ilaç veya aşı henüz kullanıma girmemiştir. Risk oluşturan hastalara genel olarak su, oksijen, serum ve immünoglobin takviyesi yapılmaktadır” şeklinde konuştu.