Yazar Sediyani ve arkadaşları öncülüğünde 500 afetazede aileye gıda yardımı yapıldı

İşadamı Alican Karadoğan, Tıbbî Laborant Basri İpek ve Gazeteci-Yazar İbrahim Sediyani, Depremin Vurduğu Adıyaman’da 500 Aileye Gıda Yardımı Yaptı

Yardımı yapan üç arkadaş, yardım malzemelerini Adıyaman’da bizzat kendi elleriyle dağıttılar.

6 Şubat 2023 günü yaşanan büyük deprem felâketinin yol açtığı ağır sonuçların yaraları sarılmaya devam ediliyor.

Kahramanmaraş (Gırgûmm) ilimizin Pazarcık (Bazarcîxa Nûh) ilçesinde sabah saat 4:17’de 7, 7 şiddetinde, Elbistan (Eblistan) ilçesinde öğle saat 13:24’te 7, 6 şiddetinde deprem olurken, Gaziantep (Dîluk) ilimizde de büyüklükleri 6, 4 ile 6, 5 olan iki deprem meydana gelmişti. Türkiye’nin 10 ilinde ve Suriye’nin kuzeyinde ağır hasara neden olan korkunç depremlerde, resmî rakamlara göre Türkiye tarafında 50.500 kişi, Suriye tarafında 8476 kişi olmak üzere, toplam 58.976 kişi hayatını kaybetti.

     Deprem; Kahramanmaraş (Gırgûmm), Adıyaman (Semsur), Malatya (Meledî), Diyarbakır (Diyarbekir), Şanlıurfa (Riha), Gaziantep (Dîluk), Kilis (Kêlis), Osmaniye (Cebel-i Bereket), Adana (Kilikya) ve Hatay (Enteqya)’da büyük yıkıma yol açtı. Deprem bölgesinde toplam 301.000 bina yıkıldı veya hasar gördü. Suriye tarafında ise İdlib, Halep, Hama, Lazkiye ve Tartus illeri depremde yıkıma uğradı.

Depremde Adıyaman il merkezi ve Hatay il merkezi Antakya nerdeyse tümüyle harabeye döndü. Hususen bu bölgelerde büyük bir felâket durumu yaşanıyor.

 Çocukluktan itibaren birlikte büyümüş ve aynı sıralarda okumuş üç yakın arkadaş ve akraba, Elazığ – Karakoçan’da yaşayan işadamı ve sivil toplum temsilcisi Alican Karadoğan, Belçika – Anvers’te yaşayan sağlıkçı ve tıbbî laborant Basri İpek ve Almanya – Frankfurt’ta yaşayan gazeteci ve yazar İbrahim Sediyani, tam da deprem felâketinin büyük oranda gündemden düşeceğini ve depremzedelerin kendi kaderleriyle başbaşa bırakılacağını öngördükleri Nisan ayı ortasında, başka bir deyimle Ramazan Bayramı öncesinde, deprem bölgesinde, özel olarak depremden en fazla zarar gören Adıyaman ilimize gıda yardımı yaptılar.

Bu yardımların hedef kitlesi de, yardımların çok az ulaştığı Adıyaman’ın en ücra bölgelerindeki depremzedeler oldu.

 Deprem olduğunda, bütün ülkenin ve dünyanın deprem bölgesine yoğunlaştığını ancak iki ay sonra depremzedelerin unutulacağını, Türkiye’nin seçim gündemine, dünyanın ise kendi gündemine döneceğini, böylelikle depremzedelerin kendi kaderleriyle başbaşa bırakılacağını öngören Karadoğan, İpek ve Sediyani, depremzedelerin asıl o zaman yardıma ihtiyaç duyacağını düşündüler.

     Gelişmeler tam da onların öngördükleri gibi oldu.

     Bu düşünceden hareketle, depremin sıcak günlerinde başlayarak, iki ay sonrası için yardım biriktiren bu üç arkadaş, tam da Ramazan Bayramı öncesi Adıyaman’a gittiler ve onbinlerce Euro tutarındaki gıda yardımını depremzedelere dağıttılar.

     Sivil toplum temsilcisi Alican Karadoğan, tıbbî laborant Basri İpek ve gazeteci – yazar İbrahim Sediyani, Adıyaman’da yüzlerce aileye gıda yardımı yaptılar. Gıda ürünlerini Elazığ ve Malatya’daki süpermarketlerde alıp kamyonlara dolduran ve Adıyaman deprem bölgesine götüren üç arkadaş, Ramazan Bayramı öncesi 500’e yakın ailenin bir haftalık tüm bayram ihtiyaçlarını ve mutfak ihtiyaçlarını karşıladılar.

     Alican Karadoğan, Basri İpek ve yazar İbrahim Sediyani, Adıyaman’da yayın yapan Gerger Postası yayın ekibinin kılavuzluğunda, 500’e yakın ailenin tüm bayram boyunca gıda ihtiyacını karşılayacak yardımları bugün ulaştırdılar. Elazığ ve Malatya’daki marketlerden alınıp kamyonlara yüklenen gıda ürünleri, sabah saatlerinde kamyonlarla Adıyaman’a getirildi ve burada depremzedelere dağıtıldı.

     Yardımı yapan üç arkadaş, yardım malzemelerini Adıyaman’da bizzat kendi elleriyle dağıttılar.

     Dağıtım bütün gün boyunca sürdü.

     Gerçekleştirdikleri yardım dağıtımlarıyla ilgili açıklamada bulunan işadamı ve sivil toplum temsilcisi Alican Karadoğan, deprem süreci boyunca yardımların hiç ulaşmadığı ücra bölgeler olduğunu, yardım dağıtırken özellikle bu bölgelerdeki aileleri hedeflediklerini belirtti. “Doğrusunu isterseniz, bu Adıyaman girişimimizle beraber, deprem boyunca bu üçüncü gidişimiz oldu” diyen Karadoğan, “Daha önce, birincisinde, depremin üçüncü günüydü. Daha sonra bir ay kadar sonra gitmiştik. Yoksul ve özellikle yetim çocuklar için kıyafet yardımı yapmıştık. Yaklaşık 324 çocuğu kapsayan bir çalışmaydı. Bu sonuncusu ise, daha ziyade Avrupa’da organize edilen, bizim de bir miktar burada tamamladığımız bir çalışmaydı” açıklamasında bulundu. Bu çalışmayla ilk defa daha farklı bir alana yöneldiklerini kaydeden Karakoçanlı Alican Karadoğan, “Özellikle kentin dışındaki daha taşra, en önemlisi de özellikle Alevî sosyolojisinin yaşadığı daha kırsal alanlara gittik. Açıkça şunu söylemek lazım: Kent merkezlerinde yaşanan korkunç yıkım burada da yaşanmış, ama buralara pek kimse el atmamış. Dolayısıyla bu insanlar kendi kaderleriyle başbaşa bırakılmış” değerlendirmesinde bulundu. Yıkıcı ve yürek burkan kaderleriyle başbaşa bırakılan ve kimsenin pek yardım elini uzatmadığı ücra ve kırsal kesimlerde yaşayan o gariban insanların, mazlum köylülerin yüzlerinde bir nebze de olsa sevinç oluşturduklarını görmenin mutluluğunu tarif etmenin imkânsız olduğunu belirten sivil toplum temsilcisi Alican Karadoğan, “Asıl böyle zamanlarda o insanların yanında olmak lazım, böyle zamanlarda kardeşliğimizi göstermemiz lazım” tespitinde bulundu.

     Belçika’nın Anvers (Antwerpen) şehrinden sağlıkçı ve tıbbî laborant Basri İpek ise, gıda yardımlarından oluşan yüzlerce koliyi bugün bizzat kamyonlarla Adıyaman’a götürüp kendi elleriyle depremzedelere teslim ettiklerini söyledi. “Biz sadece televizyonda gördüğümüz kısmıyla ürkmüştük, deprem bizi çok şiddetli şekilde korkutmuştu ve o insanların trajik durumu bizi çok üzmüştü” diyen İpek, “Ama bugün farkettiğimiz şey, sadece üzülerek kaldık. Şöyle diyeyim: Depremin üzerinden bayağı bir zaman geçti. Ama ona rağmen, gördüğümüz görüntü, bizde tarif edilemez bir halet-i ruhiye oluşturdu” dedi. “Hakikaten bu bölge kıyametini yaşamış” tespitinde bulunan sağlıkçı Basri İpek, “İnsanların korkunç ihtiyacı var bu yardımlara burada. Yollar parçalanmış, dağlar ayrılmış, evler yıkılmış, insanlar birçok şeyini kaybetmiş, en önemlisi de can kaybetmişler” ifadelerini kullandı. “Ama yaşam, kaçınılmaz birşeydir ve bu insanlar yaşamaya devam ediyorlar. Ve yaşamaya devam eden bu insanların ihtiyaçları da devam etmektedir” diyen İpek, “Bu yüzden biz insan olarak kendimizi yeniden özümüze döndürüp, daha doğrusu Allah’ın bizim kalbimize yerleştirdiği o fıtratın sesini dinlemeye yönlendirip, bu insanlara yardım etmeye yönelmemiz gerekir” değerlendirmesinde bulundu. Basri İpek, “Lütfen, insan olan herkes, acının sesine kulak versin, acıya ortak olsun. Acılar paylaşıldıkça azalır” çağrısında bulundu.

     Almanya’nın Frankfurt (Frankfurt am Main) şehrinden gazeteci – yazar İbrahim Sediyani ise, toplam 10 ilimizi etkileyen büyük depremin hepimizi derinden sarstığını dile getirerek, “Deprem ilk olduğunda, biz üç arkadaş, üçümüz de Elazığ – Karakoçanlı, beraber büyümüşüz, akrabalık da var, biz şöyle düşündük: Şu anda herkes orda, orası ana baba günü, büyük bir kaos var. Şu anda birşey yapamayız ama 1 – 2 ay geçtikten sonra Türkiye seçim gündemine girecek, dünya da kendi gündemine dönecek ve dolayısıyla depremzedeler kendi kaderleriyle başbaşa kalacaklar. İşte o zaman, depremzedelerin asıl yardıma ihtiyaç duyacakları zaman o zaman olacak” diye düşündüklerini söyledi. Bunu düşünerek kendi aralarında para topladıklarını belirten Sediyani, “Bu büyük bir meblağa da ulaştı Allah’’a şükür. Bugün biz o yardımları dağıttık” dedi. Gıda yardımlarını Malatya ve Elazığ’da kamyonlara doldurup Adıyaman’a götürdüklerini ve en ücra bölgelerde kendi elleriyle depremzedelere teslim ettiklerini kaydeden yazar İbrahim Sediyani, “Üç arkadaş, üç kişi, Adıyaman’da toplam 500 ailenin bir haftalık, bugünden başlayarak Ramazan Bayramı boyunca tüm gıda ve mutfak ihtiyaçlarını karşıladık” açıklamasında bulundu. Bunun için çok mutlu olduklarını ve bu mutluluğu kelimelerle tarif etmenin mümkün olmadığını dile getiren Sediyani, “Çünkü biz şuna inanıyoruz: Dünyada en büyük güç, bu insanların dûâlarını almaktır. Yaşlı bir teyzenin, yaşlı bir amcanın dûâsını almaktır. Bir bebeğin, bir sabinin, bir çocuğun dûâsını almak.

Bu, dünyadaki en büyük güçtür. Buna inandığımız için mutluyuz” dedi. “Halkımız için bunu yapabildiğimizden dolayı şu anda büyük bir manevî haz ve mutluluk içindeyiz” şeklinde konuşan Sediyani, insan olarak bunu yapmak gerektiğini tembih etti. İbrahim Sediyani, açıklamalarının sonunda şunları söyledi: “Onlar bizim kardeşlerimizdir. Adıyaman olsun, Hatay olsun, Maraş, Diyarbakır, Malatya, Antep, Osmaniye, biz ayrım yapmıyoruz ve hepimiz bir aileyiz, hepsi de bizim insanlarımız, bizim kardeşlerimiz, bizim halkımız bunlar. Böyle günlerde halkımızın yanında olmamız lazım. Hayat sadece kitap yazmak değildir, hayat sadece makale yazmak değildir, sadece konferans vermek değildir. Böyle zamanlarda da varlığımızı ortaya koymamız, o insanlarımızın yanında olmamız gerekiyordu. İnsan olmamızın bize verdiği bir sorumluluk. Bunu gerçekleştirdik. Emeği geçen bütün kardeşlerimizden Allah razı olsun.”

Haberin videosu için tıklayınız….