İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Deprem Seferberlik Planı’nı İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen toplantıda bürokratlarıyla birlikte kamuoyuna açıklıyor.
İBB’nin bir araya getirdiği Deprem Bilim Üst Kurulu’nun çalışmaları doğrultusunda güçlendirmeden acil yardıma, lojistikten sağlık önlemlerine, semt örgütlenmesinden afet koordinasyon merkezine kadar 7 başlık altında hazırlanan planda, kenti beklenen büyük depreme karşı hazırlamak için yol haritası çıkarıldı.
Bilim insanlarının, meslek örgütleri temsilcilerinin ve siyasilerin katıldığı toplantı İmamoğlu’nun açılış konuşması ile başladı:
“ARTIK HAYATIMIZA ESKİSİ GİBİ DEVAM EDEMEYİZ”
– Türkiye’yi sarsan depremlerin ardından bölgede yaptıkları yardım çalışmalarını anlatan İmamoğlu “Bu büyük afetin ve afette yaşadıklarımızın hepimize yüklediği çok derin bir sorumluluk var. Artık hayatımıza eskisi gibi devam edemeyiz.
– Bu atmosferde 10 binlerce canımız hala göçük altındayken biz normal yaşamımızı sürdüremeyiz. Eğer bu topraklarda durmadan depremler oluyor, binalar yıkılıyor, insanlarımız ölüyorsa; iktidarı, muhalefeti, bürokratı ve vatandaşıyla birlikte hepimiz, depremi Türkiye’nin birincil sorunu kabul etmeliyiz. Bundan sonra deprem tartışması, fay hattı tartışması, deprem nerede olacak, ne zaman olacak, olacak mı, olmayacak mı, hangi büyüklükte olacak tartışmalarını bir tarafa bırakmalıyız. Deprem bu topraklar için bir realitedir.
“DÜZENİ DEĞİŞTİRİYORUZ, İSTANBUL OLARAK AYAĞA KALKIYORUZ”
– Depremde yıkılmamak için, depreme dirençli yerleşim alanları ve deprem dirençli kentler yaratmak zorunda olduklarına dikkat çeken İmamoğlu “Biz bugün itibariyle İBB olarak inisiyatif alıyoruz, düzen değiştiriyoruz. Düzen değiştirmek cesaret ister. Cesur olabilmek için, önce yanlış giden düzenin bir parçası olmaktan kurtulmak gerekir.
– İBB, 1999’den beri depremi konuşuyoruz ama bugüne dek yeterli adımları atamadı. 2019 Haziranından bugüne imar-rant-siyaset düzeninin bütünüyle dışındadır. Bu sebeple deprem konusunda en ileri, en cesur adımları atabilecek bir konumdayız. Bu konumumuzun gereğini ilk günden beri yerine getirdiğimiz gibi, deprem konusunda da yerine getirmek için İstanbul olarak ayağa kalkıyoruz. Deprem dirençli İstanbul için seferberlik başlatıyoruz.
“DEPREM BEKA MESELESİ”
– İnsanlarımızı korumak için, deprem dirençli kent uygulamasını ilk kez İstanbul’da başarıp Türkiye’ye örnek olacağız. Hedefimiz bu, seferberliğimizin amacı bu. Deprem, İstanbul için kaçınılmaz bir gerçek ve beka meselesidir. Tarih boyunca İstanbul’u nasıl vurduysa yine vuracaktır. Günün, saatini bilmiyoruz ama deprem bu kentte yaşanacak. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
– Bu ulusal seferberlikte, devletimizle, hükümetimizle, bilim insanlarımızla, sivil toplumumuzla ve milletimizle birlikte çalışmak ve birlikte başarmak istiyoruz. Her kesimin harekete geçmesi ve geçirilmesi gerekiyor; çünkü devlet görevlisinden teknik personele, sağlık görevlisinden vatandaşa uzun bir zincirin kırılmadan çalışması gerekiyor. Bilim yegane ışığımız. Deprem ve afetlere karşı bu kadim şehri dirençli bir kent haline getirmek için her şeyi sıfırdan başlatıyoruz.
11 MADDELİK SEFERBERLİK PLANI
“Boş söze kimsenin tahammülü kalmadı, harekete geçmeliyiz” diyen İmamoğlu çözüm önerilerini sıraladı ve 11 maddelik seferberlik planını açıkladı:
1- İstanbul ve bütün Marmara bölgesini depreme hazırlamak üzere bir Marmara Deprem Konseyi kuralım. Hükümetin ve Marmara bölgesindeki tüm yerel yönetimlerin uzlaşmasıyla oluşacak bu saygın ve güçlü konseye gerekli özerkliği ve uygun çalışma koşullarını sağlayalım. Partiler üstü olsun. Onlar bize ortak akılla bir yol haritası hazırlasınlar.
BÜTÇEYİ REVİZE EDİYORUZ
2- Uzmanlarla birlikte hazırladığımız Deprem Eylem ve Müdahale Planı’na uygun olarak afet hazırlık dahil bütçemizi revize edeceğiz. Ne kadar artırabiliyorsak, zaruri harcamalarımız bir yana konulmak şartıyla, deprem için ayıracağız. Merkezi idare ve tüm bakanlıkların seferberliğe davet ediyorum.
– Önümüzdeki 3 ayda içerisinde enerji, su, barınma ve atık gibi kritik ihtiyaçların hazır olduğu 30 deprem parkını daha halkımıza kazandıracağız. Tahliye yollarındaki güçlendirme faaliyetlerimiz ile afete müdahalenin etkin olmasını sağlayacağız.
DEPREM KONTEYNIRI KONULACAK
3- Birçok alanda mevzuat çalışmaları öneriyoruz. Yaklaşık 1,5 yıldır İstanbul İmar Yönetmeliği’nin yenilenmesi üzerine çalışıyoruz. İstanbul İmar Yönetmeliği’nin revizyon çalışmasını bu ay itibariyle İBB Meclisimize sunacağız.
– Belirli büyüklüklerdeki parsellere deprem konteynırı koyulması, çıkmaların sınırlandırılması, deprem izolatör sistemlerinin yapılarda kullanılmasının teşviki, dönüşüm amaçlı çatıların bağımsız bölüm olarak iskanı, açık alan ve yeşil alanlarda afet öncelikli altyapı hazırlıklarının yapılması gibi hususlar İstanbul’u afetlere hazırlamak anlamında önemli bir rol üstlenecektir.
RUHSATLAR BELLİ ARALIKLARLA DENETLENMELİ
– Yapıların, iskan-yapı kullanım izni verildikten sonra belirli periyotlarda denetlenmesi konusunun bir an önce hayata geçirilmesidir. Bunun mutlaka imar mevzuatı içerisinde yer alması gerekmektedir. Tüm ilçe belediyelerimizle gerekli yazışmaları yaptık ve onları ortak eylem planı oluşturmaya davet ettik.
– Şayet ruhsatlı, iskanlı bir binaya sonrasında herhangi bir müdahale edilmişse, bu bir suçtur ve bizler kamusal sorumluluğumuz ile bu suça meydan vermeyeceğiz.
İSTANBUL GÜÇLENİYOR, SİSTEMİ KURULUYOR
4- İstanbul Güçleniyor sistemi kuruyoruz. Bu sistem ile hızlı taramaya başvuran ve güçlendirme önerisi alan binalardan başlayıp maliyetine güçlendirme yapacağız. Bu şehri oradan oraya taşıyarak sorunu çözemeyiz. 24 yıldır depremi konuşuyoruz. Aynı kafayla devam edersek 100 yıla ihtiyacımız var.
MESLEK ODALARI İLE PROTOKOL YAPILDI
– Kısmi ve kapsamlı güçlendirmeye ilişkin ayrı bir yönetmelik hazırlıyoruz. Bu yönetmelikte riskli bina analizi ve hızlı bina taraması sonuçlarına göre güçlendirme kapsamında olacak yapılar için yapım süreci ve finansman modelleri tarif edeceğiz.
5- Hızlı taramayı yaygınlaştıracağız. Kahramanmaraş depremi sonra hızlı tarama sistemine başvuran sayısı 110 bini geçti. Bu konuda hızlı hareket edebilmek için meslek odaları ile protokol yaptık.
– Bu sürecin daha da yaygınlaştırılması için merkezi idare tarafından mevzuat çalışması yapılmasını öneriyoruz. Ruhsatsız, iskansız binalar ile ilgili acilen bir arada çalışmaya koyulmalıyız.
SOSYAL KONUTLARIN TEMELİ ATILIYOR
6- Bütüncül konut politikaları yaklaşımı dahilinde Mart ayında, kendi mülkiyetimizde bulunan proje ve ruhsatlandırma süreci bitmiş alanlarda ilk etapta 5 bin birimlik sosyal kiralık konut ve ödenebilir sosyal konut yapımının temelini atıyoruz. Orta vadede 10 bin konutun daha inşa sürecini başlatacağız. Boş konutlarla ilgili yeni bir çalışmamız da olacak.
2 YAKADA 4.5 MİLYONLUK GEÇİCİ BARINMA ALANI
7- Toplanma alanları ve geçici barınma alanlarında su deposu, fosseptik çukuru, güneş paneli, alet ve gereç dolabı, çöp toplama alanı, çadır yerleşim alanı gibi tüm detayları planlıyoruz.
– Lojistik merkezlerimizi belirledik, ihtiyaçlarımızı tespit ettik. İstanbul’un mevcutta sahip olduğu (AFAD’ın belirlediği) 2 bin 450 hektar alanı 2.2 kat artırarak 7 bin 850 hektara çıkartacağız.
– Avrupa ve Anadolu yakalarında 4.5 milyon vatandaşımız için geçici barınma alanlarımızı hızla hazırlayacağız.
PLANLARA İŞLENECEK VE DEĞİŞTİRİLMEYECEK
– Toplanma Alanları, Geçici Barınma Alanları ve 1. Derece Tahliye Koridorları kalıcı biçimde imar planlarına işlenecektir. Bunlarla ilgili plan değişikliği ve plan tadilatları yapılmayacak.
IŞIKLANDIRMA VE İLETİŞİM SİSTEMİ
8- Alt yapı çalışmalarının geliştirilmesi ve hızlanması için merkezi yönetim desteği ve finansal desteğe ihtiyaç bulunmaktadır. Bu işin partisi yok. Bunu ısrarla talep ediyoruz.
– Afet anında ışıklandırma eksikliğinin önemini geçtiğimiz depremde tekrar gördük. Elektrik ile ilgili projelendirmeye başlıyoruz. Ana arterlerde peyderpey güneş enerjili sokak lambası projeleri gerçekleştireceğiz.
– İletişimin kesilmemesi, elektrik sıkıntısı yaşanmaması için kamu binalarında, gemilerde mobil baz istasyonlarının kurulması, toplanma alanlarında şarj ünitelerinin hazır edilmesi projelerimizi gerçekleştireceğiz.
ERKEN UYARI SİSTEMİ GELİŞTİRİLİYOR
9- Erken uyarı konusunda 50 kilometre uzunluğunda fiber optik tabanlı erken uyarı sistemimizi geliştiriyoruz. Bu hat üzerindeki 5 bin sensör ve geliştirilecek olan yapay zeka sayesinde depreme yönelik hazırlığımızı ve müdahalemizi en üst düzeye çekeceğiz.
MAHALLELERE EĞİTİM VERİLECEK
10- İstanbul’un her mahallesinde arama-kurtarma ekipleri kuracağız. İstanbul İtfaiyesinde, ilçe belediyelerinin koordinasyonunda eğitimler verip gerekli ekipmanı eğitimli kişilere sağlayacağız.
– Meslek örgütleriyle yapacağımız protokol ile 5 bin tane meslek insanını yetiştirip ilgili ekipmanlarıyla tüm mahallelerde hazır edeceğiz. Bedelli askerlik yapanlara da afet gönüllüsü olarak eğitim verilmeli.
– Bu yapacaklarımız İstanbul’un depreme hazırlığında çok önemli bir aşamayı daha geride bırakmamızı sağlayacak ama maalesef “çürük binalar” üreten bu düzeni değiştirmeye yetmeyecektir.
İSTANBUL’A ÖZEL KANUN ÇIKARILMALI
11- Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ve merkezi yönetimin atması gereken önemli adımlar vardır. Bu süreçte İstanbul’a özel kanun çıkarılması bir zorunluluktur.
– Ama tüm ülke için de imar aflarını artık geri dönmemek üzere hayatımızdan sonsuza kadar çıkarmalıyız. Bu ülkede bundan böyle her imar affı teklifini geleceğimiz için bir ihanet gibi görmeliyiz. Dahası, imar aflarının yasaklanmasına ilişkin anayasal düzenleme yapmalıyız.
DENETİM VE MÜTEAHHİTLİK SİSTEMİ DEĞİŞMELİ
– Yapı denetimi ve müteahhitlik sistemini baştan aşağı yenilemeliyiz. Denetim faaliyetleri, içerisinde güçlü yerel yönetimlerin, meslek odalarının yer aldığı bir yapıyla, kamusal bir hizmet olarak sunulmalıdır. Denetim işi pazarlık alanı olmaktan çıkarılmalı.
– Öncelikle ruhsatsız binalardan başlayarak, binaların 6 ay içerisinde güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması için ruhsat alması zorunlu hale getirilmelidir. 1 yıl içerisinde de güçlendirme veya yeniden yapılmasına yönelik inşaat başlatılmalıdır.
TOPLANMA ALANLARI İÇİN ACİL KAMULAŞTIRMA
– İmar planlarında “toplanma alanı ve kent içi park alanı, sağlık alanı, eğitim alanı, itfaiye alanı” olarak belirtildiği halde üzerinde bina bulunan yerlere yönelik Acil Kamulaştırma Programı hayata geçirilmelidir.
– Artık İstanbul’un her bir metrekaresinde üretilecek konutun, İstanbul’un depreme hazırlıklı olabilmesi adına bir amacı olması gerekmektedir.
25 YASA 19 FARKLI KURUM
– Bugün, ülkemizde imar düzenlemeleriyle ilgili 25 yasa, 11 yönetmelik bulunuyor. Ve uygulamada 19 farklı kurum yetkilidir. Bu karışıklığı önlemekle bile süreçler hızlanabilir.
MUHALEFET VE İKTİDAR KENETLENME GÖRÜNTÜSÜ VEREMEDİ
İmamoğlu, seferberlik planını açıkladıktan sonra konuşmasını şöyle bitirdi:
– Yaşadığımız yıkıcı afet, devlet yönetimi ve siyasetin esaslı bir değişimden geçmesi gerektiğini gösterdi. Toplum afetle birlikte tüm sorunlarını bir tarafa bırakarak güçlü bir dayanışma ortaya koyarken, iktidarı ve muhalefetiyle tüm siyaset ‘zor zamanda kenetlenme’ görüntüsü veremedi. Ne acıdır ki, siyasetin toplumun çok gerisine düştüğüne şahit olduk. Yaklaşmakta olan Marmara depremi sadece İstanbul’u ya da Marmara Bölgesini tehdit etmiyor. Türkiye’yi ve Türkiye’nin geleceğini, ekonomisini, dünyadaki yerini de tehdit ediyor.
– Unutmamalıyız ki, yaklaşan tehlike milli güvenliğimizi tehdit edecek seviyede bir afettir. Bu deprem Türkiye’ye diz çöktürebilir. İstanbul depreminden yıkılmadan, depreme yenilmeden çıkmak için yeni bir merkezi hükümet-yerel yönetim-sivil toplum iş birliği inşa etmemiz gerekiyor. Bu bir seferberlik çağrısıdır. Kayıtsız şartsız bir işbirliği çağrısıdır. Tüm bakanlıklarımıza bir çağrıdır. Özellikle Marmara’daki tüm yerel yönetimlere, 39 ilçe belediyemize mülki ve askeri idarelere, meslek odalarımıza, iş dünyası örgütlerine ve her ölçekten ilgili tüm kurumlarımıza , şirketlerimize çağrıdır.
– Kahramanmaraş depremi istisnasız hepimiz için bir milat olmalıdır. 20 yıl daha kaybedemeyiz. Artık daha fazla bu konudaki sorumlulukları ihmal edemeyiz. Edersek, bu kez fatura çok daha yüksek olur. Artık eski siyaset tarzını terk etmeliyiz. Oldubittiye getirme yöntemlerinden, seçim vaadi gibi konuşmalardan uzak bir alan var etmeliyiz. Biz artık duramayız. Hepimiz biliyoruz ki, İstanbul durursa, Türkiye durur. Bizim için bu bir başlangıç. Bu amaçla bugün itibariyle sahaya çıkıyoruz.
– Nisanda tekrar bir araya geleceğiz ve afet eylem planımızın detaylarını sizlerle paylaşacağız. Toplantılarımıza gelinmese de, biz tüm kurumlarımızın toplantılarına tam motivasyonla katıldık, katılmaya devam edeceğiz.
– Gelin, şehirlerimizde ağır ağır, sinsi sinsi katliamlar üreten, canlarımızı bizden koparan bu düzeni hep birlikte değiştirelim. İçimiz yanıyor, dağlanıyor. Kaderimiz bu topraklarda yükselip depremle yıkılıp giden diğer medeniyetlerin kaderine benzemesin. Benzemeyecek buna hep birlik engel olacağız.