Başarılar, sevinçler alkışlanır.
Biz de sözler, vaatler alkışlanır.
Avuç içleri kızarana kadar,
Şak şakkk…
Bunlara şakşakçılar denir.
Adamına göre maske takınır; adamına göre giyinir, kuşanırlar.
Sadece siyasetçileri alkışlamazlar.
Kürsüdeki kim varsa, onu…
Kürsüdekinin bir şey yaptığı yok aslında.
Sadece konuşuyor.
Cek, cak; ceğiz, cağız diyor.
Türkçesi: Boyun eğmeyecek, kalkan eli kıracak; geri püskürteceğiz veya kökünü kazıyacağız diyordur muhtemelen.
Konuşulanlar gerçekleşmemiş bir eylem henüz.
Ortada bir başarı yok yani.
Yok, ama insanlar çıldırmış gibi alkışlar bu sözleri.
Boş, dolu, fark etmez.
Boyun yağlandığı için eğilmez.
Bilek bükülmediği için el kırılmaz.
Korkunun ecele faydası olmadığı için geri püskürtülen olmaz.
Vardan yok edilmediği için kök kazınmaz.
***
Kadınlar annedir, çiçektir; hayattır, nefestir…
Bizde kadınlar ayak bağıdır.
Adamın biri bir kadını öldürüyor sokak ortasında.
“Bir kişi sevgilisini, eşini, kızını veya kız kardeşini öldürdü” diye haber yapıyorlar.
Seven adam sevgilisini, er adam eşini, kardeş kardeşini, baba kızını öldürür mü?
Bu memlekette olağanlaştı bu tür kıyımlar.
Her gün ve neredeyse her saatte.
Bu haberden önceki haberde politikacılar büyük ve yeni bir ülkeden söz ediyorlardı.
Planlı programlı işlerden…
İsabetli kararlardan…
Kadını öldüren mahlûka, “son seçimde oyunu kime verdin?” diye sorsalar…
Sorsalar; Fırat’ın kıyısındaki kuzu çobanını bulur.
Soru cevabını…
Gözler fal taşı.
Neden şaşırdınız?
Şaşırmayın lütfen.
İnanmıyorsanız, her halt yiyene sorun aynı soruyu!
Biraz daha şaşırmak için.
***
Bir kurumun başkanını yetkilerini kötüye kullanıp, kurumun parasıyla kendisine arsalar, evler ve arabalar almış diye yakaladılar geçenlerde.
Hani şu, bir milyon TL’yi danışmanlık ücreti olarak oğluna ödeyen başkanı…
Adam içeride çürüyecek.
Hikâyesine yayın yasağı konulmayacak.
Dosyası kapanmayacak.
Paralelin oyunu sökmeyecek bu adama.
***
Biz cek, cak, cuk söz ve vaatleri alkışlayıp duracağız.
Potinler boyalı.
Takımlar İtalya’dan. Alkışlayın…
Durmadan, bıkmadan…
Yetmez, ayağa da kalkın!