Diyarbakır’daki Sanat Sokağı’nda tüm hizmetlerin Kürtçe verildiği kafenin işletmecisi Ramazan Şimşek, gözaltına alındı.
Diyarbakır merkez Yenişehir ilçesindeki Sanat Sokağı’nda bir kafede, 15 Mayıs Kürtçe Dil Bayramı sonrasında tüm iletişim ve hizmetin sadece Kürtçe yapılacağı duyuruldu. Kafede Kürtçe hizmet verilmesinin soysal medyada tartışmalara neden olmasının ardından kafe işletmecisi Ramazan Şimşek, bu sabah saatlerinde polis ekiplerince gözaltına alındı.
Ağabeyinin gözaltına alınmasıyla ilgili konuşan Vedat Şimşek, kafede Kürtçe hizmet vermesinin ardından sosyal medyada kardeşinin hedef haline geldiğini ifade etti. Vedat Şimşek, kardeşi Ramazan Şimşek’in evinde gözaltına alındığı sırada, polisler tarafından kafede de arama yapıldığını söyledi.
Şimşek’in emniyetteki ifade işlemleri sürüyor.
Diyarbakır Barosu, Kürtçe hizmet veren kafenin işletmecisinin gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Baro’dan yapılan yazılı açıklamada şunlar kaydedildi:
“KÜRTÇE DİLİNE YÖNELİK TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜ KABUL ETMİYORUZ
Diyarbakır ili Yenişehir Ofis Mahallesi Sanat Sokağı’nda bulunan bir kafe işletmecisi tarafından, 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı nedeniyle hizmetlerin artık Kürtçe dilinde de yapılacağı ifade edilmişti.
Kamuoyuna yansıyan haber içeriklerinden sonra kafe işletmecisi; önce sosyal medyada hedef gösterilerek linçe maruz bırakılmış, ihbarlar gereğe gösterilerek de bugün sabah saatlerinde kafede arama yapılmak suretiyle gözaltına alınmıştır. Diyarbakır Barosu, gözaltında bulunan şahsa hukuki destek sağlamaktadır.
Farklı dillerde kamusal alanlarda hizmet verilmesine ve bu alandaki engellemici uygulamalara dikkat çekilerek, ama dilin toplumsal yaşamda kullanıyım yaygınlaştırılması amaçlanmıştır. Ancak Kürtçe diline yönelik tahammülsüzlüğün ve ayrımcı uygulamaların bir benzeri tezahür etmiş, Kürtçe dilinde de hizmet verilebilmesi meşru ve yasal bir hak olmasına karşın suç teşkil ettiği iddiasıyla gözaltı işlemi yapılmıştır.
Dil, insan kimliği için temel bir unsurdur. Bireyler açısından olduğu gibi, toplumla ilişki açısından da kendini tanımlama açısından temel bir rol oynaması nedeniyle dil hakkının korunmasına yönelik temel bir gereklilik bu tür eylemlerle asla göz ardı edilmemelidir.
Diyarbakır Barosu olarak; Kürtçe üzerindeki baskının artık sona ermesini, kamusal alanda kullanımı önündeki engellerin kaldırılmasını, farklı dillerde hizmet verilebilmesine ilişkin engelleyici uygulamalara son verilmesini, salt bu gerekçelerle ve suç oluşturmadığı gözetilerek gözaltına alınan kafe işletmecisinin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.”
YENEROĞLU, SAÇMALIĞI ELEŞTİRDİ
DEVA Partisi hukukçu milletvekili Mustafa Yeneroğlu, sosyal medya X hesabında tahamülsüzlüğü eleştirdi.
Yeneroğlu: Diyarbakır’da Kürtçe hizmet veren Pine Kafe’nin girişine “Lütfen Kürtçe konuşun” yazısını tasvip etmeyebilir, eleştirebilirsiniz. Ancak Kafe sahibi hakkında ‘Silahlı terör örgütü kurmak, yönetmek ve üye olmak’ ile TCK 301. madde uyarınca ‘Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama’ suçlamalarından soruşturma başlatılması tam bir hukuk garabetidir. Bir kafede Kürtçe konuşulmasının arzu edilmesini terör suçları veya Türk milletini aşağılama suçu ile ilişkilendirilmek ve ceza davasına konu etmek herşeyden önce utanılması gereken bir durum. Elbette Kafe’de Türkçe de konuşulabilir, ayrıca isteyen istediği başka bir dili de konuşabilir. Bir uygulamada yaşanılan somut bir ayrımcılık vakası varsa tespit edilir, gereken işlem yapılır. Ancak Kürtçe konuşulmasının arzu edilmesini doğrudan terör ile ilişkilendirmek Kürtleri rencide edeceği gibi sadece art niyetli bir yaklaşım olur. Ayrıca Türkiye’nin birçok yerinde müşterilerinin İngilizcelerini geliştirmeleri, konuşma pratiği yapmaları amaçlanarak yalnızca İngilizce konuşma kuralı koyulan kafeler var. Kimsenin aklına bu kafe sahiplerini terör ile ilişkilendirmek veya Türk milletini aşağılamak ile suçlamak gelmez. Peki Kürtçe sözkonusu olunca neden böyle tahammülsüz bir yaklaşım sergilenir?
Bu haksız karardan bir an evvel dönülmeli, ev hapsinin de kaldırılarak vatandaşımızın özgürlüğü daha fazla ihlal edilmemelidir”.