Oh ne güzel memleket!…

Encümenin görevi adam dövmek, kurumlara baskıyla eleman yerleştirmek midir?

 Oh ne güzel memleket!…

Bu memleket, Bingöl ilimizin mütedeyyin ve yardımsever insanlarıyla dolu Adaklı ilçesidir.

30 Mart yerel seçimlerinde Ak Partinin Adaklı’dan 1. Sıra il genel meclis üyeliğini kazanan Ziya Özdemir’in yedi ayda kendinden hizmetleriyle olmasa da kavga ve siyasi organizasyonlarıyla kendinden söz ettirmeye devam ediyor.

ADALETİ KENDİ ELİYLE VERDİ

İddia şu, Ziya Özdemir, seçimi kazandıktan sonra oğlu N.’tı işe aldırmak için kurduğu kumpas ile  Adaklı özel idare bünyesinde operatör olarak çalışan M.Ç’ye önce dövdürdü, akabinde işten kovdurduktan sonra oğlunu onun yerine yerleştirdi.

Bingöl basınına verdiği açıklamada, oğluma üç kişi birden saldırdı, “Bu üç kişinin oğlumu dövmesi aileme değil, partime vurulmuş bir darbedir. Oğluma yapılanların hukuki haklarını sonuna kadar arayacağım.”

Mahkemeye intikal edilen davada söz alan tanıklar, N.’tı üç kişinin değil, M.Ç. adlı şahsın dövdüğünü söylediler. Davayı inceleyen yargı, takipsizlik kararı verdi ancak Ziya Özdemir bir üst mahkemeye başvurdu. Bununla da yetinmeyerek, gurur meselesi yaptı. Görgü tanıkların verdiği bilgiye göre, Ziya Özdemir, ramazan bayramı öncesi arefe günü ilçenin yan tarafından akan çeşmeye oğlu ile giderek, iftar saatine yakın bu çeşmeden su alan M.Ç.’ye ve babasına saldırdı. M.Ç.’nin kafasına vurduğu sopaya rağmen M.Ç’nin babası ısrarla ayırmaya çalıştı. Araya girenler kanlar içinde kalan M.Ç. ile Özdemir’i güçlükle ayırdı.

Festival sürecine girildiği sırada bayramın üçüncü günü sırf barış sağlansın diye Adaklı’ya gelen Bingöl AK Parti İl Başkanı Yusuf Coşkun ile il yöneticileri olaya el atarak tarafları barıştırdı.

ÖZDEMİR’E SORUYORUM?

Bütün bu yaşananlardan sonra sayın Özdemir’den aşağıdaki soruların cevaplarını bekliyoruz:

1.    Sayın Özdemir, bir başka ilçe encümenine, “Şu yolu yapan benim adamımdır, ona yardımcı olun, ha o olmuş, ha ben fark etmez” diyerek yandaşlık, ettin mi, etmedin mi?

2.    İlçe içindeki KÖYDES ve diğer ihalelerin kendilerinden habersiz kimseye verilmemesi için gerekli kurumları baskı altında tutmaya çalışmadın mı?

3.    Nevzat Özdemir’i dövdüğü ileri sürülen M.Ç., yaşananlar karşısında istifa ederek başka bir kurumda çalışmaya başladı. Ancak, Özel İdare bünyesinde çalışan iki kardeşinin de işten çıkarılması için baskı yaptın mı, yapmadın mı?

4.    Çalışan iki kardeş de operatör oldukları, yetkililerce çıkarılması doğru görülmediği için kerhen işlerine devam etmeleri sağlandığı doğru değil mi?

5.    Özdemir, illaki bu adamlar çıkarılacak yerine ise dövülen oğlu ve kaymakamlık özel kalem müdürünün oğlu, soyadı Işık olan kişi hiç kimseye hissettirilmeden işe alındı mı, alınmadı mı?

Yetkililerin cevaplarını bekliyorum!…

6.    Bu olay ve benzeri olaylar geçmişte ilçe ve illerde hep olmuştur. Ancak artık sosyal medya ve basın var. Adaklı ilçesinde bir kuruma iki eleman alınması gerekiyorsa; bunun şartları nelerdir?…

7.    Hangi kriterlere göre eleman alımı yapılacağı belli değil mi?

8.    Hangi şartlarda elaman gerekiyorsa ilan-duyuru yoluyla bulunması gerekmiyor muydu, ya da başvuru fazla ise adaylar arasında kura çekilmesi gerekmiyor muydu?

9.    Eleman alımında, encümen oğlu ve özel kalem müdürünün oğlunu işe yerleştirmek, yandaşlık mı, değil mi?

10.  Sayın il başkanı, sayın milletvekili ve Sayın Bakan, sizin il encümeniniz bunları yaparken sizin haberiniz yok muydu?

11.  Yoktu diyelim, bakın bütün çıplaklığı ile yazdım, bu olayları organize eden encümeninizi kamu yararına çalışması için mi, yoksa oğlunu, yandaşını ve çıkarlarını yürütsün diye mi seçtiniz?

12.  Başınızı ağrıtan, ihaleye fesat karıştırma teşebbüsünde bulunan, adam döven, encümeninizi nasıl dizginlemeyi düşünüyorsunuz?

13.  Alımı yapılan bu işçilerin hangi kriterlere göre işe alındığını sorup kamuoyu ile paylaşacak mısınız?

14.  Ekmek parası için çalışanların ekmeğine mani olmak yerine, daha fazla istihdam sağlayacak, projeler hazırlayacaklarına, böyle kısır siyaset ile uğraşan encümenler karşısında ne zamana kadar susacaksınız?

15.  Ey Adaklılar, son zamanların meşhur sözü, “Haksızlığa karşı susan, dilsiz şeytandır” sözüne dayarak soruyorum; şahsi menfaatlerinizi bir kenara bırakarak, “bu memleket böyle gelmiş, böyle gitmesine rıza gösterecekmisiniz?

Tüm bu sorularımıza muhatap kişiler tarafından cevap verilmesi halinde; gazetecilik etiği gereği söz hakkı sabittir.

“HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK” DEMİŞTİK!…

Samimi dostlara selam olsun.