Sıddık Dursun son yolculuğuna uğurlandı

Sıddık Dursun hoca son yolculuğuna uğurlandı
İstanbul’da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Nur talebelerinden Sıddık Dursun-Şeyhanzade, Bingöl’de sevenlerinin yoğun katılımıyla son yolculuğuna uğurlandı.

Hayatını kaybeden Sıddık Şeyhanzade, Bingöl Merkez Selahattin Eyyubi Camiinde kılınan cenaze namazının ardından merkez asri mezarlığında defnedildi. Cenaze törenine, Bingöl AK Parti Milletvekili Enver Fehmioğlu yanı sıra yurt dışından risale öğrencileri, dava arkadaşları, Siyasi Parti temsilcileri, STK temsilcileri ve sevenleri katıldı.

MED ZEHRA’NIN KURUCUSU İDİ

İman ve Kur’an hizmetine hayatını adayan Med Zehra Vakfı Kurucusu ve Onursal Başkanı Muhammed Sıddık (Dursun) Şeyhanzade bir süredir akciğerinde enfeksiyon bulunan, böbrekleri vazifesini yapamadığı için diyalize giren Sıddık Şeyhanzade İstanbul’daki bir hastanenin yoğun bakımında tedavi görüyordu.

Şeyhanzadenin cenaze namazı, İstanbul’da (Perşembe) Karacaahmet Şakirin Camiinde öğle namazını müteakiben kılındı. Cuma günü, Cuma namazından sonra Bingöl Asri Mezarlığında defnedildi.

SIDDIK (DURSUN- ŞEYHANZDE) KİMDİR?

1948 Bingöl doğumlu olan Şeyhanzade, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunudur. Tenvir Neşriyat’ın kurucusu olan Şeyhanzade’nin Risale-i Nur ve Nurculuk üzerine bir çok çalışması yayınlanmıştı.

Sıddık Şeyhanzade Bediüzzaman ve eserleri ile tanışmasını şu cümlelerle anlatmıştı:

“Üstad Bediüzzaman Said Nursi hazretleri hayatta iken 1958’de Risale-i Nur’la tanışmak nasip oldu. 50 yıllık hayatımın tamamını nur hizmetine vakıf etmiş ve bunu söylemek tahdisi nimet olarak izhar etmek bir şükür vesilesidir. Bütün hayatım boyunca nur mirasına sahip çıkmak ve onu Bediüzzaman hazretlerinin bıraktığı gibi gelecek nesillere taşımak en büyük gayem olduğunu beni yakinen tanıyanlar bilirler. Hiç bir vakit Risale-i Nurlar’ı sufli emellere maddi manevi hiç bir şeye alet etmenin caiz olmadığını bahusus bu nur hizmetine gönül verenler bilirler.”

GAYESİ KURA’NI KERİM VE RİSALE İDİ

Beki, “En az 50 yıldır Sıddık ağabeyi tanıyorum. Öğrenciyken küçüklüğünden bir davası vardı. O da Risale-i  Nur penceresinden Kur’an-ı Kerim’in hakikatlerini insanlara ulaştırmak. Bütün maksadı, gayesi buydu. Benim bildiğim hakikaten çok samimi bir mümindi ve Risale-i Nur’u, İslam’ın penceresinden eritmek suretiyle Kur’an ve Sünnete uygun bir hareket tarzı olduğunu hep vurguluyordu.” dedi.

Yıllardır Sıddık Şeyhanzade’yi tanıdığını ve beraber çeşitli hizmetlerde bulunduğunu ifade eden Muhammed Kayun, “Sıddık ağabeyle beraber 1980 yılında tanışmamız oldu. O yıldan beridir kendisiyle Risale-i Nur hizmetinde bulunuyoruz. Sıddık ağabey, hayatını İslam’a ve Kur’an’a vakfeden biriydi. Risale-i Nur hakikatleri ile Kur’an’a hizmet eden ve hayatı boyunca Risale-i Nuru hiçbir şeye alet tabi basamak yapmadan hizmet eden bir şahsiyettir. Düşüncesi sürekli olarak, Risale-i Nuru, iman, hayat ve şeriat. Hayattan kastı ittihadı İslam. Yani bu üç şeye sürekli vurgu yapan bir kişidir. Önce insanların iman hakikatlerine muhtaç olduğunu ve daha sonra da İslami birliği, İslam ümmetinin birliğini savunan ve İslam’ın esaslarını hayata tatbik eden bir kişiliğe sahiptir. Tüm sohbetlerinde ve gittiğimizde yerde bunları vurguluyordu.” diye konuştu.