DOLAR
34,4656
EURO
36,3833
ALTIN
2.960,69
BIST
9.288,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Abdulbaki ERDOĞMUŞ

Abdulbaki Erdoğmuş, 1 Ocak 1958 yılında Genç doğumludur. İlkokulu Genç’te İmam Hatip okulunu da Diyarbakır da bitirdi. Erzurum Yüksek İslam Enstitüsü (İlahiyat Fakültesi) mezunu olup Medrese Eğitimini de Diyarbakır da tamamladı. İmam Hatip ve Müftülük görevlerinden sonra 1999 seçimlerinde ANAVATAN Partisinden 21. Dönem Diyarbakır milletvekili olarak seçildi. Aktif siyasetten sonra Sivil Siyaset çalışmalarına devam eden Erdoğmuş, Sivil Siyaset Platformu ve Sivil Siyaset Girişimi Sözcülüğü yaptı. Şimdi ise Sivil Siyaset Hareketi Koordinatörlüğünü yapmaktadır. Yayınlanmış 3 kitabı vardır.

Sezen Aksu toplumun vicdanıdır

23.01.2022 15:11 | Son Güncellenme: 23.01.2022 21:31
372
A+
A-

Son günlerde Sanatçı Sezen Aksu’nun şarkı sözleri gündeme oturdu. 2017’de çıkardığı ‘Şahane Bir Şey Yaşamak’ şarkısının “Binmişiz bir alamete / Gidiyoruz kıyamete / Selam söyleyin o cahil / Havva ile Ademe” sözleri nedeniyle adeta linç edildi.

Sanatçının “dini değerlere hakaret ve tahrik veya aşağılama” suçunu işlediği iddiasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu. 

Arkasından RTÜK devreye girerek, müzik yayını yapan kanallara “Milli manevi değerler konusunda gerekli hassasiyeti” göstermeleri ve “benzer şarkıların yayımlanmaması” konusunda uyarılarda bulunduğu öğrenildi.

binguven-bal2

Her şeyden önce fikir ve ifade özgürlüğü açısından son derece kaygı verici bir gelişme olduğunu belirtmeliyim. Özgürlüklerin güvencesi hukuktur, hukuk alanına müdahale kabul edilemez.

Gündemi değiştirmek amacıyla da olsa, hangi gerekçeyle olursa olsun sanata ve sanatın icra edilmesine bir müdahale söz konusu olduğu çok açıktır. Bu da doğrudan hak ve özgürlük ihlalidir.

Politikacıların hamaseti bir tarafa Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “Dini şahsiyet, sembol ve değerlerle ilgili özensiz tutum ve davranışlarda bulunulması, en hafif tabirle saygısızlıktır” açıklaması, maksadını aşan bir ifade olarak değerlendirilmelidir.

Ulema bilinen sınıfın, Diyanet camiasının, istisnalar dışında İlahiyatçıların büyük çoğunluğunun tepki vererek cehalet sahnesinde boy göstermesi utanç verici olduğu kadar ibret vericidir.

Topluma din konusunda öncülük eden ve toplumun dini hayatını şekillendiren bu kesimin yenilenmeye, medeniyete, sanata, sanatçıya, hak ve özgürlüklere, hukuka yabancı oldukları kadar dine, Kur’an’a ve İslam’a da yabancı oldukları bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Kur’an’da geçen ‘Adem’, ne ilk insanı ne de ilk peygamberi ifade eder. İnsanlığın serüvenini anlatan sembolik bir kıssadır. Birçok müfessir ve alim tarafından farklı yorumlanmaktadır. 

Allah Adem’e eşyanın isimlerini/kodlarını öğretmeden önce, yani halife (sorumlu) kılınmadan önce Âdem bir beşer olarak kuşkusuz cahildi. Allah “beşer Adem’i” meleklerin diliyle şöyle tanımlanmaktadır:

İşte o zaman Rabbin meleklere: ‘Bakın, Ben yeryüzünde bir halife (sorumlu) görevlendireceğim!” demişti. Onlar: “Seni övgüyle yüceltip takdis eden bizler dururken, orada bozgunculuğa ve yozlaşmaya yol açacak ve kan dökecek birini mi yaratacaksın? dediler.

(Allah) “Sizin bilmediğiniz (çok şey var, onları) Ben bilirim!’ diye cevapladı. 

Ve O, Adem’e her şeyin ismini öğretti, sonra onları meleklerin önüne koydu ve ‘Dedikleriniz doğruysa haydi bu (şeylerin) isimlerini Bana söyleyin bakalım!’ dedi. (Bakara/2:30,31)


Ayette geçen “bozgunculuğa ve yozlaşmaya yol açacak ve kan dökecek biri” beşer Adem’den başkası değildir.

Hz. Adem ve Hz. Havva’nın dilinden de benzer ifadeler Kur’an’da geçmektedir:

Ve böylece onları (şeytan) yanıltıcı düşüncelerle yönlendirdi. Fakat o ikisi, sözü geçen ağacın meyvesinden tadar tatmaz birden çıplaklıklarının farkına vardılar; ve bahçeden topladıkları yapraklarla üzerlerini örtmeye koyuldular.

Bunun üzerine Rableri onlara (şöyle) seslendi: Ben sizi o ağaçtan menedip de ‘Şeytan sizin gerçekten apaçık düşmanınızdır dememiş miydim?’

O ikisi: ‘Ey Rabbimiz! Biz kendimize yazık (zulüm) ettik; bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, hiç şüphesiz, kaybedenlerden (hüsrana uğrayanlardan) olacağız!’ dediler. (A’raf/7:22,23)


Meleklerin, beşer Adem için söyledikleri “yeryüzünde bozgunculuk yapanı ve kan döken biri” sözleri karşısında, Sanatçı Sezen Aksu’nun “Selam söyleyin o cahil Havva ile Adem’e” sözlerini “dini değerlere hakaret ve tahrik, aşağılama” veya “hadsizlik, saygısızlık” olarak tanımlamak cehalet, yobazlık ve dinbazlık değil de nedir?

Ayetler dikkate alındığında şarkının hangi cümlesinde dine, değerlere saygısızlık vardır?

Bir sanatçının şarkı sözleri üzerinden iman, din, İslam görüntüsü vermek cehalet değilse ikiyüzlülük, ahlaksızlık ve sahtekarlık değil midir?

Kendilerine Müslümanlık rolü biçenler arasında bir tane Sezen Aksu ayarında sanatçı var mıdır?

Aralarında kaç tane “tekfir ve ihanetle” suçladıkları Yılmaz Güney, Tarık Akan, Kadir İnanır, Ahmet Kaya, Adnan Şenses gibi usta sanatçı vardır? 

Sanatçılara verdikleri tepkinin binde birini dindeki bozulmaya, din adına uydurulmuş hikâye ve menkıbelere, din adına çıkarılan fitne ve bozgunculuğa, yalan ve istismara, din bezirganlarına, ekran şovmenlerine verebilselerdi bugün bu halde olmazdık.

Ayırımcılık, hırsızlık, yolsuzluk, ahlaksızlık, adaletsizlik ve zulüm karşısında “dilsiz şeytan” kesilenlerin, bir şarkı sözünden dolayı “vahşi sırtlan!” kesilmeleri nasıl bir Müslümanlık anlayışına tutsak olduğumuzun tezahürüdür.

Herkes gibi sanatçı da sanat da eleştirilebilir ancak sanatçı ve sanat üzerinde hiçbir baskı ve yasak kabul edilemez.

Sezen Aksu toplumun vicdanı ve haksızlıklara karşı duyarlı güzide bir sanatçıdır.

Kendisine yönelik saldırıları mesnetsiz, haksız ve hukuksuz bulduğumu ve kınadığımı açıkça belirtmekte yarar gördüm.

Yazarın Diğer Yazıları
rodi
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.