Bingöl’de Karlıoava ilçesi Kayapınar köyü Serince mezrasında mangal kömürü üretmek için 18 Temmuz’dan bu yana meşe ağaçları kesiliyor.
Köylüler, ağaç kesim işinin kendilerinden habersiz olarak zımni menfaat karşılığında köy muhtarı üzerinden hayata geçirildiğini öne sürdü.
Köylüler, kesim yapılan bölgenin sarp, kayalık, yamaç ve yerleşim yerlerinin yakınında olduğu, kesimin sel, çığ, erozyon gibi doğal afetlere zemin hazırladığı gerekçesi ile imza toplayarak Bingöl Valiliği’ne ve Orman İşletme Müdürlüğü’ne başvurdu. Ayrıca köylüler, mangal kömürü üretmek için ÇED raporu alınmadığını, kesimin felaketlere yol açacağını öne sürerek Karlıova Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
Ağaç kesimine karşı olan köylülerden Erdal Dallı, kesimin bölgede çığ, sel gibi doğal afetlere zemin hazırlayacağına dikkat çekti. Dallı ayrıca köylülerin büyük kısmının kesime karşı olduğunu ifade etti. Ağaç kesim işinde şaibeler olduğunu ileri süren Dallı şöyle konuştu: “Geçtiğimiz yıl yabancı bazı insanlar, bir köylü ile ormanı keşfe çıktı. Uzun incelemeler sonrası bölgeden ayrıldılar. Aynı kişiler kesimden kısa bir süre önce de tekrar bölgeye gelip köy muhtarı Özbeg Abaylı ile görüştü. Tanımadığımız bu yabancı kişiler, şu an kesimi yapan ve kesilen meşe ağaçlarının yakımı için hazırlık yapan kişiler aynı zamanda. Yapılan görüşmelerden sonra muhtar, yanında birkaç aza ve keşifte yardımcı olan köylü ile birlikte Bingöl Orman İşletme Müdürlüğü’ne giderek ormanlık alanın köylü adına kendisine tahsil edilmesini talep etmiş. Ormanın yaşlı olduğunu ve yangın çıkarma riski olan kuru ağaçların var olduğunu belirterek Orman İşletme’yi ikna etmiş. Orman İşletme memuru Çetin Bey üzerinden projeyi yasal kılıfa sokarak ormanlık alanı kendisine tahsis ettirmiş. Muhtar Özbeg Abaylı daha sonra şehir dışından gelen firmaya kesim işini devretmiş ve firma da önceden hazırlıklarını yaptığı için vakit kaybetmeden kesime başlamış.”
Muhtarın dışarıdan destek almadan böyle bir işi planlayamayacağını ileri süren Dallı, “Kesim amaçlı dikili ağaç tahsisine dair yönetmeliğe atıfta bulunarak bir nevi yönetmeliklerdeki boşluklardan yararlandılar. Köylülerin de kesimin yapılmasından yana olduğunu belirterek Çetin Bey aracılığı ile projeyi yasal kılıfa büründürerek ağaç kesimine başladılar. Ancak köylülerin büyük çoğunluğunun yaşananlardan haberi yok. Köylüler, kesim ile durumdan haberdar olunca imza toplayıp ilgili kurumlara sundular ve suç duyurusunda bulundular” diye konuştu.
Konuya ilişkin resmi makamlardan herhangi bir açıklama yapılmazken Orman İşletme yetkililerinden alınan bilgiye göre, ağaç kesimi ‘dikili ağaç tahsisi’ usulü ile köy muhtarına verildi. Yetkililer, yıllık işletme programını gerçekleştirmek, ormanın devamlılığını sağlamak için kesimler yapıldığını ve Serince mezrasındaki kesimin de bu kapsamda köylülerin talebi üzerine gerçekleştirildiğini söyledi. Yetkililer, köylülerin mangal kömürü üretmek için sarp, kayalık, yamaç bölgede yapılan kesimin doğal afetler açısından risklere yol açacağı kaygılarına ilişkin ‘kesimin rastgele yapılmadığı, Orman İşletme denetiminde gerçekleştiği, elde edilen odunların ne şekilde değerlendirileceğinin satış işini alanların tasarrufunda olduğu’ cevabını verdi.
Kaynarpınar köy muhtarı Özbeg Abaylı, kesimden köylülerin haberinin olmadığı iddialarını reddetti. Abaylı konuyla ilgili, “Kesim işi ihalesini ben aldım, kesimi ben yapıyorum. Kesim bir yıl da beş ay da sürebilir. Üç bölümde kesim yapılacak. Kesim alanı 500 hektardan fazladır. Arıcılar gitmeden yakma işi yapılmayacak. Köylülerin anlaşması ile kesim yapıyoruz. Ben almasaydım müteahhit alacaktı ve köylüleri tanımayacaktı” ifadelerini kullandı.
Köylülerin kesim işine karşı olduğu ve imza topladığı yönündeki bilgiye dair Abaylı, “İtiraz edenler ortalığı velveleye verenlerdir. Baba ile oğul kendi arasında anlaşmamışsa ben ne yapayım? Satış işini ben aldım ve kesim işini de yapıyorum” diye konuştu.
Bingöl Çevre Derneği Başkanı Cuma Karaaslan, Bingöl’ün orman varlığının sürekli azaldığını belirterek, “Kesilen orman 50 yıl sonra eski haline dönebiliyor. Alan ortalamasına göre Bingöl’ün orman varlığı yüzde 28,4’ten, yüzde 26’lara gerilemiş. Korunması gereken eşiği geçtik. Kesim ile çığ, erozyon gibi felaketleri engelleyen nedenler ortadan kaldırılıyor. Bir kamu kurumunun, orman envanterini yitiren yerleri yeniden ormanlaştırması gerekirken kamu kurumlarının geçmişten gelen cahil yaklaşımları bizi rahatsız ediyor. Var olan yeşil alanı nasıl yok etmeyi düşünebiliriz? Kamu kurumlarında, basında ağacı odun olarak gören anlayışın değişmesi gerekir. Kömür üretmek bu kadar kolay olmamalı. Siz çığın ne zaman geleceğini bilemezsiniz” dedi.
Karaaslan kesim yapılırken ormanın fonksiyonel değerinin ölçülmediğini ve köylülerin yüzde 85’nin kesimden haberi olmadığını da sözlerine ekledi. Karaaslan şöyle devam etti: “Kamu kurumu ormanın sahibi değildir, orayı işletecek, koruyacak olandır. Biraz santrale, biraz termiğe, biraz oduncuya vere vere orman kalmadı. Olaya odun gözüyle bakmasınlar. Doğa odun değildir, kafalar odundur.”