“ÖLDÜRMEYİN, ÖLÜMSÜZLEŞTİRİN”

Bingöl’de yaban hayvanlarının öldürülmesine karşı kamu spotu hazırlayan BİFSAK, “Öldürmeyin, Ölümsüzleştirin. Tetiğe değil, Deklanşöre basın” konulu kamu spotu hazırladı.

Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Merkez Av Komisyonu, 2020 ve 2021 yıllarında Bingöl başta olmak üzere birçok ilde yaban hayvanlarının öldürülmesi için ihaleler açtı. Konunun mahkemeye taşınması üzerine, Erzurum Bölge İdare Mahkemesi, ihalelerin iptali yönünde karar verdi.

Tarım ve Orman Bakanlığı, karara itiraz ederek temyiz başvurusunda bulundu ancak Danıştay 13. Dairesi de, bölge idare mahkemesinin kararını onayarak, yaban hayvanlarının öldürülmemesi yönünde karar verdi. Mahkeme kararlarını dikkate almayan bakanlık, yaban hayvanlarının öldürülmesi için yeni ihaleler açtı. Kamuoyu tepkisine rağmen hayvan ölümleri devam etti. Bingöl’den, il dışından ve yurt dışından gelen avcılar, başta Çengel Boynuzlu Dağ Keçileri olmak üzere yaban hayvanlarını öldürmeye devam ediyor.

“TETİĞE DEĞİL, DEKLANŞÖRE BASIN”

Bingöl Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Kulübü Derneği de (BİFSAK), yaban hayvanlarının öldürülmesine tepki olarak kamu spotu hazırladı. Kamu spotu, “Öldürmeyin, Ölümsüzleştirin. Tetiğe değil, Deklanşöre basın” notuyla paylaşıldı.

Konu ile ilgili görüştüğümüz BİFSAK Derneği Başkanı Kenan Nihat Elçi, dernek olarak avcılığa karşı olduklarını belirtti.

Elçi, şunları söyledi: “Bir fotoğrafçı için doğadaki en güzel görsellerden biri her ne kadar kuşlar çiçekler olsa da daha güçlü daha kıymetli olan görseller yaban hayata dair görsellerdir. Bunlar bir fotoğrafçının ekmek kapısı gibidir.

Bu minvalde avcılara seslenmek istiyoruz, av turizmi adı altında öldürmeyi yasallaştıran durumdan rahatsız olduğumuzun bilinmesini istiyoruz.

Yaşam her canlı için kutsaldır, türcü bir bakış açısıyla bakmanın doğru olmadığını düşünüyoruz.

Yine yaşadığımız bölgedeki avcıların çoğunu da tanıyor ve biliyoruz.

Bunların vicdanlı kişiler olduklarından da hiçbir şüphemiz yok, sadece bu hobileriyle alakalı radikal kararlar almalarını istiyoruz.

Artık tetiğe değil deklanşöre basmaları istiyoruz.

Yaşatmanın daha kutsal olduğunu düşünüyoruz…

Ayrıca “av sporu” teriminde de bir sıkıntılı durum olduğunu düşünüyorum. Zira spor dediğimiz olay karşılıklı iki gücün mücadelesidir. Ancak burada eşit şartlarda bir mücadele yok. Avcının elinde dünyanın en gelişmiş yok etme aracı silah dururken avın tek şansı ise kaçıp kurtulmak… Böyle bir spor olmaz diye düşünüyorum.

Bu duruma farklı açılardan da bakmak gerekiyor, eskiden insanlar açtı ve yaşamak için avcılık yaparlardı ancak gelinen dünya düzenin de hastanelerimiz de kimse açlıktan ölmüyor, tokluktan ölüyorlar. Ölüm sebeplerinin çoğu tokluk diyabet ile alakalı.

Bizler sosyal medyanın ve etkili görsellerin gücünü biliyoruz. Kamu spotunun birçok insanın duygularına vicdanlarına dokunacağından eminiz.

Sosyal sorumluluk duygusuyla bu çalışmamızı yaptık.

Hal böyleyken kanun koyucuların bu konuda yeni düzenlemeler ve yaptırımlar getirmelerinin en doğru karar olacağını düşünüyoruz.”