Taş yapılar tehlike arz ediyor
Depremin acısını; ana merkezi Elazığ Kovancılar ilçesine bağlı Okçular nahiyesi ve köyleri olmasına rağmen, içimizde hissettik.
Zaten içimizde olan bir yerdi.
İlimizin sınırında olan bu deprem, Bingöl merkezi olduğu gibi, birçok ilçede de aynı şiddette hissedildi. Bölgenin inşaat mimarisinin % 90’ı ‘Taş’ yapılardan oluşuyor.
Ölenler sadece kerpiç evlerde yaşayanlar değildi.
Taş yapılarda meydana gelen çatlaklar, yöre halkının uykusunu kaçırmıştır.
Depremin akabinde Vali İrfan Balkanlıoğlu, İl Afet ve Acil Durum Müdürü Mehmet Emin Boğatekin’le beraber, merkeze bağlı köyleri gezip hasarları yerinde tespit edip resimlerle belgelediler ve çalışmaları devam ediyor.
Hasarlı ev adedi her geçen gün artarak devam ediyor.
Şu ana kadar 2500 ev ağır, o kadar da az hasarlı ev tespit edilmiş. İlçelerden de bu konuda binlerce müracaat var. 2003 Bingöl merkez ve 2005 Karlıova depreminde hasar gören binlerce konuttan sadece 8000 konut yapıldı.
Az değil bu rakam ancak kimler aldı?
Bir kişi üç yerde kendine babasına ve başka köyde evlenip yaşayan kızının adına da ev yaptırdığı için, gerçek mağdurlar hala ev sahibi olamadılar. Bingöl merkeze bağlı birçok Köy, yeniden yapıldı.
Başkalarının hakkına tenezzül eden o kişilerin hangi kurum veya kişilerin yakınları olduğu tüm Bingöl tarafından bilinmekle beraber, yapılan bu konutların parasını, devlet geri alıyor zaten, bunu hayrına yapmadı. Demek ki konut ihtiyacı var.
Köylü taştan evini yenileyemediği için, devletin bu imkânından faydalanmak istiyor. Buna da hakkı var. Devlet bu konutları bedava yapmadığına göre, kim istiyorsa, yapılmalı. TOKİ, hükümetin en büyük icraatlarından birisidir.
Artısı eksisiyle binlerce konut yapmıştır. Binlerce konut daha da yapabilir.
ADAKLI KİĞI YEDİSU KONUTLARI REDDEDİLDİ
2003 depreminde yakinen bildiğim için Adaklı, Kiğı ve Yedisu’da yüzlerce müracaat olmasına rağmen istekler reddedilmişti.
Geçtiğimiz gülerde Bingöl’de Bakanımız ve iki milletvekilimiz, Valimiz il belediye başkanımızla polisevinde sözde sadece gazetecilerle verilen yemekli bir basın toplantısı düzenlendi.
Yemeğe, birçok belediye başkanı, il, ilçe başkanı ve encümenlerin yanı sıra kişisel işleri için gelenlerden, biz gazetecilere pek yer bırakmadıkları için, yemekli toplantı amacına ulaşmadan bitti.
Tam kapıdan çıkarken Adaklı belediye başkanı, il encümeni ve ilçe başkanının Vali Balkanlıoğlu’na Adaklı’da birçok hasarlı ev olduğunu söylemesi, valimizce hayretle karşılandığına şahit oldum. Konuya ister istemez ben de müdahil olup 2003 depreminde bu bölgede hasarlı evlerin yapılmadığını, bu depremle daha da hasarın büyümesinin kaçınılmaz olduğunu söyledim.
Balkanlıoğlu, “Öncelikle merkez köyleri inceledikten sonra, diğer ilçelere de heyet gönderip tespit çalışmaları yaparız” dedi.
Kiğı bölgesinde 1968 depreminin konutları duruyor, hala yapılmadı.
Burada sayın valime birkaç sorum olacak.
2003 depreminde Adaklı, Kiğı, Yayladere ve Yedisu ilçelerinde kaç hasarlı konut belirtilmiş ve kaç konut yapılmıştır?
Hasarlı olup da, yapılmayan kaç konut vardır? Merkezin Genç’in ve Solhan’ın mevcut hükümette var olan milletvekilleri ve yakınları, olağan olarak öncelikle kendi bölgelerine hizmet yapacaklardır. Bu inkâr edilse de, bir gerçektir.
Ayırım değil tespittir. Türkiye’nin deprem fay hattı merkezi, Karlıoava’da başlıyor.
Erzincan 1939 yılında 7.9 şiddetli depremde 32.968 kişi hayatını kaybetmişti.
O dönemde kuzey ilçeleri, Erzican’a bağlıydılar. Kiğı Yedisu ve Adaklı’da yüzlerce kayıp vardı.
Yedisu adı üzerinde yedi çeşmeden su akıyor ve bu suyun tadı farklı, depremin en etkili beklendiği yer, sulak bölgeler olduğunu tüm jeologlar bağıra bağıra anlatıyorlar.
Bu bölgede uzun zamandır depremin olabileceğini söyleniyor. Heyelanlar oluyor sürekli ve yerden dumanlar ( Gaz) kalkıyor;
Devlet bu bölgede ne gibi araştırmalar yaptı? Ne gibi önlemler alındı? Bölgenin mimari yapısı taş’tandır. Okçular’da yıkılan sadece kerpiç evler değildi, ne kadar taş ev varsa, hepsi yıkılmıştı. Ve en fazla can kaybı da bu evlerde meydana gelmişti.
Lütfen taş evlerde yaşayıp devletten ev yapın talebinde bulunan herkese ev yapın.
Bunu bir an önce başlatmalı, aksi halde o evlerde ölecek insanların vermiş oldukları hasar dilekçeleri, yakınları tarafından yeri gelirse; devletten hesap sorma hakkı doğuracaktır.
Sözde basın toplantısında;
“Bingöl deprem kuşağında olmasından dolayı afet kapsamına neden alınmıyor?”
şeklindeki soruma tatminkar bir cevap alamadım!..
Afet kapsamının kriteri nedir?
Bu sorularımın cevaplanmasını toplum adına bekliyorum.
2003 depreminde hasarlı ev müracaatında bulunan bir yakınıma benim yanımda konuşan siyasi bir temsilcimiz; “Hasarlı ev müracaatı yapan 5000 dava daha var. Hepsi de reddedildi. Tek bir tane kabul edilseydi emsal olarak dava açar kabul ettirirdik. Bingöl’e 8000 konutu, yeterli gördüler” demişti.
YARDIMSEVER BİNGÖL
Geçen hafta deprem dolayısıyla Elazığ Kovancılar ve Karakoçan’ın deprem yaşayan köylerine; Kiğı-Karakoçan-Adaklı-Yayladere ve Yedisu Derneği (KAYY-DER)’in öncülük ettiği yardım kampanyasına, ben de eşlik ettim.
Sağ olsun duyarlı KAYY-DER Başkanı Aziz Saltık ve yöneticileri, olay vukuu bulduğu andan itibaren, İstanbul’da hayırseverlerin kapısını çalarak gıda, giyim ve temizlik malzemesi topladılar.
İstanbul’daki birçok derneğimizin de destek verdiği bu kampanyaya, DSİ 14. Bölge Müdür Vekili ve BİNDEF başkanı İbrahim Aybek, DSİ’den bir ‘Tır’ tahsis ederek destek oldu.
Maltepe Belediye Başkan Yardımcısı Cemal Atagül, bir kamyon yardım gönderdi. Yayladere dernekleri kendi aralarında bir kamyon gönderdiler.
Yalova Çınarcık Belediye Başkanı hemşerimiz Murat Erdoğan bizzat kendi eliyle yardımlar getirmişti.
Diğer taraftan Bingöl il ilçe belediyeleri ve sivil toplum örgütleri, esnaf kendi arasında kamyonlar dolusu yardım taşıyıp dağıttılar. İlimizin bu güzel hasletleri pek Türkiye gündemine gelmezken, karısının ‘erkek çocuk doğurmadı diye’ kulağını burnunu kesen cani sayesinde, Bingöl yine tüm gazetelerin manşetinde idi.
Türkiye’de bu haberler öne çıkarılıyor.
Habercilik anlamında doğru ancak özellikle Bingöl adının öne çıkarılmasını hazmedemiyorum.
Tüm olumsuz haberler gibi bu haberi ben yine sayfalarıma taşımayacağım.
Depremsiz mutlu haberlerle dolu yıllar dileğimle…