DOLAR
32,3267
EURO
35,0819
ALTIN
2.298,64
BIST
8.979,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
20°C
İstanbul
20°C
Açık
Cuma Az Bulutlu
23°C
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C

SİYASİ FANATİZM

30.03.2021 18:26 | Son Güncellenme: 09.04.2021 18:23
435
A+
A-

Geçen hafta İstanbul’da faaliyet yürüten bir köy derneğin whatsapp grubunda paylaşılan bir yazı, beni çok rahatsız etti.

SİYASİ FANATİZM

Geçen hafta İstanbul’da faaliyet yürüten bir köy derneğin whatsapp grubunda paylaşılan bir yazı, beni çok rahatsız etti. Paylaşılan metni kendisi yazamayacak nitelikte olan kişi, siyasi örgütü tarafından hazırlayıp sosyal medya üzerinden geniş kitlelere ulaştırmayı hedefliyor. Yazıda “Din elden gitmeden, İslam ve Müslüman düşmanlarına karşı günün birlik olma günü” olduğu vurgulanıyor. 

Yazıyı okuduktan sonra paylaşan kişi ile telefondan görüştüm ama geri çekmediği gibi ısrarla savunması, siyasi fanatizm üzerine bu yazıyı yazma gereği gördüm.

24 Haziran milletvekili seçiminde kendisi bir siyasi partiden aday olduğunda tarafsız bir gazeteci olarak tüm siyasi partilerin aday adaylarının haberleri yaptığım için bu arkadaşa da sayfamda yer vermiştim. Çünkü kendisi bir partiden aday olmuştu. 

Bir hemşehrimiz olduğu için, siyasi görüşüne bakmadan,  köy derneğinin whatsapp grubundaki paylaşımlarını gördüm ve beğeni de yapmıştım. Çünkü kendisi bir partiden aday olmuştu. Bir adım öne çıkarak cesaretini gösterdiği için takdir etmiştim. 

binguven-bal2


Siyasi bir partinin hazırladığı içeriğinde, “İstanbul seçim sonuçları bizim açımızdan da son derece önemlidir. İstemediğimiz bir sonucun çıkması durumunda başa gelecek olan zihniyetin İslam ve Müslümanlarla açıktan ve topyekûn olarak mücadele edeceği unutulmamalıdır” diyor. 


Yine bir ayet paylaşarak kendilerinin içindeki ötekileştirdikleri, düşman, hain, vb bakış açılarını ”bir topluma duyduğunuz kin, sizi adaletten ayırmasın” ayetini paylaşarak karşı oldukları adayın din düşmanı, gayrimüslim, Yahudi, Hristiyan’mış gibi gösteriyor.

Aslında bu ayet bu kişileri uyarıyor ama uyumaya devam ediyorlar. 


Soruyorum: Sen bu seçimin tercih listesinde olsan bile bu hakareti, bu karalamayı ve adaletsizliği yapma hakkını nerden buluyorsun? 

Senin aday olmadığın bir seçimde köyün duyuru grubunda siyasi yakınlık duyduğun kişi ve kuruluşları burada paylaşma hakkını kendinde nasıl bulabiliyorsun? 

Diyor ki “ben bir din alimi olarak halkıma doğruları söylemekle yükümlüyüm”. Konuşmalarımın detaylarını geçiyorum…


Paylaştığı yazıda diyor ki “Bu zihniyet başa gelirse, şu an şikâyet ettiğimiz her şey onlarca belki yüzlerce kat daha da artacaktır. Bu zihniyetin insanlığa, halka, dine nihayetinde kötülük ve ahlaksızlık dışında hiçbir şeye faydası yoktur ve olmayacaktır”…


Bu adam gibiler kitap okumuş ama zihniyeti “Alevi, Solcu, CHP’li, HDP’li ve benzeri görüşlere” ön yargıları ve kinleri, onları böyle adaletten ayırmış ki kendisinin paylaştığı ayete de ters düşebiliyor. 


PEYGAMBERİMİZ, KABENİN ANAHTARINI NEDEN GAYRİMÜSLİME TESLİM ETTİ?


Halbuki işi ehline vermek Kur’ân’ın emridir!…
İşlerin, emanetlerin ehline verilmesini emreden âyetin meali şöyledir:
Ey iman edenler! İnsanlar arasında adâlet edin ve emaneti, işi ehline (uzmanına, lâyık olana) verin.” 
Bu âyetin nüzul sebebi şöyle nakledilir: Bir rivayette, Hz. Ali (ra), Mekke fethedilince müşrik olan Osman bin Talha’dan anahtarları alır. Bu âyet nazil olur. Hz. Peygamber (asm), anahtarı ondan alıp müşrik olan ve Müslüman olmayan Osman bin Talha’ya verir.


AYET AK, KARA, SOL, SAĞ DEMİYOR.
 
Kişi a veya b partisinin adayını sevebilir, tutabilir ama karşı tarafı karalayıcı, iftira ve yalanlar yayarsa; bu yedi büyük GÜNAH’a giriyor.


Sevgili dostlar, inancımızın gereği ayetin hükmü çok açıktır. “İşi ehline verin diyor”.

Ben bu kişi ehildir, bu değildir demiyorum. Bireysel olarak siyasi bir akıma destek verme özgürlüğüne karışan var mı? Yok.

Ama bu siyaset yolunda farklı bir partiden olup sırf maddi menfaatler uğruna, ahiretimizi, Dünya’ya tercih etmemeliyiz…. 


Değerli Bingöllüler, sizin tercihiniz ne olursa olsun, İstanbul seçimi de diğer seçimler gibi gelir geçer. 
Biz hemşehri, köylü veya akrabalar olarak yüz yüze gelirken yol değiştirme durumuna düşmemeliyiz… 

İki aday var, kimse babamızın oğlu değildir, velev ki bir taraf siyasi ideolojimiz olsa da, hak ve adalet terazisinden bakmak gerektiğine inanıyorum.

Ayrıca İstanbul gibi bir metropolde bir tane Bingöllü başkan var mı? Yok.

Bizler yıllardır hep iktidarı destekledik, kaç tane başkan yardımcınız var? Yok.

Sultanbeyli, Sancaktepe, Ümraniye gibi bir ilçede sayın Cevdet Yılmaz’ın referansıyla birer meclis üyesi vardır.

Üsküdar gibi bir ilçede meclis üyemiz bile yok.

Şimdi bakıyorum, hemşehri duyguları kabaran milletvekillerimiz İstanbul’da ne kadar dernek pikniği varsa, orada tey, tey halay çekiyorlar.

Şimdi soruyorum, Bingöllülerin İstanbul’da 150 bin oyu varken, bu hemşehri duygusu neden temsilde uyanıp kabarmadı?

Çok sayıda liyakatli aday adaylarımız vardı, hiç biri adam yerine konulmadı, bunların o bölgede nüfuzları var, denge var diyerek bir tanesini başkan yardımcılığı bile verildi mi? 
Hayır.

Siz daha neyin peşindesiniz?

İstanbul gibi bir metropolde bir tane vekil çıkarabildik mi? Hayır.

Genel Başkan Yardımcısı, Dilovası adayı hemşerimiz vardı, isteseydi olmuştu. Nasip, kısmet, falan filan, geçelim bunları efendi…

LÜTFEN KUTSAL DİNİMİZİ, SİYASETE ALET ETMEYELİM…

Bizler futbol takımı tutmuyoruz, siyasi tercihlerimizi fanatizm edasıyla ayetleri, hadisleri karıştırarak günaha girmeyelim… 

Aristoteles tarafından Milattan önce dördüncü yüzyılda söylenmiş ve dünya oldukça geçerli güzel bir söz…

“Sevdiklerinizle siyaset yapmayınız. 
Zira; siyaset dostlukları zedeler. 
Siyasetçiler yollarına devam ederken, 
siz dostlarınızı yitirdiğinizle kalırsınız.” 

Yazarın Diğer Yazıları
rodi
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.