DOLAR
34,2344
EURO
37,8100
ALTIN
2.925,49
BIST
8.898,23
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
27°C
İstanbul
27°C
Açık
Cuma Parçalı Bulutlu
30°C
Cumartesi Az Bulutlu
27°C
Pazar Yağmurlu
23°C
Pazartesi Az Bulutlu
24°C

Başımızın Tacı Annelerimiz

19.03.2021 14:30
449
A+
A-

Bize sevgiyi öğreten, varlıklarıyla hayatımızı borçlu olduğumuz sevgili Annelerimizin gününü kutluyorum.

Herkesin Annesi kendine göre çok değerlidir ama benim Annem, yetim büyümüştü.


binguven-bal2

Adaklı’nın Kozlu köyünde Seray ve Hasan Damarlı’nın tek çocuğu olarak dünyaya geldiği gün, Sancak Karapınar Köyünden köyün ağası Ahmet beyin ve Fatma ninemizin tek kızı olan Seray, çocuğunu kucağına almadan gözlerini ebediyen kapatırken, kızına Rabia adını ver diler.

Seray kızını doğumda kaybeden Fatma nine, yetim torunu ile kaldı.

Kızının evladına öyle bir bağlıydı ki eşi Ahmet ağayla bir daha aynı yatağı bile paylaşmadı. Kızından sonra bir daha gülmem, hayat bana zindandır dedi. Eşinin köyüne bile gitmedi. O hep torunu Rabia ile kaldı taki ölene kadar. Ahmet ağa zaman zaman gel evimize gidelim, yeter artık dese de senin ikinci eşin var, sana o yeter ben hayatımı torunuma adadım derdi.

Babası Hasan çevrede sofi olarak çağrılırdı. Aynı zamanda ticaretle uğraşan Sofi Hasan, bir süre sonra biricik kızına bir anne getirme ihtiyacı duydu. O zamanlar Kozlu’ya bağlı bir mezra olan Hollan köyünden Meryem ile evlendi.

Meryem nine, Dedem Sofi Hasan’a İpek ve Abdurrahman adında iki evlat daha verdi. Rabia kız, yetim de olsa büyüdü 16 -17 yaşlarında iken üvey annenin de desteğiyle aynı köyden birine kaçırtıldı.
Sofi Hasan buna çok içerlendi. Çok üzüldü. Komşu idi, genç idi, töre öyle idi. Kaçırılan kız geri alınmazdı. O kaçırılma Sofi Hasan’da hastalığa sebep oldu. İki ay sonra askere giden o genç, askerde ölürken, Babası Sofi Hasan’nın hastalığı da ilerliyodu.
Bir kere verem virüsü yakalamıştı ve Babasını da kaybetti. Rabia annem babaevine geri dönüyor.

Kader, onu komşu köy Dımlek’te bilinen ve tanınan bir aileden Yusuf diye bir babayiğit adamla evlenmesi ile yeni bir pencere açtı.
Annesi tek evlat, kendisi tek evlat iken o 6 erkek beş kız çocuk doğurdu. Eşi Yusuf babayiğit, deyim yerindeyse ekmeğini taştan çıkaran bir adamdır. Kalabalık bir ailenin içinde ninesi Fatma ile beraber yaşadılar.
Yokluk da olsa, fakirlik de olsa halinden memnundu.

Çocukları olarak hepimiz de annemize çok düşkünüz.
Babamız yiğit ancak sert bir kaya gibi idi. Lider ve öngörülü idi.
Sinirlendiği anda gözü kararırdı ancak kısa süre sonra samanalevi gibi sönerdi. O sinirlendiği anda Rabia annemiz orayı terk ederdi.
Herkesin çekindiği Babamız bir kez bile bu anneme tokat atmamıştı. Ne zaman nerede olması gerektiğini iyi bilirdi.

KADINA ŞİDDETİN SEBEBİ

Bunu tüm kadınlara tavsiye ediyorum. Bir erkek sinirliyse o anda üstüne gitmektense orayı terk etmekte fayda olduğunun örneğidir. Eğer bir baba yada bir anne sinirliyse; o anda aynı şekilde karşılık verildiği an, aile içinde şiddete sebep olur ki bu ailenin huzuru ve yıkımlarına sebep oluyor.

11 çocuk, hepsini de evlendirdi. Hepsinin de çocukları, hepsinin de sayısını söylemeyeceğim kadar çok torunları vardır. Yedi ay önce biz Babamızı, Annem de 70 yıllık arkadaşını kaybetti. Babamın vefatından iki ay sonra Kışın İstanbul’a getirdim, iki hafta önce artık beni köye götür, ben köyümü özledim, ben babanın mezarına gitmem lazım.
O beni bekliyor dedi. Bende kırmadım, atladık uçağa Elazığ’a, ordan da köye gittik. Bir gece yanında kaldım. Babaevimizi abim Esat, temsil ediyor. sağolsunlar, orada yengem ve yeğenlerim tarafından her türlü hizmeti kusursuz yapılıyor. 14 yıl önce yine İstanbul’a getirmiştim, yüksek tansiyondan dolayı iki ay hastanede yatmıştı. Belden aşağı çalışmıyordu. Herkes öldü ölecek derken ayağa kalktı.
Koltuk değnekleri ile de olsa ihtiyaçlarını karşılıyor.

Şimdi o köyde biz İstanbul’dayız,  anneler gününü, babalar gününü, bilmez, üç gün aramasam ne kadar zamandır nerdesin niye unuttun beni diye hesap sorar. 85 yaşında, Allah tüm analara uzun ve huzurlu günler, yıllar nasip etsin. Bu vesile ile tüm annelerin gününü kutluyorum.
Arayıp gününü kutladığımızda
“ew çiye lo” Onların haberi olmasa da.
Bereketli, şefkatli, merhametli, cefakâr, vefakâr, gözütok ve güzel annem benim,  o nasırlı ellerinden öperim.

 13.05.2013

Yazarın Diğer Yazıları
rodi
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.