Hanımı karşıma aldım. Diz dize, göz göze, ellerinden tuttum. Avucumda… “Gurbet yok artık. Bir manifatura dükkânı açarım, bir daha da bir yerlere gitmem,” dedim. Gözleri parladı. İnanmıyordu, inanmış gibi davrandı yine de… Hanım sevinçli ve mutluydu. Onun sevinçten kabına sığmadığı günlerde Enis Beyden bir telgraf gelmesin mi? * 1960 yılında...